‘Adalet Nöbeti’ 85’nci haftasında son buldu

Avukatların İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde her hafta perşembe günü gerçekleştirdikleri ‘Adalet Nöbeti’ 85’nci haftasında son buldu.

cumhuriyet.com.tr
<video:1183532>

‘Adalet Nöbeti’ Cumhuriyet gazetesi davasında tutuklu avukatlara destek olmak için 6 Nisan 2017 tarihinde başlamıştı. Son gün yapılan açıklamaya HDP milletvekilleri Züleyha Gülüm, Oya Ersoy, Filiz Kerestecioğlu katıldı. Çağlayan Adliyesi Themis heykelinin önünde her hafta perşembe günü bir araya gelen avukatlar adalet taleplerini yineliyordu. Avukatlar bugün son bulan ‘Adalet Nöbeti’nde adaletsizlik, hukuksuzluk ve keyfilik devam ettiği sürece adalet arayışlarına farklı biçimlerde ve mecralarda sürmeye devam edeceklerini açıkladı.

‘KAR, YAĞMUR, ÇAMUR…’
Avukat Kemal Aytaç, “Kar yağmur çamur başsavcılık talimatları, polisin saldırısı, burnu kırılan avukatlar, soruşturmalar, gece ev baskınları hepsini yaşadık ama Türkiye’de avukatlar var. Ciddiyetimizi koruyarak herkes için adalet diye burada haykırdık. Bu sesin duyulduğunu biliyoruz” dedi.

Nöbetin açıklamasını yapan Aytaç, “6 Nisan 2017 tarihinde başladığımız, Adalet Tanrıçası Themis Heykeli’nin altında 85 haftadır hiç ara vermeden tuttuğumuz Adalet Nöbetinin, hep birlikte yürüdüğümüz uzun bir yolculuğun sonundayız. Her son yeni bir başlangıçtır aynı zamanda. Adalet Nöbeti sona eriyor ama adaletsizlik, keyfilik ve hukuksuzluk devam ettiği sürece adalet mücadelemiz başka biçimler ve araçlarla devam edecektir” diye konuştu.

‘UZUN BİR YOL KAT ETTİK’
Attila İlhan’ın dizesilerini okuyan Aytaç şöyle devam etti: “birikip yeniden sıçramak için” birlikte yeni yol ve yöntemler arayacağımız, zenginleşerek, tazelenerek ve güçlenerek adalet mücadelesine devam edeceğimiz bir soluklanmanın da eşiğindeyiz. Uzun ve zorlu bir yol kat ettik bugüne kadar. Tutmaya başladığımız daha ilk Adalet Nöbeti polisin saldırısıyla karşı karşıya kaldı. Bir arkadaşımızın ayağı, bir arkadaşımızın burnu kırıldı, 9 arkadaşımız gözaltına alındı. Tartaklandık. Cübbelerimiz polisin ayaklarının altında ezildi, çalışma mekânımız olan adliyenin dışına atıldık. Adliye kapısının önünde basın açıklaması yapmamıza izin verilmek istenmedi. Hakkımızda dava açıldı. Adalet Nöbetinin sözcüsü bir arkadaşımızın evi basıldı gece yarısı. Ama tüm bunlara rağmen 85 hafta aynı cesaret ve kararlılıkla, aynı ısrar, inat ve iradeyle yılmadan adalet mücadelesi vermeye, adalet için nöbet tutmaya devam ettik.”

‘ADALET KÜRSÜSÜNDEN DUYURDUK’
“Adalet Nöbetinin 85 hafta boyunca kesintisiz ve kararlılıkla devam etmesi nedensiz değil elbette” diyen Aytaç açıklamasını şöyle sürdürdü: “Adalet arayışı hiç bugünkü kadar yakıcı ve acil toplumsal ihtiyaç ve talep haline gelmemişti çünkü. Bu topraklar üzerinde adaletsizlik her daim var oldu evet; ama adaletsizlik, hukuksuzluk ve keyfilik hiç bugünkü kadar pervasızca yaşanmamıştı. Adaletin ayaklar altına alındığı, hukukun ve yargının siyasal iktidarın elinde “yargısız infaz” aracı ve bir sopa olarak kullanıldığı bir dönemde yaşamaktayız. Adil bir yargılanmadan, şeklen dahi olsa yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığından söz edebilmek mümkün değildir. Siyasal iktidarın tak diye emrettiğini, hafta sonu demeden adliyeyi açtırarak şak diye yerine getiren bir yargı düzenine tanıklık etmekteyiz ne yazık ki.”

85 hafta boyunca ‘Adalet Nöbeti’nin yaptığı faaliyetletleri anlatan Aytaç, şöyle devam etti:” Adalet Nöbeti işte bu benzer şartlar altında, Cumhuriyet Gazetesi çalışanı üç meslektaşımızın akıl ve mantık dışı iddialarla haksız ve keyfi tutuklanması üzerine onlarla dayanışmak, onlara dayanma gücü vermek ve adalet talebini dillendirebilmek için başlamıştı.

Ama Adalet Nöbeti zamanla haksız ve keyfi şekilde tutuklamalara maruz kalan başka meslektaşlarımız ve tüm hukuksuzluklara karşı bir kürsü haline döndü. Kim nerede bir haksızlığa ve keyfi uygulamaya maruz kalmışsa onun sesi olmaya, yaşanan adaletsizliği Adalet Nöbeti kürsüsünden tüm kamuoyuna duyurmaya çalıştık. ”