Adalet barikat altında
Halkın izlemesi yasaklanan Ergenekon duruşması sıkıyönetim gibi uygulamalar nedeniyle yaşanan gerginliğin gölgesinde açıklandı.
cumhuriyet.com.trSilivri cezaevi içinde 5 yıldır süren Ergenekon davasi, halkin alınmadığı bir duruşma ile sıkıyönetimi andıran uygulamaların gölgesinde açıklandı. Duruşmaya gelen avukatlar, milletvekilleri ve gazeteciler önce çelik barikatları aştı, ardından duruşma salonu binasına ayakkabı ve kemerlerini çıkartarak cezaevine giriyormuş havasında alındı. Bazı avukatlar ile CHP’li vekiller, buna tepki göstererek aramayı pas geçerek girdi. Buna engel olmak isteyen jandarma ve Chp’liler arasında gerginlik yaşandı. Ufak bir ümitle başlayan duruşma kararın açıklanması ile yerini hayal kırıklığı ve öfkeye bıraktı. Duruşmayı izleyici girişinin yasak olmasına karşın Mustafa Balbay’ın eşi Gülşah Balbay ve Tuncay Özkan’ın kızı Nazlıcan Özkan da izledi. Kararla birlikte Gülşah Balbay salonu terk ederek gözyaşlarına boğuldu. Osman Yıldırım’ın beraat ettirilmesi ise tepkileri zirveye çıkardı. Duruşma bitiminde halktan kaçırılan bir davada adaletin yerini bulmadığı havası oluştu.
Ergenekon davasının karar duruşması aslında yaşananlar itibarıyla tüm duruşmaların özeti gibiydi. Mahkemenin yasaklamasına karşına çeşitli örgütlerin duruşmaya katılım çağrisi yapmasıyla birlikte Silivri Cezaevi Kampusü çevresinde olağanüstü güvenlik önlemleri alındı. Sabahın ilk saatleri ile birlikte E5 karayolundan Silivri Cezavine giren yol Jandarma ve polis ekipleri tarafından ablukaya alındı. Bağlantı yolu girişinde kimlik kontrolü yapılarak sadece avukat, milletvekili ve gazetecilerin girmesine izin verildi.
Mahkemeye geldiği iddia edilen bir suikast ihbarı nedeniyle gazeteciler beşer beşer duruşma salonunun önünde kurulan çelik bariyerlerden içeri alınmaya başlandı. Bu sırada sarı basın kartı olmayan gazeteciler içeri alınmak istenmedi. Kartı olmayan gazeteciler bu duruma tepki gösterirken “Biz beş yıldır bu davayı takip ediyoruz, bizi nasıl almazsınız” dedi. Duruşma salonu binasına girmek isteyen gazetecilerin sarı basın kartlarını vermesine karşın jandarma basın yayın enformasyon genel müdürlüğü sitesinden teyit etti.
Binaya girişler sanki cezaevine giriyormuş izlenimi yaratıcısına ince aramaya tabi tutuldu. Avukatlar ve gazeteciler kemer, ayakkabılarını dahi çıkarmak zorunda bırakıldı. Bu durum özellikle avukatlar ve milletvekillerinin tepkisiyle karşılandı. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu ve İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal savcı ve hakimlerde aynı konumda olan avukatların böyle bir muameleye tutulamayacağıni belirterek uygulamayı eleştirdi. Feyzioğlu ve Kocasakal yönetim kurulu üyeleri ile birlikte üzerlerini aratmayan binaya girmek isteyenler ile jandarma arasında gerginlik yaşandı. Jandarma robocopları girişe barikatla önlemeye çalışırken sözlü tartışma yaşandı. Bu sırada Kocasakal x ray geçişlerini kameraya alan jandarmaya tepki gösterirken Feyzioğlu da karşısına geçerek yapılanın suç olduğu ifadesini kayda geçirdi. CHP milletvekilleri de x raydan geçerken jandarma engeli ile karşılaştı. Yaşanan sert tartışma sırasında CHP’li Muharrem İnce “milletvekillerinin üzerini arayamazsınız” dedi.
Duruşma için mahkeme saat 09:30’da çağrı yapsa da uygulamada bu gerçekleşmedi. Salona girişler ancak saat 10:00 gibi gerçekleşti. Bu sırada Gülşah Balbay, CHP’li vekiller tarafından Balbay’in avukatı olarak salona sokuldu. Nazlıcan Özkan da milletvekili Uğur Bayraktutan, salona almaya çalıştı. Ancak jandarmalar, kapıları kapatarak buna izin vermedi.
Tutuklu sanıklar 12:00 sularında salona getirildi. Balbay, salona girdiğinde vekiller tarafından ayakta alkışlandı. Bu sırada tüm avukatlar “Mustafa Kemal’in askerleriyiz. Her yer Silivri, her yer taarruz” diye slogan attı. Salondakilere seslenen Balbay, yıllardır adaleti halkla arayacaklarını söylediğine dikkat çekerek, “ancak mahkeme bu davayı halktan kaçırıyor. Bu dava siyasi, araci ise hukuktur. Biz kendimizi halkın adaletine bırakıyoruz. Herkes hazırlansın, sıcak bir sonbahar bekliyor hepimizi” dedi. Yerinden kalkan Gülşah Balbay, ön sıraya gelerek tutuklu eşine “ne karar çıkarsa çıksın yanındayım” diye seslendi. Sözlerine devam eden Balbay, 31 Mayıs gezi olaylarından sonra kendilerini özgür hissettiklerini söyledi.
Yaklaşık yarım saat sonra mahkeme heyeti yerini tam kadro aldı. Üç kişilik heyete, diğer iki üyenin de eşlik etmesi dikkat çekti. İddia makamını ise üç savcı temsil etti. Avukatlar, heyete güvenlik aramalarından şikayetlerini iletmek istedi. Mahkeme ise avukatların taleplerini dinlemeden kararı açıklamaya geçti. Kararın okunması yaklaşık iki saat tuttu. Karar okunurken Nazlıcan Özkan da içeri girmeyi başardı. Karar sırasında sanıklar ile avukatlar arasında üç sıra jandarma etten duvar ördü. Avukatların itirazlarına karşın jandarmalar çekilmedi. Bazı avukatlar da koltukların üzerine çıkarak kararların dinlemeyi tercih etti.
Kararlar okundukça salondan tepkiler yükseldi. Hatta avukat ve milletvekillerin yoğun sloganlarından okunan kararlar bir süre anlaşılmadı. Avukatların yarısı kararları sloganlar eşliğinde salonu terk ederek protesto etti. Balbay’ın 34 yıl 8 ay hapis cezası aldığının açıklanmasiyla eşi Gülşah Balbay salonu terk etti ve koridorda gözyaşlarını tutamadı. Kendisini CHP’nin kadın vekilleri Aylin Nazlıaka ve Dilek Akagün teselli etti. Tuncay Özkan in ağırlaştırılmış müebbet almasıyla bu kez kızı Nazlıcan salondan ayrıldı ve Gülşah Balbay’in yanına gitti.
Salondaki tepkiler ise Osman Yıldırım’ın beraat ettirilmesiyle yaşandı. Alkış ve sloganlarla bu karara tepki gösterdi. İlker Başbuğ başta olmak üzeri birçok sanık karara tepki olarak salonu terk atti. Danıştay cinayeti sanığı Alparslan Arslan slogan atmaya çalıştığı için duruşma boyunca ağzı jandarmalar tarafından kapatıldı.
Duruşma bittiğinde, sabahtan bir umutla Silivri’ye gelenlerin yüzlerinde büyük bir hayal kırıklığı vardı.