Adana Altın Koza Film Festivali Direktörü Kadir Beycioğlu yaşamını yitirdi

Adana Altın Koza Film Festivali’nin direktörü, akademisyen Kadir Beycioğlu hayatını kaybetti.

cumhuriyet.com.tr

Kadir Beycioğlu, bir süredir kanser hastalığıyla boğuşuyordu. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Beycioğlu’nun ölümü, kendisinin Twitter hesabından “Dostunuz, abiniz, kardeşiniz, öğretmeniniz Kadir Beycioğlu, oğlunun yanına gitti. Acımız çok büyük” sözleriyle duyuruldu. Beycioğlu, geçen yıl 14 Ağustos’ta İzmir’deki bir trafik kazasında 16 yaşındaki oğlu Bora’yı yitirmişti. 

Beycioğlu’nun ölümü sanat ve sinema dünyasını da yasa boğdu. Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, sosyal medya hesabından, “Altın Koza Film Festivali Direktörümüz Kadir Beycioğlu’nu kaybetmenin büyük üzüntüsü içindeyiz. Sanata, sinemaya ve Adana’ya verdiğin emekleri asla unutmayacağız. Allah rahmet eylesin. Mekânın cennet olsun” yorumunu yaptı. Yönetmen Ümit Ünal, “Kadir Beycioğlu sinema yapan herkesin yolunun kesiştiği, herkesin severek hatırladığı, yakını saydığı, sinemamıza büyük katkılar yapmış bir insan. Kaybı çok çok üzücü. Sinemanın, hepimizin başı sağ olsun” tweet’ini attı. 

‘FESTİVALİN TAŞIYICISI’

Gazetemize konuşan Menderes Samancılar, “Çok üzgünüz. Çağımızın peygamberi diyebileceğimiz kadar iyi bir insandı. Festivalimizin de taşıyıcı ismiydi, organizasyonu o yapardı, biz de katkıda bulunurduk. Geçen yıl da oğlunu kaybetmişti. Çok büyük bir kayıp” ifadelerini kullandı. 

'EN UZUN KOŞUCU...'

Nebil Özgentürk ise Beycioğlu’nu şu sözlerle anlattı: “Ben Kadir’i gizli kahraman olarak tanıdım. Yıllar boyunca beyefendi gibi, bütün sinemacıların dostu gibi ve onların çok sevdiği bir üstat gibi festivalleri yönetti. Adana Altın Koza Film Festivali’nin de kahramanlarından biriydi Kadir. Yeni vizyona girecek, çekilecek, çekilmesi muhtemel filmler bile onun portföyünde olurdu. Ülke meselelerini anlatan filmlere çok hâkimdi. Zaten iyi bir akademisyendi. 

Biz Kadir’le üç yıldır Altın Koza Film Festivali’nin yönetim kurulundaydık. Böylece onu daha yakından tanıma fırsatı buldum. Çalışma arkadaşı olarak ne kadar sakin bir güç olduğunu fark ettim. Toplantılardaki karşı çıkışları mantığa, samimiyete dayalı ve isabetli olurdu. Biz zaten Kadir ne der diye beklerdik, Kadir’in sevdiği bir şey mantıklı ve doğru bir şeydi. Bizim önerilerimizle Kadir’in önerileri zaman zaman karşı karşıya gelse de Kadir'in dediğini yapardık. Özetle sinemamız muhteşem bir sinemaseverini kaybetti. Öylesine bir sinema tutkunuydu ki son güne kadar, kendisini iyi hissettiği her an festival toplantılarına kendi isteğiyle katıldı. Ünlü festivaller, sinemaya büyük katkıda bulunan şenliklerdir ve Kadir bu şenliklerin, festivallerin en uzun koşucusuydu.”