Ağır Havalar...

cumhuriyet.com.tr

Demirtaş Ceyhun, Aziz Nesine sorar:

Bir insan, Ceza Yasasındaki bütün maddeleri çiğnerse ne olur?

Ünlü mizahçı şu yanıtı verir:

Ne olacak, cumhurbaşkanı olur!

1980’li yıllardı. Anayasayı koruyacağına ant içen devlet büyüğümüz, Anayasa bir defa delinse bir şey olmaz!buyurmuştu.

Aziz Nesine, aynı soru bugün sorulsaydı ne yanıt alınırdı? Çiğnenmeyen anayasa, yasa mı kaldı? Laiklik paspas yapıldı, çöpe atıldı. Öğretim Birliğini ara ki bulasın. Özel hayatın gizliliği, dokunulmazlığı? Çürümeyen bir kurum gösterilemez. Hepsinden acı olanı, bu ülkeyi kuran Atatürkün ilkeleri siliniyor. Soluk alınamıyor artık. Ortalıkta ağır bir hava.

Sis, Tevfik Fikretin ünlü şiirinin adıdır. İkinci Abdülhamitin otuz üç yıl süren zorba yönetiminin simgesidir. Günümüzde bile o şiir acı ile anılıyor. Ağır havanın izleri, kolay kolay silinmiyor. Azıcık insan niteliği kazanmış birisi ne ister? Kötülüklerden uzaklaşmak. Güzellikleri paylaşmak Bir başkası, kendi kaba görüşünü dayatıyor.

Onursal Yargıtay Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Ankarada bir panel yönetiyordu. Büyük salonun içi dışı dolu. Kanadoğlu, salona soruyor: 2012 Cumhuriyet Bayramında gaz yemeyen el kaldırsın.Salon sessizliğe gömülüyor. Tek el kalkmıyor. Aradan on gün geçmişti. Gaz kokusu üzerimizden silinmemişti. Göz yaşartıcı, sinir bozucu, ağır bir hava

Cüneyt Ünal adlı bir gazeteci, üç aydır Suriyede tutukluydu. Milletvekilleri, gittiler gazeteciyi aldı geldiler. Bundan güzeli var mı? Öyle olmadı. Sevinmeyenler de görüldü. Peki, bizim onlarca gazetecimiz, sanatçımız, bilim insanımız yıllarca içerde. Onları kim kurtaracak?