Adalet Nöbeti 63. kez tutuldu: Karanlık bir gün son bulacak

Gazetemizin yayıncılık faaliyetinin bir bütün halinde suçlama konusu edildiği dava kapsamında asılsız ve akıl dışı iddialarla tutuklu kalan icra kurulu başkanımız avukat Akın Atalay’ın nezdinde tüm haksız tutuklamalara karşı çıkmak için Nisan 2017’de başlayan “Adalet Nöbeti” Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde 63. kez tutuldu.

CANAN COŞKUN
 
Adalet Nöbeti'ne CHP Milletvekilleri Barış Yarkadaş ve Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu ve Anayasa hukukçusu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da katıldı. Adalet Nöbeti’nde katılımcı avukatların çocuklarına da söz veridi. Elinde Enis Berberoğlu’nun fotoğrafını taşıyan bir çocuk, “Adalet adil olmak demektir, barışçıl bir dünya demektir. Biz çocuklar da geleceğimiz için adalet isteyip Adalet Nöbeti’ni destekliyoruz” dedi.
 
Sessiz haykırış
 
Nöbette ilk konuşmayı İstanbul Barosu Staj Eğitim Merkezi Başkanı Avukat Seyit Usta yaptı. Usta, konuşmasında, Adalet Nöbeti’nin demokrasi için tutulduğunu kaydederek, “Kaybettiğimiz demokrasi değerlerinin kazanımlarına dair bir mücadelenin nöbetidir. Bu nöbet, adalet arayışıdır aynı zamanda. Yitirdiğimiz adalet değerlerinin yeniden kazanımına dair bir mücadeledir” dedi. Avukat Usta, Cumhuriyet davasının soruşturma aşamasından itibaren yaşanan hukuksuzlukları anımsatarak, avukatların buna sessiz kalmadığını ve adliyelerde çoban ateşi yaktıklarını belirtti ve şu ifadeleri kullandı: 
 
“İlan ettiğiniz OHAL’i muhataplarına yönlendirmek yerine, muhalefetin sindirilmesine yöneltirseniz, Cumhuriyet davasını, medyadaki burun sürtmenin aracı olarak görüp gözetirseniz, isyan eder avukatlar buna. İsyan ederler ve üstelik bu isyan sadece avukatlarla sınırlı da kalmaz. Adalet arayışları demokrasi arayışına dönüşür. Temel hakların ve özgürlüklerin kullanımına getirdiğiniz sınırlamalar, giderek toplumsal tepkinin doğumuna yol açar. 63 hafta da sürer, 163 hafta da devam eder. Buradan ilan edelim ki, hukuk her şeydir. Hukuk onurlu yaşamaktır. Bu nöbet o nedenle onurlu yaşamı savunanları sessiz haykırışıdığr duyanlara. Bilinmelidir ki, adalet her şeydir. İnsanca yaşamaktır adalet. Bu nöbet, o nedenle adaleti savunanların sessizce haykırışıdır duyanlara. Ve demokrasi her şeydir. Gururla yaşamaktır demokrasi. Bu nöbet, o nedenle demokrasiyi savunanların sessizce haykırışıdır duyanlara.”
 
 
“Karanlık bir gün son bulacak”
 
Usta’nın ardından gazetemiz muhabiri Canan Coşkun bir konuşma yaptı. Coşkun, 63 haftadır toplumun çeşitli kesimlerinden insanları ağırladığını ve hepsinin talebinin adalet olduğunu belirtti. Coşkun, yazar Jose Saramago’nun “Görmek” kitabında insanların barışçıl protesto için gerçekleştirdikleri “bakma” eylemini anımsatarak, “Adalet Nöbetçileri de tıpkı öyle 63 haftadır bu saraya bakıyor, adaletin geleceği o güzel günleri düşleyerek” dedi. Coşkun, adliyede engellerin birlik olunca aşıldığına tanıklık ettiğini ifade ederek, “Biz her zaman özgürlüklerin, adaletin, hukukun ve hakikatin yanında olduk. Bu adliye bir dönem hukuk garabetlerine imza atan Zekeriya Özler Mehmet Ekinciler gördü. Şimdilerde hepsi ya kaçak ya cezaevinde. Tıpkı onlar gibi adaletten yana değil siyasal erkten yana olan mevcut hakim savcılar da bir gün gidecek. Bu karanlık elbet bir gün son bulacak. Çünkü biliyoruz ki her gecenin bir sabahı vardır” diye konuştu. 
 
Berberoğlu mesaj iletti
 
Coşkun’un ardından CHP Milletvekili Barış Yarkadaş bir konuşma yaptı. Yarkadaş, tam 1 yıl önce CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklandığını anımsatarak, “Sadece Berberoğlu değil HDP’nin de birçok milletvekili şu anda cezaevinde haksız, hukuksuz ve talimatlı yargının verdiği kararlar yüzünden adeta siyasi rehine olarak tutuluyor.” dedi. “Sadece kendimiz için değil, herkes için adalet istiyoruz” diyen Yarkadaş, Berberoğlu’nun gönderdiği mesajı okudu. Berberoğlu’nun mesajı şöyle:
“Adalet kamuflajı altında saklanan yargısız infaz serisinin kurbanları arasındayım. Ve fakat kıdemlı bir yurttaş sıfatıyla, başıma gelenin bu ülke tarihindeki sayısız adalet ayıbından farklı olmadığının idrakindeyim. 27 Mayıs’ın Yassıada idamlarına... 12 Mart ve 12 Eylül cellatlarına... FETÖ’nün kumpas mahkemelerine karşı çıkmayı görev sayan emekli gazeteci olarak hem vicdanen rahatım, hem de OHAL yargısının geçmiş örnekleri gibi tarih olacağından eminim. 24 Haziran seçimleri, her seçmen için yargıyı siyasetin zulmünden kurtarmak adına bir fırsat ve tarihi görevdir. Çünkü her mahkeme salonunda yazılı olsa da şaka sanılan, umursanmayan o üç kelimelik cümle son derece doğru bir hükümdür: ‘Adalet mülkün temelidir.’ Adaletsiz yönetenler illa ki yıkılır gider. Adil iktidar, adalete inananlarla kurulur. O günlerin çok yakın olduğu umuduyla Adalet Nöbeti katılımcılarını sevgi ve saygıyla selamlarım.”
 
 
Prof. Dr. Kaboğlu ise, seçim güvenliğine ilişkin bir konuşma yaptı. Kaboğlu, adil seçim hakkı ile ilgili avukatların ön sırada olduğunu belirterek, bunun mevcut ortam ve koşullarda anlaşılır ve gerekli olduğunu kaydetti. Kaboğlu, her gittiği ilçede avukatların partiler nezdinde eğitim çalışmaları yaptığını gözlemlediğini ifade ederek, “Bu seçimlerin adil seçim olma kriteri bakamından ne kadar hassas olduğunun bir belirtisi gibi görünüyor. Biz serbest seçim hakkının güvencesi olarak varız demek durumundalar” dedi. Kaboğlu, gelecek hafta yapılacak seçimlerin sadece sözleri, yazıları, niyetleri, niyetlerinin yorumlanması sonucu hapishanede bulunan meslektaşlarının, gazetecilerin, yüzlerce binlerce mahpus kişinin umudu olduğunu vurgulayarak, “Hiçbir seçim hukukla siyaset diyalektiğini bu kadar yaşamsal kılmamıştı” diye konuştu.