Acıgöl yok oluyor

Denizli, Afyonkarahisar ve Burdur sınırlarında yer alan, 200’e yakın kuş türü ve endemik bitki türlerinin yaşadığı tektonik kökenli Acıgöl’de, son yıllarda ciddi kuraklık yaşanıyor.

(DHA)

Ülkedeki sodyum sülfatın yüzde 90’ının çıkarıldığı Acıgöl’ün uydu fotoğraflarında, etrafında tarlaya benzer onlarca kurutma havuzu dikkati çekerken, gölün ciddi bölümünün de tamamen kuruduğu görülüyor.

SU SEVİYESİ 1 METRENİN ALTINDA

1970’li yıllarda 160 kilometrekare olan yüzey alanının, 2021 yılında 40 kilometrekarenin altına indiğini belirten Erol Kesici, gölde ortalama su seviyesinin de 1 metrenin altına kadar düştüğünü söyledi.

Acıgöl’deki kurumanın en büyük nedeninin sodyum-sülfat çıkarılması amacıyla oluşturulan kurutma havuzları olduğuna dikkati çeken Kesici, “1970’ten itibaren çıkarılmaya başlandı. Göldeki su seviyesinin diğer dış etkenlerle birlikte giderek azalması sonucu 1990’da yapılan toplantılarda uyarılarda bulunmuştuk. Göldeki su miktarına bağlı olarak, yazın buharlaştırma, kışın kristalleştirmenin ölçülü yapılması gerektiğini söyledik. Su seviyesi ciddi ölçüde azalmasına rağmen üretim de aynı şekilde devam ettirildi” dedi.

Kesici, “Acıgöl, Burdur, Salda, Eğirdir, Beyşehir göllerinin akiferleri (ekonomik olarak önemli miktarda suyu depolayabilen ve yeterince hızlı taşıyabilen geçirimli jeolojik birimler), kayaç yapısı özelliklerinden dolayı bileşik kaplar usulünde olduğu gibi birbirine bağlantılıdır. Yani yeraltından birbirlerine kanallar vardır. Acıgöl’ün kuruması Göller Yöresi’ndeki diğer göllerin de giderek benzeri su kayıplarına uğramasına neden gösterilebilir” diye konuştu.

Göldeki biyolojik çeşitliliğin giderek azaldığını, kuş türlerinin artık alanı tercih etmediğini kaydeden Kesici, çevresindeki tarımsal üretimde çok ciddi sorunlar yaşandığını, gölün kuruyan alanlarında oluşan sodyum sülfat vb. mineralleri içeren toz bulutu ve fırtınaların üretime ve canlıların sağlığını tehdit eder duruma geldiğini dile getirdi.

Kesici, “Ülkemizde tek, dünyada ikinci sıradaki büyük doğal ve temiz sodyum içeriğine sahip olan Acıgöl’den uzun yıllardır neredeyse 300 bin tonu aşan miktarda sodyum sülfat çıkarılmaktadır” dedi.

“GÖL KURURSA HAYAT DURUR”

Göl kuruduğu takdirde üretimin, hayatın, ekonominin de duracağına işaret eden Erol Kesici, suyun çok aşırı kullanımı sonucu yıllardır gölün yıllık hidrolojik su bütçesinin sürekli azaldığını ve korunamadığını kaydetti.

Kesici, gölün hızla kurumasının nedenlerinden birinin de göldeki sodyum sülfat üretimi tavalarda yazın aşamalı ön buharlaştırma ve kışın kristallendirme şeklinde üretim olduğunu söyledi.

Kesici, gölü besleyen yüzey akış sularının ve derelerin önüne yapılan baraj ve göletlerle havzada başta tarım olmak üzere çok sayıda yasal ve yasal olmayan kuyu sondajlarını da bunda etken gösterdi.

Dr. Erol Kesici, göl kıyısında kuruyan alanların neminin giderek azalmasının göl tabanında 2,5 milyon yıl önce jeolojik dördüncü zamana ait kum, mil ve tuza ait kayaç unsurların rüzgarların etkisiyle toz bulutlarının oluşumuna neden olduğuna da dikkat çekti.

KURUTMA HAVUZLARI GÖLDEN DAHA BÜYÜK

Öte yandan bölgede yapılan incelemelerde, Acıgöl’ün uzunlamasına ölçümünün 7 kilometre, en geniş noktasının da 3 kilometre olduğu belirlenirken, yüzey alanı da 21 milyon metrekare ölçüldü.

Normalde tarla gibi görünen kurutma havuzlarının, yalnızca gölün kuzey kısmındakilerin uzunluğu 17 kilometre, eni de 3 kilometre. Güneybatısındakilerin ise uzunluğunun 8 kilometre, eninin 2 kilometre olduğu belirtildi. Buna göre kurutma havuzlarının gölden daha büyük alanı kapsadığı ortaya çıktı.