Adı gibi 'pozitif' konser
Pozitif Günler kapsamında önceki akşam Metronomy ile Two Door Cinema Club sahnedeydi. Bu iki grup, 1940'larda kentli orta-üst sınıf gençliği tanımlayan hipster gençliği bir konserde toplamak için en iyi isimlerdi.
cumhuriyet.com.trKüçükçiftlik Park, hafta başından beri organizasyonunu Pozitif’in yaptığı “Pozitif Günler” adı altındaki konser serisine sahne oldu. Pazartesi Walk off the Earth ve Nouvelle Vague, salı Jessie J ve çarşamba Zaz konserlerinden sonra, önceki akşam da Metronomy ile Two Door Cinema Club (TDCC) İstanbul’daydı.
Yaş grubu ve müzik zevki açısından hedef kitleleri iyi belirlenen konserlerdi bunlar. Örneğin mekân salı, çarşamba günleri ortaokul ve liselilerle dolarken, perşembe günü trendleri yakından izleyen 20-30 yaş arası dinleyici oradaydı.
O gece bunu anlatmak için herkesin kullandığı bir ifade vardı: “Hipster gençliği burada!” Kökeni 1940’lara kadar dayansa da 2000’lerde tekrar gündeme gelen bu kavram, ana akımın dışında kalan bağımsız sanata ilgi duyan, kendine özgü alternatif giyim tarzıyla dikkat çeken, kentli orta-üst sınıf gençliğin oluşturduğu alt kültürü anlatmak için kullanılıyor.
Daha da kalabalık
Metronomy ve Two Door Cinema Club, bu grupları bir konserde toplamak için en iyi isimlerdendi. Her ikisi de İstanbul’a ilk kez geldiği için, ilgi beklenen düzeydeydi. Hatta geçen yıl aynı mekânda yapılan ve aynı grubu hedefleyen çok daha büyük bir ismin, Interpol’ün konserine oranla daha kalabalık bir gece olduğunu söylemek mümkün. Bunu özellikle belirtiyorum. Çünkü bu konserlere gösterilen ilgi, alternatif grupları gelecekte ülkemizde daha sık görebilmek bakımından önemli.
Ben her iki grubu da daha önce canlı dinlediğim için sahne performanslarının ne kadar iyi olduğunu bilerek gittim konsere. İngiliz electro-synth grubu Metronomy, 1.5 saatlik konserinde, hem Glastonbury’de hem de New York’ta görüp etkilendiğim enerjisini aynen İstanbul’a da taşıdı. Dört kişilik ekip, gitar, bas, klavye ve davuldan oluşan enstrümanlarını öylesine ustalıkla ve uyumla kullanıyor ki, müziklerinin dinamizmi dinleyiciye de geçiyor. “The Look” adlı şarkılarına mekândaki hemen herkesin eşlik edişi de bunun bir göstergesiydi. Konseri sahnenin yan tarafında kalan bir noktadan izlemek durumundan kaldığımdan kadın davulcu Anna Prior’ı fiziksel olarak göremedim ama işinin hakkını verdiğine kulaklarım bir kez daha tanık oldu.
Dev bir koro...
Metronomy sahnedeyken başlayan dans partisi, İrlandalı alternatif rock grubu Two Door Cinema Club’ın kıpır kıpır müziğiyle devam etti. Bana göre gecenin kapanışını coşkuyu doruk noktasına çıkarmak açısından Metronomy yapmalıydı. Nedenini bilmiyorum ama tersi oldu. Ancak TDCC, beklediğimden daha iyi bir performans sergiledi.
Hem bilinen şarkılarını hem de eylül ayında çıkacak yeni albümden şarkıları dinledik. “What You Know”a dev bir koro şeklinde dinleyiciler katılsa da, bu grupla ilgili sorun, baştan sona konser boyunca aynı şarkıyı dinliyormuş hissini uyandırması. Evet, herkes çok eğlendi, onlar da güzel çaldılar; ama sanki hep aynı ritimle aynı şarkıyı çaldılar. Yeni albüm için değişiklik yapıp kendilerini yenilerler mi diye umutla bekledim ama gördüm ki durum aynı.
Sonuçta güzel bir geceydi. Konser saatinde başladı, ses sistemi tatmin ediciydi. Ben diğer meslektaşlarım ve kimi bloggerlar gibi sahne önüne alınmasam da, dinleyiciler bakımından adına yakışır, pozitif bir konserdi.