AİHM Oda Tv Davası'nı kabul etti

Oda Tv Davası, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşındı. AİHM, Türkiye'yi Oda Tv Davasından, "özgürlük ve güven hakkı", "adil yargılanma hakkı", "hukuki korunma hakkı", "özel hayatın gizliği" ve "savunma hakkı"nı ihlal yönünden yargılayacak.

cumhuriyet.com.tr

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Oda TV internet sitesi muhabiri Müyesser Yıldız Uğur, soruşturmada Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin(AİHS) 5, 6, 10 ve 13. maddelerine aykırı davranıldığını belirterek bunun tespiti talebiyle AİHM'e başvurdu. Mahkeme, başvuruyu kabul etti. Türkiye önümüzdeki günlerde Oda Tv davasındaki uygulamalarda Uğur'un özgürlük ve güven hakkının, adil yargılanma hakkının, hukuki korunma hakkının, özel hayatın gizliği ve savunma hakkının ihlal edilip edilmediğini inceleyerek karara bağlayacak. AİHM'in Türkiye'deki uygulamaya yönelik vereceği kararın iç hukuku da etkileyeceği belirtiliyor.
 

Kısıtlama kararıyla savunma hakkı engellendi

Oda Tv davasını AİHM'in gündemine taşıyan başvuruyu halen tutuklu olan Gazeteci Müyesser Uğur yaptı. Başvuruda, soruşturmanın aralarında husumet bulunan Başsavcıvekili Zekeriya Öz tarafından yürütülmesinin Uğur'un Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile koruma altına alınan "Adil Yargılanma Hakkı"nın ihlali anlamına geldiğine dikkat çekildi. Uğur'a, herhangi bir mahkeme kararına dayanmadan tesadüf eseri elde edilen bazı telefon görüşmeleri ile ilgili sorular yöneltildiğine dikkat çekilen başvuruda, "Özel Hayatın Gizliliği"nin ihlal edildiği belirtildi.

Başvuru dilekçesinde, Uğur'un ifadesinin soruşturmayı ve kovuşturmayı yürütmekle görevlendirilen Cumhuriyet savcılarınca bizzat alınması gerektiği ancak Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nce bu işlemin gerçekleştirildiği kaydedildi. Bu uygulamanın savunma hakkının ve adil yargılanma hakkının ihlali anlamına geldiğinin ifade edildiği başvuru dilekçesinde, dosyadaki kısıtlama kararı da yer aldı. Kısıtlama kararı nedeni ile Uğur'a yöneltilen suçlamalar ve delillere yönelik etkili bir savunma yapılamadığı belirtildi.
 

Verilecek karar iç hukuku da etkileyecek

Başvuruda, "Uğur, hakkında da hiçbir delil değeri bulunmayan dijital veriler gerekçe gösterilerek, özgürlüğünden yoksun bırakılmış ve hâlihazırda söz konusu yoksunluğu devam etmektedir. Tutuklanmasına dayanak olarak gösterilen delillerin tamamı dijital veri niteliğinde olup bu veriler dâhil Uğur'un katılım ve katkısı olmaksızın muhtemelen başkaca kişilerce oluşturulmuş dijital verilerdir. Verilerin nasıl ve kim tarafından oluşturulduğu hususuna ilişkin hazırlık soruşturması dosyasına sunulan teknik raporda herhangi bir bilgi yoktur" denildi. Başvuruda, tutuklama kararına yapılan itirazlarda iç hukuk yollarının tükendiği bu nedenle de konun AİHM'e taşındığına dikkat çekildi. Uğur'un Avukatı Nebi Doğan, ise AİHM'in başvurunun "görülebilir" olduğunu kabul ettiğini, verilecek kararın iç hukuku da etkileyeceğini kaydetti.