Adalet Bakanlığı’na tecrit davası

Bakanlık, iki eli de olmayan hükümlü Ergin Aktaş’ın diğer mahkûmlara bomba eğitimi verebileceği gerekçesiyle tek kişilik hücrede tutulduğunu belirtti.

Seyhan Avşar

İki eli olmayan, Koah hastası hükümlü Ergin Aktaş, Menemen R Tipi Cezaevi’nde “insanlık dışı koşullarda tutulduğu” iddiasıyla Adalet Bakanlığı’na 100 bin liralık manevi tazminat davası açtı. Adalet Bakanlığı ise Aktaş’ın tek kişilik hücrede tutulmasını, “Tutuklu ve hükümlülere bomba eğitimi vermesinin önlenmesi kapsamında tek kişilik odada kalması zorunludur” şeklinde açıkladı.

Ergin Aktaş’a, Adli Tıp Kurumu tarafından üç kez “cezaevinde kalamaz” raporu verilmesine rağmen tahliye talepleri kabul edilmedi. Aktaş’ın avukatı, tek başına temel ihtiyaçlarını karşılamayacak durumda olan müvekkilinin, tek kişilik hücrede tutulduğunu, ayakkabı bağcığını çözemediği gerekçesiyle doktora götürülmediğini, hasta bakıcıları tarafından kaderine terk edildiğini belirterek, tazminat davası açtı. Avukatın dilekçesinde, Aktaş’ın sık sık sözlü işkenceye maruz kaldığı öne sürüldü. Adalet Bakanlığı Hukuk Birimi’nin mahkemeye verdiği yanıtta, Aktaş’ın, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edildiği anımsatılarak, infaz yasasına göre bu cezayı alanların tek kişilik odada barındırılacağı bildirildi. Menemen R Tipi’nde, üç pratisyen hekim, bir psikiyatr, bir fizyoterapist, dört sağlık memuru ve 20 hasta bakıcı çalıştığı kaydedilen yanıtta, öz bakım becerilerini yerine getiremeyen hükümlü ve tutukluların ihtiyaçlarının hasta bakıcılar tarafından karşılandığı belirtildi. “Hükümlünün kişisel bakımlarını yaptırmak istemediği görevlilerin tutanaklarıyla sabittir” denilen bakanlığın yanıtında el yapımı, uzaktan kumandalı veya diğer şekilde bomba yapma suçundan hükümlü veya tutuklu olan kişilerin, diğer hükümlü ve tutuklulara eğitim vermesinin önlenmesi kapsamında, tek kişilik odalarda kalmasının zorunlu olduğu ifade edildi.

Bakanlık: Yardım almayı reddetti

Aktaş’ın AİHM’e yaptığı başvuru sonuçlanmadı. AİHM’deki dosyaya Kasım 2016’da sunulan hükümet görüşünde, Aktaş’ın 9 Şubat 2011 tarihinde polise bomba atmak isterken, bombanın elinde patladığı ve her iki elinin de koptuğu belirtildi. Dilekçede, “Başvurucu giyinme, banyo gibi günlük işlerini nasıl yerine getirmektedir” sorusuna şu yanıt verildi: “Kişisel ihtiyaçlar, tıbbı gereklilikler ve psikolojik destek maksimum derecede yerine getirilmektedir. Bunun yanı sıra sabit ve taşınabilir acil durum düğmeleri vardır. Bu olanaklara rağmen kendi ihtiyaçlarını karşılayabileceğini belirtmiş olup ve kişisel bakım için yardım talep etmemiştir. ”

Avukatlar: Nefes bile alamıyor

Hükümet görüşüne itiraz eden avukatları ise “Tamamı ağır, bakıma muhtaç hastalardan oluşan 150 kişilik cezaevinde hasta bakıcı sayısı sadece 3’tür. Görevliler yemekleri masaya bırakıp gitmektedir” dediler. Aktaş’ın patlamada ellerini kaybetmiş olması nedeniyle önyargıya maruz kaldığını anlatan avukatlar, “Son görüşmemizde iki aydır diş ağrısı çektiğini, hastaneye sevk edilmediğini söyledi. Havasızlık yüzünden KOAH hastası olmuştur. Açık olan mazgal kapatılmıştır. Nefes almakta dahi zorlanıyor. Soğuk su ile duş alıyor. Tuvaletten bozma bir yerde bulunan duş yerinin haftada iki gün, mahpuslar tarafından ortak kullanılması istenmektedir” dediler