Adalet de ‘balon’ oldu (24.06.2016)

Baloncuyu öldüresiyle döven zabıtaları kurtarma çabası...

Hilal Köse / Cumhuriyet

İstanbul Pendik’te balon satan Yusuf Şirin’i dövüp dalağını ve böbreğini kaybetmesine yol açan 2 zabıtaya verilen 5’er yıl hapis cezası Yargıtay’dan döndü.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi, sanıklara haksız tahrik indirimi uygulanması ve alt sınırdan ceza verilmesi nedeniyle kararı bozdu. Dosya mahkemesine gönderilecekken, devreye Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı girdi. Başsavcılık, haksız tahrik hükmünün isabetli olduğunu belirterek, bozma gerekçesinden kaldırılmasını istedi. Uyuşmazlığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu çözecek.

 
Sekiz çocuk babası Yusuf Şirin (58), 12 Nisan 2008’d,e balonlarını vermediği için zabıtalar Selahattin Kılıç, Erdal Küçükgüzel ve Abdullah Aykılıç tarafından saatlerce şiddete maruz kaldı. Üç zabıta, Şirin’i, bir depoya götürüp gözlerini, ellerini ve ayaklarını bağlayarak, bayılana dek dövdü, baygın bir halde sokağa bırakıp kaçtı. Şirin, hastanede 38 gün yatılı tedavi gördü. Taburcu olduğunda, sağ böbreği ve bir dalağı alınmış, yüzde 50 sakat bir insan haline gelmişti. Şirin’in hukuk mücadelesi yıllardır sürüyor.
 
İki ayrı karar
 
Kartal 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 2013’te, 3 zabıtaya “işkence”  suçundan 10’ar yıl hapis cezası verdi. Karar bozuldu. İkinci yargılama ise 17 Eylül 2015’te sonuçlandı. Mahkeme, Yargıtay’ın bozma kararı doğrultusunda, sanıklara, “kamu görevlisinin nüfuzunu kullanarak organ kaybına yol açacak şekilde kasten yaralaması” suçundan 5’er yıl hapis cezası verdi. Şirin’in direnmesi gerekçe gösterilerek, sanıklara haksız tahrik indirimi uygulandı. Sanıklardan Erdal Küçükgüzel, dava sürerken yaşamını yitirdi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi, 4 Nisan 2016’da oy çokluğuyla kararı ikinci kez bozdu. Yusuf Şirin’in sol böbreğinin ve dalağının işlevini yitirmesine neden sanıklara, alt sınırdan ceza verilmesini ‘eksik ceza tayini’ olarak değerlendirdi.
 
Haksız tahrik tartışması
 
Bozma kararında, Yusuf Şirin’in bıçakla direndiğine dair tutanakta, mağdurun imzasının bulunmadığına dikkat çekildi. Tutanağı, sanıklarla zabıta olan, tarafsız olmayan tanık Olcay’ın imzaladığı belirtilerek, “Söz konusu bıçak, mağdurun şikayetinden sonra tespit edilmiştir. Bıçakta teşhise elverişli iz bulunamamıştır. Sanıklar lehine haksız tahrik şartları gerçekleşmemiştir. Yetersiz gerekçeyle TCK 29.’un hükümleri uygulanarak eksik ceza tayini yapılmıştır” denildi.
 
Savcı itiraz etti
 
Dosya, İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gidecekken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçti. Daireye gönderilen itiraz dilekçesinde, mağdurun sanıklara yönelik herhangi bir haksız hareketinin olmadığına ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı belirtildi.  Mahkemenin, sanıklar lehine uygulanan haksız tahrik hükmünün isabetli olduğu ve bozulmasının kanuna aykırı olduğu savunuldu. Haksız tahrik uygulanmaması gerektiğine ilişkin kısmın bozma ilamından kaldırılması istendi. Aksi kanaat söz konusu ise dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilmesi talep edildi.