Adaleti ara ki bulasın
Başrolünü Denzel Washington’ın üstlendiği ‘The Equalizer 2’ aksiyonla gerilimi harmanlayan ama izleyiciyi pek de tatmin edemeyen bir film olmuş son tahlilde
cumhuriyet.com.trVigilante sözcüğünü “yasadışı kanun infazcısı” olarak çeviriyor sözlükler. İşin doğrusu yasanın işlemediği yerlerde kanunu kendi elleriyle uygulamaya kalkan ve genellikle yargı kısmını atlayıp cezayı infaz eden kişilere deniyor vigilante. Bu konuda yapılmış filmler, her ne kadar iyi niyetle yapılırsa yapılsın, uygarlık çizgisinde geride kalmış bir bireyi yüceltiyor aslında. İşte en iyi beş vigilante filmi.
1- “Taxi Driver” (1976)
İki dev ismi buluşturan ve hatta bu iki ismin devleşmesinde önemli bir basamak teşkil eden “Taxi Driver” (“Taksi Şoförü”) sinema tarihinin en etkili vigilante filmi kanımızca. Vietnam Savaşı sonrası New York’ta taksi şoförlüğü yapan Travis Bickle akli dengesi bir hayli bozuk bir adamdır. Sokaklarda gördüğü çarpıklıklar karşısında elini kolunu bağlı hissetmesi onu iyiden iyiye çıldırtır. Küçücük yaşta bir kızın (Jodie Foster bir kez daha çıkıyor karşımıza) fahişelik yapmak zorunda kaldığını görmesi onun için bardağı taşıran son damla olur ve Travis silah elde sokaklara düşer. Robert De Niro’nun imza performanslarından biri olan Travis Bickle 40 yıl sonra bile hâlâ beyazperdenin en unutulmaz karakterlerinden biri. Martin Scorsese ise yaptığı onca filme rağmen hâlâ ilk olarak bu filmle anılıyor, daha ne olsun?
2 - “The Brave One” (2007)
Bu seferki vigilante’miz bir kadın! Yine büyük bir oyuncunun, gelmiş geçmiş en iyi kadın oyunculardan Jodie Foster’ın canlandırdığı Erica Bain nişanlısı sokakta öldür ürüp de polis aciz (ya da ilgisiz) kaldığında bir dükkâna gidip silah satın alıyor ve hızla eli kanlı bir katile dönüşüyor. Ama hakkını verelim, başlarda büyük bir korkuyla silahı doğrultan ve tetiği basarken heyecandan neredeyse baygınlık geçiren bir acemi intikamcıdan, soğukkanlı bir caniye giden dönüşümü büyük bir ustalıkla sergiliyor Foster. Yönetmen ise çağımızın önemli sinemacılarından Neil Jordan.
3 - “Falling Down” (1993)
Sıcak mı sıcak bir günde, ilerlemek bilmeyen trafikte bunaldıkça bunalan, bir de girdiği fast food restoranında beklediği hizmeti alamayan William Foster’ın cinnet geçirip canını sıkan herkese sıkmaya başladığı “Falling Down” dönemin popüler yönetmenlerinden Joel Schumacher’in muhtemelen en akılda kalan filmi olsa gerek. Öfkelendikçe tetiğe basmak dışında fazla bir işi olmayan Michael Douglas da hiç fena değil.Sıradan, gündelik, beyaz yakalı faşizmin sağlam bir portresi.
4 - “Harry Brown” (2009)
Listedeki en yaşlı vigilante olan ve yaşayan en iyi oyunculardan Michael Caine’in canlandırdığı Harry Brown muhtemelen listedeki en ‘cool’ karakter aynı zamanda. En iyi dostunun öldürülmesi üzerine yeniden eline silah alan eski asker Harry Brown’ın soğukkanlı üslubuyla teker teker suçluları öldürmeye koyulduğu filmin yönetmeni Daniel Barber.
5 - “Death Wish” (1974)
Vigilante denince akla gelen ilk filmlerden biri “Death Wish”. Neredeyse bir klasik. Yönetmenliğini Michael Winner’ın üstlendiği filmin en büyük kozuysa o sıralar ününün doruğunda olan ve maçoluğun kitabını tekrar yazan Charles Bronson. Ardından 4 film daha geldiğini ekleyelim.