Acı her gün tazeleniyor

Soma’daki katliamın dünkü duruşmasında ifade veren tutuksuz sanıklar, eksikliklerin, yanlışların bilinmesine karşın şirketin gerekli adımları atmadığını söylediler.

Hakan Dirik

Soma’daki iş cinayetinin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davasında, alınmayan önlemlerle katliamın “bağıra bağıra” geldiği ortaya çıkıyor.

Davanın dünkü duruşmasında dinlenen tutuksuz sanıklardan vardiya mühendisi Fahri Pancar, ocakta dinamit atışlarının nasıl yapıldığını anlattı. Her dinamit atışında “emniyetçi” olmadığını, havanın durumunu kendilerinin anladığını söyledi. Atıştan 5 dakika sonra çalışmaya başladıklarını dile getirdi. Son zamanlarda sıcak kömür çıktığını kaydetti. Çalıştığı süre boyunca hiç gaz maskesi takmadığını, bakım yapılmadığını vurguladı.

Diğer mühendis Hilmi Karakoç, madende hiç tatbikat yapılmadığını dile getirirken, emniyet teknikeri Serhat Dinç’in ifadeleri, madendeki değer ölçümlerinin insan sağlığından ziyade üretimin kesilmemesine yönelik olduğunu ortaya koydu. Facia tarihine yaklaşan günlerde değerlerin alarm düzeyinde olduğunu, ancak sensörlerden gelen verilerin dikkate alınmadığını ortaya çıkardı. Bir gaz sensörünün 12 saat boyunca 50 ppm’nin üzerine olmasının normal olmadığını kabul eden ancak ölçüm defterine bu verilerin işlenmediği belirten Dinç, “Ölçüm defterleri emirlere göre dolduruluyor. Vardiya amirim söyler, ben de gaz ölçüm defterini doldururum. Çalışma sırasında ölçüm yapmıyoruz, vardiya aralarında veri alıyoruz” diye konuştu.

Kopyacı şirket

İş güvenliğinden sorumlu vardiya teknikeri Mehmet Uçkun’un ifadesi, şirketin gaz ölçüm defterinde “kopya çektiğini” mahkeme kayıtlarına geçirdi. Olaydan sonra “hafıza kaybı” yaşadığını da ileri süren Uçkun, mahkeme başkanının soruları üzerine, madenin her yerinde değerlerin eşit olamayacağını söyledi. Vardiya mühendislerinden Saltuk Alp Demir’in savunmasında sıcak kömürler için “Daha büyük bir olay yaşanmaması için alınıyordu” demesi, duruşma salonundaki madenci ailelerini ayağa kaldırdı. Aileler, ölen 301 kişiyi anımsatarak “Daha büyük ne olabilirdi?” diye sordu.