Adnan Gerger'den ''Faili Meçhul Öfke''
Gazeteci Leyla ile gözaltında işkence gören Mazlum'un ilişkisi temelinde Türkiye'de son 30 yılda yaşananları anlattığı ilk romanı ''Faili Meçhul Öfke'' ile ''Yunus Nadi Ödülü''nü alan deneyimli polis muhabiri Adnan Gerger, ''Bu roman, unutmaya şartlanmış belleklerimizi harekete geçirmek, en azından soru sorma reflekslerimizi çalıştırmak adına yazıldı'' dedi.
cumhuriyet.com.trDeneyimli polis muhabiri, meslekte 30 yılını dolduran gazeteci Adnan Gerger, yazmanın, bireyin var olma ve farkındalık adına hayata meydan okumasının yanı sıra insanca, özgürce ve aşkla yaşamasının bir eylemi olduğunu belirterek, yazmanın bireyin çağdaş duyarlılığının ve toplumsal bilincinin de işlevi olması gerektiğini söyledi.
''Hayatın gerçekleri ve gerekçeleriyle kendi dışındaki süslü, yapay imgelerle, kokuşmuş kof dünyaları, yobaz demokrasi oyunlarını al aşağı edeceğine inanıyorum'' diyen Gerger, ilk romanı ''Faili Meçhul Öfke''de yakın tarihte kitlelere düzen diye yutturulan kaosun gizini aramaya çalıştığını kaydetti.
Gerger, ''Çünkü belleksiz diye nitelenen ve yanılgıları ile didişen toplumumuzda kurgulanmış ve kolajlı hayatlar yerine gerçekleri yazmak boynumun borcuydu. Çıkış noktamın politik yönünü kışkırtan da bu vicdani sorumluluktur'' dedi.
''Roman'' dalında ''Yunus Nadi Ödülü''nü almasının her şeyden önce bir onur olduğunu ifade eden Gerger, şu görüşleri dile getirdi:
''Yunus Nadi Ödülü, edebiyat dünyasının en önemli ödüllerinden bir tanesi. Çünkü Yunus Nadi Ödülü, Türk edebiyatının bir pusulası, rehberi aynı zamanda. Ben aynı zamanda bir gazeteciyim ve Yunus Nadi'nin meslektaşı olmaktan onur duyuyorum. Meslekte 30 yılımı geride bıraktım ve çok sayıda gazetecilik ödülleri aldım, ama bu ödül benim için çok önemli. Bu ödülü almanın ağır bir sorumluluğu olduğunu da bilincindeyim. Bundan sonra üreteceğim kitapların bu ödüle layık olmasına çalışacağım ve bu ödülü daha da aşmam gerektiğine inanıyorum. Bundan sonraki kitaplarımı, yapıtlarımı bunu düşünerek yazacağım.''
''Romanı 4 yılda yazdım''
İlk romanı ''Faili Meçhul Öfke''ye kadar 10 öykü ve şiir kitabının yayımlandığını belirten Gerger, 4 yılda yazdığı romanının ''Tarihsel Roman'' kategorisinde değerlendirilmesini istediğini vurguladı.
Türkiye'de son 30 yılda olup bitenleri anlattığı romanını, ''son 30 yılda yaşadıklarının damıtılmış hali'' olarak niteleyen Gerger, nehir kitaplarının ilkini okuyucu ile buluşturduğunu, romanın devam edeceğini ve 2 kitap daha çıkacağını söyledi.
Adnan Gerger, sancılı bir dönemden geçen ülkede neler yaşandığını herkesin bilmesi için kaleme aldığı romanında, Türkiye'deki yaşanmışlıkları, ülkenin yakın tarihini ve gizli kalan yönlerini ortaya çıkarmaya çalıştığını ifade ederek, romanın konusunu özetle şöyle anlattı:
''Roman, Leyla adındaki gazeteci bir kız ile Mazlum adındaki tıp fakültesinde okuyan bir gencin arasındaki aşkı anlatıyor. Mazlum, gözaltına alınıyor ve kayboluyor, gözaltına alındığı bilinmiyor. Leyla, kaybolan kişinin kendi sevgilisi olduğunu bilmeden onu arıyor. Böylelikle Leyla, devletin içinde neler olup bittiğini, devletin içindeki çatışmaları, düzen denilen kaosla yüz yüze geliyor ve bunları ortaya çıkarıyor.''
''Mazlum, işkencede ölen insanların kendisidir"
Romanında, gazetecilikte edindiği ve gözlemlediği yaşanmışlıkları anlattığını kaydeden Gerger, ''Çünkü bir olayın öncesini, sonrasını, neler olup bittiğini ve perde arkasını birebir ilk ağızdan öğrenen kişiyim. Bu gerçekleri yazmak boynumun borcuydu, bunu yaptım. Ben kitabı yazarken hayatları kurgulamadım, kurgulanmış hayatları kitabımda anlattım'' diye konuştu.
Faili meçhul olaylar ve cinayetler çözülmedikçe öfkelerin de artacağını dile getiren Gerger, şöyle devam etti:
''Romanımda şu ana kadar bilinen, ama iç yüzü bilinmezden gelinen ilişkileri, devletin derinliğinde yuvalanmış güçlerin gerçek yüzünü gün ışığına çıkartmaya çalıştım. Romanımın girift kurgusunu, tutarlı ve dengeli konu uygunluğu çerçevesinde oturttum ve anlatmak istediklerimi yine aynı tutarlıkla ve hiçbir kuşkuya yer bırakmayan düşünsel kalıplar içerisinde okuyucuya aktarmaya çalıştım. Bu roman, unutmaya şartlanmış belleklerimizi harekete geçirmek, en azından soru sorma reflekslerimizi çalıştırmak adına yazıldı. Yazdığım, takip ettiğim, okuduğum her haberde edindiğim deneyimler, bedeli ödenmiş bir hayatın izdüşümüydü. Bu nedenle romanımda anlattığım olaylar, son 30 yılda yaşanan ve gündeme damgasını vurmuş haberlerin bileşkesidir. Örneğin, Mazlum'un işkencede öldürülmesi, 12 Eylül darbesinde gözaltına alınan insanların gözaltında ve cezaevlerinde işkence görmesinden, Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Birtan Altınbaş'a, Manisalı bir grup lise öğrencisinden Engin Çeber'e kadar o gencecik, gepegencecik insanların öldürülmesinin tümünü anlatır. Mazlum, son 30 yılda tüm işkence gören ve işkencede sakat kalan ve ölen tüm insanların kendisidir.
Yine romanımda anlattığım, devletin içinde, o derin yapılanmalar, grupların iktidar kavgası bugünden ta Osmanlı'ya kadar uzanan kaosa ve korkutmaya uzanan bir yönetim biçimini temsil eder. 'Faili Meçhul Öfke' gündeme damgasını vurmuş birebir yaşanmışlıkların ve bundan sonra yaşanacakların harmanlanmış halidir.''