AİHM hakim ve savcılar için emsal bir karar verdi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun yaptığı başvuruyla ilgili kararını açıkladı. AİHM, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 2012 yılındaki kararnamesi ile Çankırı’ya atanan Eminağaoğlu ile ilgili Türkiye’nin insan hakları ihlalinde bulunduğuna hükmetti. AİHM kararının ardından Cumhuriyet'e konuşan Eminağaoğlu, kararın açıklamaları nedeniyle ceza alan hakim ve savcılar için emsal nitelikte olduğunu belirtti.
Furkan KarabaySon yıllarda AİHM’e yapılan bireysel başvuruların sayısındaki artış dikkat çekiyor. AİHM’in 2020 raporunda, Türkiye’nin dava başvurularında Rusya’nın ardından ikinci sırada yer aldığı belirtilmişti. AİHM raporunda, 62 bin civarında başvurunun değerlendirilmeyi beklediği, bunların 11 bin 750'sinin Türkiye'den olduğu ifade edilmişti.
AİHM’in son olarak eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu hakkında çarpıcı bir karar verdi. AİHM, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 2012 yılındaki kararnamesi ile Çankırı’ya atanan Eminağaoğlunun başvurusunu 9 yıl sonra karara bağladı. Kararda, Türkiye’nin insan hakları ihlalinde bulunduğuna hükmedildi.
DİNLENDİĞİNİ AÇIKLAMIŞTI, AİHM “İHLAL” DEDİ
AİHM, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin adil yargılanma hakkıyla ilgili 6'ncı maddesini, özel ve aile yaşamına saygıyla ilgili 8'inci maddesini ve düşünce ile ifade özgürlüğü hakkıyla ilgili 10'uncu maddesini ihlal ettiğine hükmetti. Ayrıca, başvuru sahibinin telefonlarının hukuksuz bir şekilde dinlenmesinin ve bunların disiplin suçu cezası verilmesi sırasında kanıt olarak gösterilmesi de ihlal olarak değerlendirildi. Eminağaoğlu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda göreve başladıktan sonra dinlendiğini açıklamıştı.
AİHM, Eminağaoğlu’nun YARSAV Başkanı olarak yaptığı açıklamaların ifade özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmemesi de hak ihlali olarak görüldü.
İSTANBUL’DAN ÇANKIRI’YA SÜRÜLMÜŞTÜ
Ömer Faruk Eminağaoğlu, yargıdaki Fethullahçı yapılanmaya karşı mücadelesiyle biliniyordu. 2006’da YARSAV’ı kuran Eminağaoğlu, AKP kurulduğunda hem soruşturma hem sicil savcısıydı. Eminağaoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın belediye başkanlığı sırasında Yargıtay'daki tüm soruşturmaları kendisinin yürüttüğünü açıklamıştı.
2012 yılına gelindiğinde ise Eminağaoğlu, HSYK 2012 Yılı Adli Yargı Kararnamesi doğrultusunda İstanbul Hakimliği'nden Çankırı Hakimliği'ne atanmıştı. HSYK’nin bu kararı Eminağaoğlu için bir diğer anlamıyla sürgündü.
(Ömer Faruk Eminağaoğlu)
CUMHURİYET’E KONUŞTU: KARARI VERENLER FETÖ’DEN YARGILANDI
Ömer Faruk Eminağaoğlu, AİHM’in söz konusu “İhlal” kararıyla ilgili Cumhuriyet’e açıklamada bulundu.
YARSAV Başkanı olarak yaptığı açıklamaların ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu söyleyen Eminağaoğlu, yargı bağımsızlığının olmaması nedeniyle sürgün kararı alındığını belirtti.
HSYK kararını veren üyelerin birçoğunun FETÖ’den haklarında soruşturma açıldığının altını çizen Eminağaoğlu, söz konusu karara karşı yargı yolunun kapatılmasıyla AİHM’e başvurduğunu belirtti.
Eminağaoğlu, AKP hakkında kapatma soruşturmasında Yargıtay Cumhuriyet Savcısı olarak görev aldığını belirtirken, dava ile birlikte hukuk dışı dinleme ve teknik takip cihazlarıyla izlendiğini ifade etti.
KARAR HAKİM VE SAVCILAR İÇİN EMSAL NİTELİKTE
Eminağaoğlu, AİHM kararının, açıklamaları nedeniyle meslekten ihraç edilen veya ceza verilen hakim-savcılar için emsal nitelikte olduğunu belirtti
Eminağaoğlu, AİHM’in “İhlal” kararıyla ilgili ise “İfade özgürlüğünden, insan haklarından, yargı bağımsızlığından, eylem planlarından söz eden iktidarın, İHAM’ın bu kararıyla bir kez daha ortaya çıktığı gibi, özellikle Anayasa’nın yargı bölümünde yapılan değişikliklerle kendi yol açtığı sorunları gidermek için, yine yargı bağımsızlığı için Anayasa’nın yargı bölümünü tümden değiştirilmesinden söz etmemesi, yargı reformu, insan hakları, eylem planı gibi söylemlerdeki amacının, yargı bağımsızlığı ve insan haklarına güvence sağlanması olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır” açıklamasında bulundu.
Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun Cumhuriyet’e yaptığı açıklama şöyle:
"AKP hakkında kapatma soruşturmasında Yargıtay Cumhuriyet Savcısı olarak görev aldım.
YARSAV’ı kurarak yargı bağımsızlığı için mücadele etmeye başladık.
AKP hakkında 2008’de kapatma davası açıldığında başlayan, sonrasında hakkımda devam eden hukuk dışı dinleme ve teknik takip cihazlarıyla izlenmem konusunda birbirini takip eden birden fazla hukuk dışı kararlar verildiği, bu kararların verilebilmesi için de, hakkımda göstermelik soruşturmalar açıldığı, bu bağlamda Ergenekon soruşturması içine de sokulduğum ortaya çıktı.
Daha sonra bu hukuk dışı dinleme ve izleme kararları ile toplanan veriler, hakkımda Ergenekon soruşturması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı üzerine imha edildi. Ancak bu verilerin savcılıktaki dosyadaki örneklerinin imha edildiği, Adalet Bakanlığı’na ve oradan HSYK’ya da aktarıldığı, disiplin soruşturmasında da kullanıldığı görüldü.
Başkanı olduğum YARSAV adına üç yıl boyunca bütünüyle yargı bağımsızlığı adına ifade özgürlüğü çerçevesinde açıklamalar yapmam nedeniyle, bu açıklamaların ifade özgürlüğünün gereği olduğu gözetilmeden, önce disiplin cezası olmadan Yargıtay’daki görevimden İstanbul’a, oradan da HSYK tarafından disiplin cezası verilerek Çankırı’ya gönderildim. HSYK kararına karşı yargı yolu kapalı olunca da AİHM’e başvurdum.
İşin ilginci bugün, o dönemde ‘Adalet Bakanlığında soruşturma izni verenler, İstanbul’da bu soruşturmaları açanlar, soruşturmada dinleme kararı isteyen müfettişler, dinleme kararlarını veren yargıçların hepsinin’ hakkında, yine HSYK’ kararının çoğunlukla alınmasına yol açan HSYK üyeleri hakkında FETÖ’den işlem yapıldığı açıkça görüldü, ortaya çıktı. FETÖ; işlemin Adalet Bakanlığı, yerel yargı, HSYK dahil her ayağında. Adalet Bakanlığı’nın, iktidarın dahli olmadan FETÖ’nün adeta bir örümcek ağı örebilmesini söylemek ne mümkün.
AİHM; kararında HSYK’nın disiplin cezası ile ilgili kararına karşı iç hukuk yolu olmadığına vurgu yapmış ve bu nedenle ihlal kararı vermiştir. Bu son derece önemlidir. Çünkü Anayasa’da HSYK’nın sadece meslekten çıkarma kararlarına karşı yargı yolu açıktır. Bu durum yargı bağımsızlığı adına son derece önemli olup, Anayasa değişikliği gerektirecek niteliktedir.
Öte yandan hukuk dışı telefon dinlemeleri nedeniyle özel hayatımın ve aile hayatımın gizliliği, yine yargı bağımsızlığı adına YARSAV Başkanı olarak yapmış olduğum açıklamaların ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını vurgulayarak, bu haklarımın da ihlal edildiğini belirterek ihlal kararı vermiştir.
AİHM kararı gözetilince, yargı bağımsızlığı söz konusu olsa, bir disiplin cezası ile muhatap olmayacak iken, bir disiplin cezası aldığım ortaya çıkmaktadır.
İfade özgürlüğünden, insan haklarından, yargı bağımsızlığından, eylem planlarından söz eden iktidarın, AİHM’in bu kararıyla bir kez daha ortaya çıktığı gibi, özellikle Anayasa’nın yargı bölümünde yapılan değişikliklerle kendi yol açtığı sorunları gidermek için, yine yargı bağımsızlığı için Anayasa’nın yargı bölümünü tümden değiştirilmesinden söz etmemesi, yargı reformu, insan hakları, eylem planı gibi söylemlerdeki amacının, yargı bağımsızlığı ve insan haklarına güvence sağlanması olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır.”