Adalet Bakanı Ergin'den 'kelepçe' uyarısı

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, suç ve suçluyla mücadele ederken mutlaka insan temel hak ve özgürlüklerinin göz önünde bulundurulması gerektiğini söyledi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, "Bugün itibarıyla Türkiye çok daha şeffaf, çok daha özgürlükçü bir mevzuata sahip olmakla, yapılacak daha çok işimiz, almamız gereken daha epeyce mesafemiz var" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Adalet Bakanı Sadullah Ergin, "Yürütülen bazı soruşturmalarda kolluk tarafından yapılan ellerin arkadan kelepçelenmesi gibi uygulamalar, kamuoyunda soruşturmayla ilgili olumsuz algıların oluşmasına sebebiyet vermektedir. Soruşturmalarda, bu tür uygulamaların önüne geçilmesi önem arz etmektedir" dedi.

Rixos Otel'de "Türkiye'de Yakalama ve Gözaltı Uygulamalarından Doğan Sorunlar ile Yargının Hızlandırılması, Etkinlik ve Verimliliğinin Artırılması Sempozyumu" düzenlendi. Sempozyuma katılan Adalet Bakanı Ergin, Türkiye'nin 2000'li yıllardan itibaren AB sürecinin etkisiyle ve iktidarın ileri demokrasi ve hukuk normunu hayata geçirme kararlılığıyla büyük ilerlemeler sağladığını söyledi. Anayasada yapılan değişikliklerle bir yandan temel hak ve özgürlükler alanının genişletildiğini savunan Ergin, sivil otoriterin üstünlüğüne dayanan demokratik hukuk devletinin güçlendirildiğini belirtti. Adalet Bakanı, sadece 2001-2005 döneminde Anayasanın toplam 49 maddesinin değiştirildiğini belirtti.

'Adil olduğunuzun görülmesi gerekli'

Daha hızlı ve etkin yargılama yapılabilmesi için hakim ve savcı sayısının 2002 yılına oranla yüzde 26 artırıldığını belirten Ergin, yardımcı personel ihtiyacının da önemli oranda giderildiğini kaydetti. Ergin, ceza mevzuatının hazırlanmasında insanların temel hakları ihmal edilmeksizin suç ve suçlulukla etkin şekilde mücadele edilmesi konusunun dikkate alınması gerektiğini ifade etti. Ergin, suç ve suçlularla mücadele edilirken insan temel hak ve özgürlüklerinin de mümkün olduğunca korunması gerektiğine işaret etti.

Ceza mevzuatının hazırlanmasında temel ilkenin, insan hakları ihlal edilmeksizin maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve Cumhuriyet savcılarının gözetimi altında delilden, şüpheliye ulaşan bir sistemin kurulması olduğunu belirten Ergin, şöyle devam etti: "Bu temel ilkenin uygulamaya doğru bir şekilde yansıtılabilmesi için suç ve suçlulukla mücadelede kişi hürriyeti ve güvenliği, özel hayatın gizliliği ve masumiyet karinesi gibi temel hak ve özgürlükler feda edilmemelidir. Söz konusu temel hak ve özgürlükler korunurken suç ve suçlulukla mücadeleden taviz de verilmemelidir. Bu mücadele yapılırken, üyesi bulunduğumuz uluslararası toplumun geliştirdiği ve bugün itibarıyla ulaşmış olduğu standardı oluşturan milletlerarası sözleşmeler ile Avrupa İnsana Hakları Mahkemesinin içtihatları dikkate alınmalıdır. Bugün itibarıyla Türkiye çok daha şeffaf, çok daha özgürlükçü bir mevzuata sahip olmakla, yapılacak daha çok işimiz, almamız gereken daha epeyce mesafemiz var. Vatandaşın yargıya güven duyabilmesi için sadece kanunların doğru uygulanması yetmez. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bir kararında ifade edildiği gibi adil olmak yeterli değil, adil olduğunuzun görülmesi de gereklidir."

Sadullah Ergin, soruşturmanın sağlıklı yürütülebilmesi için kimi tedbirlere başvurmanın gerekli olduğunu, bu tedbirlere soruşturma ve kovuşturmanın selametini tehlikeye sokacak sonuçlardan korumak amacıyla başvurulduğunu söyledi. Ergin, "Kimi zaman kişilerin hak ve özgürlüklerine kısıtlama getirilebilmekte, hatta zaman zaman bu hak ve özgürlükler tamamen ortadan kaldırılmaktadır" diye konuştu.

'Titiz davranın'

Kişilerin yakalanması, göz altına alınması, tutuklanması, konut ve üzerinin aranması gibi tedbirlerin kişi özgürlüklerinin önemli ölçüde kısıtlandığı haller olduğunu kaydeden Ergin, yargılama faaliyetleri sırasında temel hak ve özgürlüklere olabildiğince az zarar vermenin amaçlandığını vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti: "Koruma tedbirleri geçici niteliktedir, kişi hak ve özgürlükleriyle ilgili olması sebebiyle orantılı olmak zorundadır. Ceza mahkemesi kanunda soruşturmanın Cumhuriyet savcısı tarafından yürütüleceğini ve soruşturtmanın tamamından birinci derecede Cumhuriyet savcısının sorumlu olduğu ifade edilmiştir. Savcılığın verimli, uyumlu ve düzenli bir şekilde çalışmasını sağlamak iş bölümünü yapmakla görevli olan Cumhuriyet başsavcısı olduğundan bu konuda asıl görev sizlere düşmektedir. Dolaysıyla sizler sahip olduğunuz denetim ve gözetim hakkı sebebiyle soruşturmanın yürütülmesinde en önemli fonksiyonu görmektesiniz. Özelikle yürütülen bazı soruşturmalarda kolluk tarafından yapılan ellerin arkadan kelepçelenmesi, gözaltına alınıp arabaya bindirilmesi, sırtından şüphelinin başının aşağıya doğru bastırılması gibi uygulamalar kamuoyunda soruşturmayla ilgili olumsuz algıların oluşmasına sebebiyet vermektedir. Bu olumsuz algının giderilmesi ve bu tür algıların oluşmasına engel olma adına sizin görevlendirmeniz sebebiyle sizin denetim ve gözetiminiz altında yürütülen soruşturmalarda, bu tür uygulamaların önüne geçilmesi önem arz etmektedir. Bu nedenle sizlere kanunla verilen bu yetkilerin kullanımda daha özenli davranılması çok önemlidir."

Ergin, mevzuatta Cumhuriyet savcılarının yargı görevini yerine getirirken bağımsız olmasına engel olan hükümlerin kaldırıldığını, dava açıp açmama konusunda Cumhuriyet savcılarına takdir yetkisi verildiğini belirterek, kişileri şüpheli veya sanık statüsüne dahil ederken çok titiz davranılmasını istedi.