Adalet isteyen mahkuma 16 yıl görüş yasağı
Tekirdağ mahkûmlarından Çam, yaşadığı hak gasplarını gazetemize yazdı.
Zehra ÖzdilekTekirdağ 2 No’lu T Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Sinan Çam, gazetemize yolladığı mektupta, maruz kaldıkları insanlık dışı uygulamaları anlattı. Çam, her gün aldığı Cumhuriyet gazetesinin artık hapishane yönetimi tarafından keyfi bir şekilde engellendiğini, iletişim cezalarının verildiğini ve birçok hak ihlali yaşadıklarını belirtti.
‘Suçum adalet istemek’
Polis kurşunuyla hayatını kaybeden Dilek Doğan’ın mahkemesinin görüleceği gün Çağlayan Adliyesi önünde gözaltına alındığını belirten Çam, “2 günlük gözaltı sonrası şimdilerde halen sürmekte olan tutukluluk sürecimiz başladı. 6 Kasım 2018’de bir sonraki duruşma tarihinde bizim 32 ay tutuklu kalmamızı sağlayacak ‘suç’ neydi peki? Aslında çok açık, ‘Adalet’ istemek!” ifadelerini kullandı.
Gasp edilen hakları için direndiklerini ve bu nedenle hakkında kesinleşmiş 16 yılın üzerinde görüş yasağı ve 15 yılın üzerinde haberleşme yasağı olduğuna değinen Çam, “Diğer arkadaşlarımın da benden aşağı kalır yanı yok! Şöyle ki; birlikte kaldığımız Murat’ın on yılın üzerinde haberleşme yasağı, on beş yılın üzerinde görüş yasağı, on günlerce hücre cezası vb.. Hasan’ın bir yıl görüş yasağı, 3 ay haberleşme yasağı, bizden zorla koparılan arkadaşlarımız ve avukatımızın on dört ay görüş yasağı, 2 ay haberleşme yasağı, Ali’nin on yılın üstünde görüş yasağı, on yılın üzerinde haberleşme, onlarca gün hücreye koyma yasağı vb. Bayram’ın; bir yıl görüş yasağı, iki ay haberleşme yasağı vb diye devam ediyor” diye yazdı.
'Halkın avukatlarına 'özel ilgi' Çam, yaşadıklarını anlattığı mektubuna şu satırlarla son verdi; “Hatırlanacağı üzere 30 Ekim’de yaşadığımız saldırı sonrası halkın avukatı Engin Gökoğlu’nun kolu kırılmıştı. Sağlığına kavuşması için fizik tedaviye gitmesi gerekiyor. Güç bela bu süreci başlatabildik. Ama konu halkın avukatları olunca ‘özel bir özen’ gösteriliyor. On günlük fizik tedavi yolculuğundan sadece üç gün gidebildi. Görüyorsunuz ya adalet istediğimiz için tutsak edildiğimiz yetmiyor ‘burnumuz sürtsün’ diye içeride de adaletsizlikler ile yüz yüze geliyoruz.” |