Aday adayları TBMM’yi kilitledi

Yerel seçimlerde belediye başkanı olmak isteyen isimler, AKP’li milletvekilleri ve parti yöneticileriyle görüşmek ve kulis yapmak için TBMM’ye akın edince Genel Kurul çalışmaları kilitlendi. TBMM Genel Kurulu, son iki haftadır belediye başkanlığı için aday adaylarının Meclis’teki yoğun kulis faaliyetleri nedeniyle çalışamıyor.

cumhuriyet.com.tr

Özellikle AKP’li milletvekilleri ve parti yöneticileriyle görüşebilmek için Ankara’ya gelen aday adayları ve beraberindeki heyetler, TBMM koridorlarında vekillerin etrafından ayrılmıyor. Aday adaylarıyla görüşmek için bahçeye ya da kulise çıkan vekiller, oylamalara yetişemeyince genel kurulda karar yeter sayısı bulunamıyor. Toplantı ve karar yeter sayısı bulunamadığı için genel kurul mesai saatini doldurmadan kapanıyor. Bu nedenle iki haftadan beri genel kurulda, yalnızca seçim malzemelerinin ihale yerine “doğrudan temin” yöntemiyle alınmasına ilişkin YSK’ye yetki veren yasa tasarısı kabul edilebildi. Diğer yasa tasarılarının görüşmelerine ise geçilemedi.

AKP yönetimi, yerel seçim öncesinde 2014 yılı bütçe tasarısı, Tam Gün Tasarısı ve dersahenelerin kapatılmasına ilişkin düzenlemeyi TBMM’den geçirmeyi hedefliyor. Ancak bu koşullarda bunun nasıl gerçekleştirileceği merak konusu. Anlaşılan o ki, milletvekilleri çoktan seçim sathı mahallini girmiş gözüküyor.


Milletvekilleri “duyamıyor” ki haberdar olsun

CHP İstanbul Milletvekili Oktay Ekşi, geçen hafta milletvekillerine uyguladığı ilginç bir anket sonucunu açıkladı. Ekşi’nin anketi vekillerin kendilerini Meclis’te “işlevsiz, işe yaramaz” hissettiğini ortaya koyarken, milletvekillerinin en önemli sorununu ise “ileşimsizlik” olarak açıkladı. Milletvekillerinin birçoğunun o gün ne görüşüleceğini bilmeden Meclis’e geldiğini belirtirken, Genel Kurul’a girdiğinde bile ne konuşulduğunu bilmediğinden yakındı. Ekşi, bu durumun TBMM Genel Kurul’unun “akustiği en kötü salon” olmasından kaynaklandığını belirtirken, gazetecilere yaşadıkları sıkıntıyı da şöyle anlattı:

“Genel Kurul salonu benim İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi salonundan sonra gördüğüm en kötü akustiği olan salon. Kürsüde konuşulanları sadece öndeki 15-20 kişi duyabiliyor. Mesela çoğu milletvekili Genel Kurul’daki konuşmaları duyabilmek için ya ön tarafa gidiyor, ya da salonun bazı yerlerine konulan hoparlörlerin etrafındaki sıralara oturuyor. Onun dışında konuşmaları duymak mümkün değil. Genel kuruldaki tartışmaları, konuşulanları biz sonra akşam televizyonlardan, sizin yazdığınız haberlerden öğreniyoruz. ”


Bakanlığın kendisi yok, komisyonu var

2011 seçimlerinin ardından peş peşe çıkan kanun hükmünde kararnameler (KHK) ile bazı bakanlıklar kapatılmış, bazı bakanlıklar isim değiştirmiş bazı bakanlıklar da ilk kez kurulmuştu. Bakanlar Kurulu kararıyla koskoca bakanlıkların açılıp kapanmasını da düzenleyen çok sayıda KHK’nin çıkarılması “TBMM’nin by-pass edilmesi” anlamına geliyordu. KHK’lerin üzerinden 2 yılı aşkın süre geçti, ancak kapatılan bakanlığın ismini taşıyan ihtisas komisyonun adı bir türlü değişmedi. Bayındırlık ve İmar Bakanlığı’nın kapatılarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na dönüşmesine karşın “Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu” hâlâ görev yapıyor. Üstelik yeni bakanlıkla ilgili yasal düzenlemelerin neredeyse tamamı da Çevre Komisyonu’nda görüşülüyor. MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan da TBMM bünyesinde çalışan ihtisas komisyonlarının isimlerinin yeni kurulan bakanlıklarla uyuşmadığına dikkat çeken bir soru önergesi verdi. Türkkan, Bayındırlık Bakanlığı’nın kaldırılmasına karşın Bayındırlık Komisyonu adıyla komisyonun neden görev yaptığını sordu.

TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, komisyon adlarının değiştirilmesi için İçtüzük değişikliğinin gerektiğini bildirdi ve ekledi:

“İçtüzük Uzlaşma Komisyonu söz konusu komisyonların Çevre, Şehircilik, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Komisyonu adıyla birleştirilmesine görüş birliğine varmıştır.”

Ancak aynı görüş birliği Genel Kurul ve komisyonların çalışma usüllerini belirleyen maddelerde sağlanamadığından Bayındırlık Bakanlığı’nın adını taşıyan komisyonun da adı bir türlü değişmedi. Bu durum eşine yine Türkiye’de rastlanan bir durumu ortaya çıkardı:

“Bakanlığı olmayan komisyon.”

(Ayşe Sayın, Emine Kaplan, Mahmut Lıcalı)