Ak Saray ihtirası manşetlerde
NY Times, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘çatışmaları kullanarak’ gücünü pekiştirdiğini ve ‘Putinleştiğini’ yazdı.
Cumhuriyet/Dış Haberler Servisi
‘Aslında iki makamı var’
Putin gibi başbakanlıkla devlet başkanlığı arasında salınan ve cumhurbaşkanı seçildiğinden beri başbakanlığın yetki ve ayrıcalıklarını da eline geçiren Erdoğan’ın “elindeki güç büyüdükçe ABD ile ilişkilerinin daha da gerildiği” belirtildi. Dış İlişkiler Konseyi’nden Steven A. Cook’un “Erdoğan’ın aslında iki makamı var” görüşü aktarılırken, 1000 odalı, tünel sistemli, anti-casus teknolojili, 350 milyon dolarlık ve mahkeme kararlarına göre inşaatı yasadışı yeni başkanlık sarayının Beyaz Saray, Kremlin ve Buckingham’dan büyük olduğu, 200 milyon dolarlık son teknoloji ürünü jeti ve Boğaz’a nazır restore edilen yeni ofisini de unutmamak gerektiği sıralandı. “Hepsi bir adamın çok büyük beden hırslarına hizmet etmek için” ifadeleri kullanıldı.
‘Erdoğan IŞİD’i yankıladı’
“2013 Gezi protestolarının artçılarıyla girdiği 2014’te geniş çaplı yolsuzluk skandalıyla boğuşan Erdoğan, Washington ile çatışmasını ve siyasi düşmanlarını iktidarını pekiştirmeye yarayan bir kaldıraç olarak kullandı. Muhafazakâr tabanını din soslu gündeminin peşinde koştururken, IŞİD’le savaş konusunda ABD ile kapıştı ve sayıları sürekli artan krizlerle her karşılaşmasında dış müdahaleyi suçladı... Türkiye’nin karşısındaki meydan okumalar -Suriye sınırında savaş, NATO müttefikleriyle sorunlu ilişkiler, ekonomi üzerindeki baskılar- kabardıkça, Erdoğan’ın otoritesi bir o kadar güçlendi... Erdoğan Arabistanlı Lawrence diye bilinen T.E. Lawrence’a atıfla ‘Hizmet eri, gazeteci-yazar, terörist görünümünde yeni Lawrence’lerin çabaladığını görüyoruz. Hizmet, basın özgürlüğü, bağımsızlık savaşı ya da cihat diyerek Sykes-Picot anlaşmaları yapanlar var’ sözleriyle IŞİD militanlarını yankıladı.”
Analizde, Erdoğan’ın Davutoğlu dururken, Obama ile IŞİD’le savaşta Türkiye’nin rolünü bizzat tartıştığı anımsatılarak şu vurgu yapıldı: “Beyaz Saray’ın Amerikalı diplomatlara iki ülke arasındaki görüşmelere Davutoğlu’nu da katmayı hatırlatması gerekti. Türkiye’nin IŞİD’e hava saldırılarında üslerini kullandırmamayı ve Esad hükümetinin hedef alınmasında ısrarını sürdürmesi iki üke arasındaki derin bölünmeyi gözler önüne sererken, bu durum karşısında analistler Türkiye’nin bir müttefik olarak güvenilirliğini sorguladı, hatta bazıları Türkiye’nin NATO’dan atılmasını önerdi.”