Adaleti beklerken

301 madencinin hayatını kaybettiği Soma faciası davasında 9 Temmuz’da açıklanması beklenen karar, son dakikada bugüne ertelenmişti. Ertelenmeye tepki gösteren aileler, Akhisar Mahkemesi’nin önünde adalet nöbetine başladı.

YUSUF ÖZKAN

Soma’da 301 madencinin yaşamını yitirdiği iş cinayetiyle ilgili Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nin önünde pazartesi öğle saatlerinden bu yana nöbet tutan aileler ve avukatları, bugün çıkacak kararı öfke ve kaygıyla bekliyor.Soma Kömürleri AŞ’de 4 yıl önce 301 madenciyi katletmekle suçlanan 5’i tutuklu 51 sanığın yargılandığı davanın geçen pazartesi yapılması gereken karar duruşması, üye hâkimin “ani rahatsızlığı” nedeniyle bugüne ertelenmişti.

‘Uzaklardan geldik’

Ailelerle 2 gündür nöbet tutan avukatlardan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Genel Sekreteri Nergiz Tuba Aslan, pazartesi günü nezaketsizlik örneği yaşandığını vurgulayarak “Çok sayıda madenci yakını, çoluğunu çocuğunu birilerine teslim ederek çok uzaklardan Akhisar’a geldi. En azından önceden bu insanlara haber verilebilirdi. Karar açıklanıncaya kadar buradayız” dedi. Dava sürecinde yargılama heyetinin değişmesi, dosyanın sabotaj iddialarıyla 1.5 yıl kilitlenmesi gibi birçok olayın yaşandığına dikkat çeken Aslan, “Nihayetinde sona gelindi. Aileler, bizler, tüm kamuoyu adil bir karar bekliyor. Bugüne kadar iş cinayetleriyle ilgili yargılamalarda genellikle sermaye tarafından bakıldığı için içtihatlar çok kötüydü. Buradan çıkacak farklı bir kararın, işçi katliamlarının önünü kapatacak bir içtihat oluşturmasını umut ediyoruz” diye konuştu.

Dışarıdan müdahale

Maden sahibinin yanı sıra TKİ, ELİ ve MİGEM’deki kamu görevlilerinin de sorumluluğu olduğunu belirten Aslan, “Enerji Bakanlığı üst düzey yöneticileri de yargılanmalı. Bir de sendika meselesi boyutu var. İşverenle el ele, kol kola hareket eden sendikanın da sorumluluğu var. Onlar da hesap vermeli. Karar duruşmasıyla sürecin ilk aşaması bitecek. Umutluyuz ancak aksi bir karar çıkması da bizleri şaşırtmayacak. Sonuna kadar takip edeceğiz” diye konuştu. Ailelerin avukatlarından Manisa Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Seçil Ege savcının mütalaasında çok sayıda sanık hakkında “olası kasıtla adam öldürme ve yaralama” yerine “bilinçli taksir” üzerinden ceza istediğini vurgulayarak, “Maden ocağındaki sorunların bu kadar açık olduğu tespitlerinden sonra böyle bir cezalandırma mümkün değil. Dava sürecinde dışarıdan müdahaleler olduğu söyleniyordu. Heyetin değiştirilmesi, sabotaj iddiaları gibi... Mütalaanın bu şekilde çıkması da düşündürücü. Beklediğimiz karar çıkmazsa, olağanüstü yargı yollarına başvuracağız” dedi. Yine ailelerin avukatlarından Sercan Aran da, davanın en başından bu yana kamu görevlilerinin de yargılanması taleplerinin görmezden gelindiğini anımsatarak “Dosya uzatıldı. Haliyle ne biz ne de temsil ettiğimiz aileler adaletli karar beklemiyoruz. Ama her durumda hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz” yorumunu yaptı. Katliamda oğlu Uğur Çolak’ı yitiren İsmail Çolak, mahkeme başkanının daha önce Elbistan’da meydana gelen maden katliamıyla ilgili davaya bakan hâkim olduğunu ve oradaki sanıkların cezasının paraya çevrildiğine dikkat çekti. Aynı endişeyi acılı aileler olarak kendilerinin de duyduğunu söyledi.