Adalet Bakanlığı'ndan Venedik Komisyonu raporuna ilişkin açıklama
Adalet Bakanlığı, Venedik Komisyonu'nun 10 Mart 2017 tarihinde kabul etmiş olduğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine ilişkin anayasa değişikliğiyle ilgili raporun; halkoylaması sonuçlarını etkilemeye yönelik, komisyonun misyonuna, görev tanımına ve amacına açıkça aykırı olduğunu ve raporun, Türkiye açısından saygınlığı ve itibarının olmadığını bildirdi.
İHAAdalet Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Venedik Komisyonu'nun 10 Mart 2017 tarihinde kabul etmiş olduğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine ilişkin anayasa değişikliğiyle ilgili raporun; halkoylaması sonuçlarını etkilemeye yönelik, komisyonun misyonuna, görev tanımına ve amacına açıkça aykırı olduğu belirtilerek, "Komisyonun görevi, üye ülkelerde demokratik kurumların işleyişini geliştirmek ve insan haklarının korunmasını sağlamak amacıyla bu konulara ilişkin yardımda ve tavsiyelerde bulunmakla sınırlıdır. Bu anlamda, üye ülkelerin iç siyasetini ilgilendiren konularla ilgili değerlendirmelerde bulunması, teknik bir dil yerine siyasi içerikli dil kullanması komisyonun görevini tanımlayan çalışma kurallarına aykırıdır. Komisyonun bugüne değin hiç görülmemiş bir şekilde yetki aşımında bulunarak hazırladığı bu rapor; 16 Nisan'da yapılacak olan halkoylamasında ortaya çıkacak olan Türk milletinin iradesini etkilemeye yönelik olarak hazırlanmış olup, 'hayır' kampanyası yürütenlere açıkça destek veren, taraflı ve sübjektif değerlendirmeler içermektedir. Anayasa yapım sürecinde danışmanlık yapma görevi bulunan komisyonun anayasa değişikliği Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kabul edildikten ve halkoylaması süreci başladıktan sonra hazırladığı raporun yapılan düzenlemeye hukuki bir katkı sağlamayacağı açıktır" denildi.
Raporun hazırlanma sürecinin de hukuki ve teknik yönden son derece problemli olduğunun bildirildiği açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Zira raportörler, 20-21 Şubat 2017 tarihlerinde ülkemize yaptıkları ziyaretin üzerinden bir hafta bile geçmeden, sadece beş gün sonra taslak görüşü tarafımıza iletmişlerdir. Hükümet sistemi değişikliği gibi temel unsurlar içeren anayasa değişiklikleri konusunda, raportörlerin bu kadar kısa süre içerisinde görüş hazırlamış olmaları, raporun anayasa değişikliğine ilişkin objektif, hukuki ve tarafsız değerlendirmeler içermek yerine Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine ilişkin değişikliğe engel olmaya çalışan Türkiye karşıtlarının yanıltıcı ve abartılı görüşlerine dayandığının en bariz göstergesidir. Öte yandan taslak rapor, tarafımıza ve Venedik Komisyon üyelerine genel kurul toplantısına çok az bir zaman kala teslim edilmiş, ülkemizin rapora ilişkin görüşlerini ve itirazlarını incelemeleri için yeterli zamanı olmayan Venedik Komisyonu üyeleri, raportörlerin anlaşılamayan bir şekilde aceleci, eksik incelemeye dayalı, muhalefet partileri CHP ve HDP'nin iddia ve çarpıtmalarını yansıtan, taraflı ve maksatlı taslak raporu ile yanlış yönlendirilmiş ve yanıltılmıştır."
Venedik Komisyonu'nun istişari bir organ olduğunun kaydedildiği açıklamada, "Komisyon, sadece Avrupa Konseyi coğrafyasında değil, dünya genelinde saygı duyulan, itibar edilen bir kurumdur. Bu, Avrupa Konseyi’nin yılların emeği sonucunda elde ettiği bir kazanımdır. Venedik Komisyonu gibi saygın bir kurumun, bilimsellikten uzak, sübjektif, hukuki saikler yerine siyasi amaçlarla hazırlanan raporları kabul etmesi, komisyona olan güvenin sarsılmasına ve saygınlığının azalmasına neden olmaktadır. Anayasa çalışmaları bağlamında teknik ve hukuki görüş vermekle görevlendirilmiş olan Komisyonun üye ülkelerin siyasi ve demokratik tercihleri konusunda nötr kalması ve her türlü siyasi yönlendirme ve değerlendirmeden uzak durması bir zorunluluktur. Avrupa Konseyi'nin, Venedik Komisyonu'nun saygınlığının korunması için siyasi saikli ve manipülatif çabalara geçit vermemesi gerekmektedir. Adil, objektif ve tarafsız olmayan; teknik değil tamamen siyasi ve sübjektif bu raporun,Türkiye açısından saygınlığı ve itibarı yoktur. Anayasa değişikliği konusunda, şunun altını bir kez daha çizmekte yarar görüyoruz: Anayasa değişiklikleri Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilmiştir. Bu aşamada karar artık Türk milletinindir. Türk milletinin halkoylamasında tecelli edecek hür iradesine ne Venedik Komisyonu'nun ne de başka bir güç odağının kesinlikle müdahale etme hakkı bulunmamaktadır. Herkesin sandıkta ortaya çıkacak olan Türk milletinin iradesine saygı duyması gerekmektedir" ifadelerine yer verildi.