Adalet Bakanlığı’nın ‘adaletsizlik’ ısrarı

Türkiye, OHAL’i kaldırmakla övünürken, Adalet Bakanlığı’nın OHAL gerekçesiyle uluslararası yükümlülüklere getirilen çekinceyi sürdürmek istediği öğrenildi

Duygu Güvenç

OHAL’in kaldırılmasının ardından yeni güvenlik yasaları yürürlüğe girerken; Adalet Bakanlığı’nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden (AİHM) çıkacak ihlal kararlarına karşı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki (AİHS) yükümlülükleri askıya alan ‘derogasyonları’ sürdürmek istediği ortaya çıktı. Türkiye, 20 Temmuz 2016’da ilan edilen OHAL kapsamında, AİHS’nin 15’nci maddesi çerçevesinde sorumluluklarının bir kısmını askıya alacağını (derogasyon), Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’ne 21 Temmuz 2016’da bildirmişti. Ancak OHAL’in 19 Temmuz’da resmen sonlandırılmasına rağmen, Strazburg’a bu konuda herhangi bir bildirimde bulunulmadı.

Bu bildirim, OHAL’deki KHK düzenlemelerini kalıcı hale getiren yasal düzenlemelerin 31 Temmuz’da tamamlanmasından sonra, 8 Ağustos’ta Strazburg’a iletildi. Bildirimin gecikmesinde ise Adalet Bakanlığı’nın ‘derogasyonlar devam etsin’ görüşü etkili oldu. Adalet Bakanlığı’nın bu talebine, Dışişleri söz konusu kısıtlamaların ancak OHAL altında sürdürülebileceğini ve bunun da ülkeleri AİHS’deki yükümlülüklerinden muaf tutmayacağını anlatarak reddetti. Türkiye’nin Avrupa Konseyi (AK) nezdindeki Daimi Temsilcisi tarafından, konseyin Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland’a iletilen notada da, Sözleşme’nin 15’nci maddesi çerçevesinde iletilen derogasyonların geri çekildiği bildirildi.
Bildirimde sadece OHAL yasasına işaret eden ve AİHS’nin hangi maddelerini askıya almak istediğini belirtmeyen Türkiye, BM Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’ne yaptığı bildirimde ise şu sorumluluklarından kaçınmak istemişti: “Etkin kanuna başvurma hakkı, tutuklulara insani muamele, sınırdışı etmeye yönelik önlemler, adil yargılama, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, gösteri hakkı, siyasi katılım, eşitlik ve ayrımcılık yapmama, azınlık hakları.”

 

AK’ye üye ve AİHS’ye taraf bir ülke olarak Türkiye’nin OHAL’in ilanıyla dahi bazı yükümlülüklerinden kaçmasının mümkün olmadığına işaret eden bir yetkili ise Ukrayna’nın Doğu Ukrayna’ya yönelik olarak “Bu bölgede aktif kontrolüm yok, sorumlu tutulmamalıyım” başvurusunda bulunduğunu, ancak AİHM’e yapılan başvurularda, buradaki ihlallerden muaf tutulmadığını hatırlattı.