Açlık grevi yapan engelliler: Bize ‘Gezici’ diye saldırdılar
Adana, Mersin, Hatay ve Konya’dan dört engelli yurttaşın, engelli memur kadro sayısının arttırılması için Ankara'daki Devlet Personel Başkanlığı önünde gerçekleştirdiği 7 günlük açlık grevi, dün sona erdi. Grevde yer alan görme engelliFeramiz Yıldırımcan, “Kimseden destek almadık. ‘Gezici’, ‘bölücü’ laflarıyla saldırıya uğradık” diye konuştu.
Meltem Yılmaz/CumhuriyetTürkiye'de ikinci kez 27 Nisan 2014'te yapılan Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı’na 125 bin engelli başvurdu ancak yalnızca 3180 engellinin atanacağı açıklandı, oysa 657 sayılı Devlet Memurları Yasasına göre 25 bin kadronun doldurulması gerekiyordu. Bunun üzerine gecelerini gündüzlerine katıp ders çalışan binlerce engelli büyük hayal kırıklığı yaşadı. Adana, Mersin, Hatay ve Konya’dan dört engelli yurttaş, açlık grevi yapmaya karar verdi. Ankara’daki Devlet Personel Başkanlığı önünde 7 gün boyunca açlık grevi yapan yurttaşlar, dün Bakan Faruk Çelik'in taleplerinin karşılanacağına dair verdiği söz üzerine eyleme son verdiler. Engelli yurttaşlar, açlık grevleri süresince yaşadıklarını gazetemize anlattı.
28 yaşındaki görme engelli Bestami Durhan, “Ben önceden bir fabrikada çalışıyordum ama oradaki şartlar gözlerime daha çok zarar verdi. Bunun üzerine sınava hazırlanmaya başladım. İyi de puan aldım, ama yine de atanacağıma yönelik umudum olmadığı için bu eyleme karar verdim” dedi. Durhan, engellilerin siyasi malzeme olarak kullanılmasından bıktıklarını belirterek, “Siyasi malzeme olarak engelliler herkesin elinde ama iş icraata gelince ortada hiçbir şey yok. Engelliler özel sektörde iş bulamıyor. O yüzden memur olmak için bu kadar uğraşıyoruz” diye konuştu.
"Bir daha polise ağlamak istemiyorum”
31 yaşındaki görme engelli Feramiz Yıldırımcan ise, “benim bu açlık grevinde yer alma nedenim engellilerin sessiz çığlığını duyurmaktı” diyerek, şöyle devam etti:
“Ben Mersin’de seyyar satıcıyım. Çok zor şartlar altında çalıştım hep, zabıtadan, polisten kaçmak zorunda kalarak. Sonra devlet memuru olmak için, gecemi gündüzüme katıp ders çalıştım. Sonuç ise beni hem üzdü hem de çok gülünç geldi. Ya bu kadro yükselecek ya da öleceğim diye yola çıktım, arkadaşlarımla bu açlık grevine katıldım. Çünkü bir daha polise, zabıtaya ağlamak istemiyorum.”
Yedi gün boyunca sürdürdükleri açlık grevinde yağmurda köprü altlarında, betonun üstünde yattıklarını anlatan Yıldırımcan, en çok da Ankara’daki 10 bin kadar engelliyi yanlarında görememenin kendilerini üzdüğünü söyledi. Yıldırımcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ben eşimden ayrıyım ve bir çocuğum var. Babamdan aldığım 100 lira maaştan başka gelirim yok. Bakan taleplerimizin karşılanacağı sözünü verdiği için açlık grevine son verdik. Ama bu söz tutulmazsa ölüm orucuna başlarız.”
Yıldırımcan, açlık grev yaptıkları sırada başta TEDAY Başkanı İlimdar Boztaş olmak üzere bazı kesimlerin “Gezici, marjinal, örgüt üyesi” ithamlarıyla karşılaştıklarını ancak pes etmediklerini anlattı.
Açlık grevine ayrıca, Konya'dan Nizamettin Şen ve Adana'dan Abdulmuttalip Atar da katıldı.