Ailesi yaşam mücadelesi veriyor
Depremin ardından enkazdan çıkarılırkenki görüntüsüyle Van depreminin simgesi haline gelen ve tüm çabalara rağmen kurtarılamayan Yunus Geray'ın ailesi, kendilerine verilen tüm sözlere rağmen götürüldükleri Ankara’da gerekli desteği almadıkları için tekrar Van'a geri dönmek zorunda kaldı.
cumhuriyet.com.trVan’da 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde meydana gelen depremin simgesi olan 13 yaşındaki Yunus Geray’ın ailesi, kendilerine verilen tüm sözlere rağmen götürüldükleri Ankara’da gerekli desteği almadıkları için tekrar Van’a geri döndü.
13 yaşındaki Yunus Geray gittiği internet kafede depreme yakalanmış, omuzunda kalan ölen kişinin eliyle depremin simgesi haline gelmişti. Enkazdan çıkarıldıktan sonra Erzurum Devlet Hastanesi’ne götürülen Yunus, yolda yaşam savaşını kaybetmişti.
Vansiyaseti.com’dan Şermin Soydan’ın haberine göre, Yunus’un ardında kalan ailesi ise kaderine terk edildi. Geray ailesi, depremden sonra gittikleri Ankara’dan gereken desteği görmedikleri için geri döndükleri Van’da yaşam mücadelesini sürdürüyor.
“İnsanlar kendi reklamları için başkalarının sırtından inmeyi bilmezler”
Erciş’te özelikle çocuklarının reklam aracı olarak kullanılmasına isyan eden aile tüm yaşadıklarını anlattı. Erciş’in Salihiye Mahallesi’nde bulunan evlerinin önüne kendi imkânları ile kurdukları çadırda verdikleri taziyeden sonra Aralık ayında, İngilizce öğretmenliği yapan Şenol ismindeki birinin eşiyle beraber gelip kendilerine yardım edecekleri sözünü verip, Ankara’nın Pursaklar İlçesi’nde bir sitedeki daireye yerleştirilen Geray ailesi, verilen sözlerin yerine getirilmemesi nedeniyle kendi imkânlarıyla yaşam mücadelesi veriyor. Şehirden çok uzak bir dağın başında yaşadıklarını belirten Yunus’un ağabeyi Ender Geray (30), “Bize söz verip de sözünü yerine getirmeyenler çok ayıp ettiler. ‘Biz reklam peşindeyiz’ deseydiler daha uygun olurdu” dedi.
Temmuz ayında Ankara’dan döndüklerini belirten Ender Geray, “Ankara’da yaşadığımız zamanlarda çok kötü şartlarda yaşadık. Bir dağın başında bulunan bir sitedeki dairede kaldık. Zor şartlarda yaşam mücadelesi verdik. Öğretmen ile eşi geldi bizi alıp Ankara’ya götürdü, ama bir daha sahiplenme olmadı” dedi. Kendilerine iş sözü verildiğini ve her gün kandırıldıklarını ifade eden Geray, “İş sözü veriyorlardı. Ama bugün, yarın denilip her gün kandırılıyorduk. Acımız henüz yeniyken bilmediğimiz yerde yaşam mücadelesi veriyorduk. Ben İş-Kur üzerinden iş buldum, ama kardeşim inşaatta çalışmaya başladı. Rahatsız olduğu için güneşte duramayınca işten ayrıldı” diye konuştu. 10 kişilik nüfusa tek başına baktığını belirten Geray, “Kendi yurdumuzdan bir yere gitmeseydik daha iyi olurdu. Evin kirasından faturalarına kadar her şeyi biz karşıladık. İnsanlar kendi reklamları için başkalarının sırtından inmeyi bilmezler. Ankara Belediyesi’ne gittiğimizde ‘elimizden bir şey gelmiyor. Emir büyük yerden diyorlardı’ ” şeklinde konuştu.
“Yunus’un resmiyle reklam yapıldı, biz dillenmiyoruz yalnızca iş istiyoruz”
Baba Yusuf Geray’ın (53) yaz aylarında tuğla yapımında çalıştığını ve eve bakmakta zorlandıklarını belirten ağabey Geray, imkânları elvermediği için kardeşlerini okula gönderemeyeceğini ifade etti. Ankara’dan döndükten sonra herhangi bir yetkilinin kendilerini arayıp sormadıklarını belirten Geray, şunları ifade etti: “Bırakın bir devlet yetkilisi gelip bizi görsün ya da sorsun, biz kapılarına gidiyoruz. Kapılar yüzümüze kapanıyor. Medyanın önüne çıkıp da bunu yaptık demekle olmuyor. İcraat lazım. Maalesef hangi kapıyı çalsak o kapılar yüzümüze kapandı.” Geray, kardeşi Yunus’un resimleriyle reklam yapıldığını belirterek, “Herkes kalktı reklam yaptı. Biz dilenmiyoruz. Biz sadece iş talebinde bulunduk. Ekmek paramızı kazanmak istedik. Artık onlardan da umudumuz yok. Cumhurbaşkanı’nın kapısını çalıp geri geldik. Erciş Kaymakamlığı’na da, Erciş Belediyesi’ne de başvurduk. Kapılar sadece yüzümüze kapandı. Cumhurbaşkanı bir şey yapmıyorsa kimse bir şey yapamaz” diye konuştu.
Deprem dönemimde devletten kendilerine hiçbir yardımın yapılmadığını aktaran Geray, kardeşi için taziye çadırı kurduklarında komşuları ve yakınlarından yardım aldıklarını söyleyerek, “Üzüldüğümüz konu ise bizim vekiller bize sahip çıksın. Bari onlar bize iş imkânı versinler” çağrısını yaptı. Seçim dönemi olduğu zamanlarda seçilmişleri gördüklerini belirten Geray, “Seçim bitti mi kimse kimseyi tanımıyor. Selam veriyoruz, selamı alan yok. İnsanın nefret ediyor” dedi.
Van’da 13 Temmuz tarihinde düzenlenen AKP Van İl Kongresi’nde, AKP İl Başkanı Abdullah Aras’ın Başbakan Erdoğan’a kardeşinin resmini hediye edilmesine tepki gösteren Geray, şunları dile getirdi: “İl başkanı kalkıp kardeşimin resmini Erdoğan’a veriyor. Onu kınıyorum. Eğer adam olsaydı önce ailesine sahip çıkacaktı. Resim vermekle olmuyor. Benim kardeşimi kalkıp da reklam yapamaz. Sen benim kardeşim üzerinden ön sıralara gelemezsin.” Başbakan Erdoğan’ın kongrede kardeşinin resmini aldıktan sonra kendileri ile irtibata geçmediğini sözlerine ekleyen Geray, “Sadece reklam var, başka bir şey yaptıkları yok” dedi.
“Oğlumun resimlerini ellerinde gördüğümde yüreğim parçalanıyor”
Gittikleri her kurumda çocuklarına iş verilmediğini, bu nedenle zor durumda olduklarını belirten anne Miyaser Geray (52) ise şunları söyledi:
“Oğlumun resimlerini belediyenin önüne boy boy asmışlar. Yunus gitti, Yunus gibiler gitmesin. Ben anneyim oğlumun acısı çok derindir. Oğlumun resimlerini ellerinde gördüğümde yüreğim parçalanıyor. Oğlumun üzerinden kimse reklam yapmasın. Kimsenin bizim halimizi gördüğü yok. İş yok, güç yok çok zor durumdayız. Oğlumun resmini ellerine alıp reklam yapmak kimsenin hakkı.”