Abdülcanbaz geri dönüyor!

Osman Uslu 2006 yılında satın aldığı Abdülcanbaz'ın haklarıyla, Abdülcanbaz'ı gelecek nesillere birbirinden farklı projelerle aktarmaya hazırlanıyor. Hayranlarına büyük sürprizleri de var Uslu'nun. Hem dijital, hem basılı materyallerde yaşamaya devam edecek Abdülcanbaz.

cumhuriyet.com.tr

Osman Uslu, henüz Turhan Selçuk yaşarken haklarını satın aldığı Abdülcanbaz’ın maceralarını, çizgi romana uzak olanların, Abdülcanbaz’a yetişemeyenlerin de ilgisini çekecek yeni projelerle canlandıracak. Kendisi de bir Turhan Selçuk hayranı olan Uslu, bu sıralar canını dişine takmış, gece gündüz Abdülcanbaz'la uğraşıyor. Hayalleri, hedefleri, büyük, kendinden emin, Türkiye’nin büyük reklam ajanslarından Publicis’in yönetim kurulu başkanı Uslu’yla, Abdülcanbaz’ın 21. yüzyıl maceralarını konuştuk.

2006 yılında Cumhuriyet gazetesinde gördüğü “Abdülcanbaz nereye koşuyor” adlı haberde Abdülcanbaz’ın haklarının devredileceğini öğreniyor Uslu, hem çok heyecanlanıyor, hem de endişeleniyor, kim bilir kim alacak, nasıl olacak diye. Sonra günün birinde avukatıyla bambaşka bir meseleyi konuşurken Abdülcanbaz’ın haklarının hâlâ satılmadığını ancak bir pazarlık sürdüğünü öğreniyor. Şans bu ya, gerçekleşmiyor satış. Uslu da fırsat bu fırsat, ertesi gün gidiyor Turhan Selçuk’la hem tanışıp hem de haklara talip olduğunu söylemeye. Zaten görüşmeye de ciltlettirdiği Abdülcanbaz koleksiyonuyla gidiyor. Tanışıyorlar, hayat hikâyesini anlatıyor Selçuk’a. Turhan Selçuk da çok seviyor Uslu’yu, içi rahat bir şekilde emanet ediyor Abdülcanbaz’ı. Uslu, “Bu benim için büyük bir gurur. Özellikle Turhan Bey’in sağlığında, benimle, kızımla yaptığımız işleri görüşürken onun da bizim kadar heyecanlanması, mutlu olması benim içimi rahat tutuyor” diyor. Uslu öncelikle “Ne olacak Abdülcanbaz?” diye soranların içi rahat etsin istiyor: “Turhan Bey’i kaybettikten sonra artan bir sorumluluk duygusu içinde tüm faaliyetlerimizi hızlandırdık. Abdülcanbaz hayranları bilsin ki, Abdülcanbaz yok olmadı, kaybolmadı, dağılmadı, sahaflarda parça parça savrulmadı, hepsi benim elimde. Hepsini büyük bir kutsal emanet gibi taşıyorum.”

İlk olarak kitap fuarına özel tasarımlı, grafik anlamında yeniden ele alınmış, boyutuyla, kâğıdıyla sunuş biçimiyle dünya standartlarında bir iş yapacaklarını ifade ediyor Uslu. Fuarda Abdülcanbaz’ın ilk 5-6 macerasını Türkiye’ye de örnek olacak şekilde çıkaracaklarını söylüyor. Basılı materyal olarak bir de özel olarak koleksiyonerlere sunacakları bir kitap da olacak. Şimdi Abdülcanbaz’ın maceraları titizlikle kategorize ediliyor. 1957’ye kadar gidilerek hangi macera hangi tarihte başlamış, kaç bant sürmüş, hangi tarihte bitmiş gibi bilgileri de içeren bir hazine sunacaklar. Daha sonra Abdülcanbaz’ın maceraları sürprizli bir şekilde ulaşacak okurlara. Tek seferde 5-6 macerayı birleştirecekler. Teknolojiden hiç uzak değil tam tersine tam içindeler. Şimdiden bir blog oluşturuyor ekip. Bu şekilde Abdülcanbaz hayranlarıyla interaktif bir ilişkide olmayı hedefliyorlar. Adres, mail ve telefonlarını alacakları Abdülcanbaz hayranlarının nerede ve kimler olduğunu tespit edip, onlara kitapevlerinden çıkmadan önce daha özel ve uygun fiyata baskı göndermek istiyorlar. “Şu anda Abdülcanbaz deyince kalbi titreyen herkese dokunacak bir iş yapmak istiyoruz” diyor. Aynı zamanda çok dilli bir web sitesi hazırlığındalar. Abdülcanbaz’ın hediyelik eşyalarının satın alınabileceği bir site olacak bu. Uslu, Japonya’nın mangalarını hatırlatarak, “Abdülcanbaz neden Türkiye’nin gurur duyacağı bir kahramanı olmasın ki” diye soruyor: “Japonya’da manga kültürü var, bir milyon baskı yapıyor. Müzeleri, teşvikler var, bu ülkede bir tane Abdülcanbaz var. Bu ülkenin ulusal kahramanı olmalı diye düşünüyorum.”

Basılı materyaller tamam, peki ya çizgi romanları iPhone’larından okumaya başlayıp buna alışanlar ne olacak dediğimizde Uslu, sadece iPhone değil, iPad için de uygulamalar yapacaklarını müjdeliyor. Artık hobilerin de teknolojiye göre değiştiğini söyleyen Uslu, projelerini anlatıyor: “Basılı materyaller gelecek nesillere, koleksiyonlerlere, kütüphanelere kalacak. Biz asıl iPhone ve özellikle iPad için yazacağımız uygulamalarla, Abdülcanbaz’ın dijital ortamda da okunmasını sağlayacağız, üstelik en az 10 dile çevirmeyi planlıyoruz. 60-70 macera var, 6-7 yıl sürer aylık çıksa, insanlar artık tüketime alıştı, ay bekleyecek hali yok kimsenin. Gelişen teknoloji ve nüfusun gençliği bize Abdülcanbaz’ın hedefinin bugün değil yarın olduğunu gösterdi.”

Abdülcanbaz’ın filmini yapmanın en büyük hayali olduğunu söylüyor Uslu. Ancak hassasiyeti yaptıkları her şeyin dünya standartlarında olması. Bu yüzden de Abdülcanbaz’ın filmini özellikle de yabancı yatırımcılarla birlikte yapmayı hedefliyor. “Filmini yapmak zor değil ama çok düşünülmesi gereken bir şey. Yabancı yatırımcılar Abdülcanbaz’ı Doğu’nun bir mucizevi kahramanı gibi görüp ilgilenir diye düşünüyorum. Esas hevesim çizgi filmini yapmak. Reel çekip animasyona dönüştürmek istiyoruz ancak videolar bir sonraki aşamamız” diye anlatıyor Abdülcanbaz'ın geleceğini.

Önümüzdeki yıl bir de sergi var. “Turhan Selçuk’la da konuşmuştuk, Abdülcanbaz kadınlarını sergi haline getirmek gibi bir projemiz vardı. 30 Abdülcanbaz kadınını seçtik, kızım renklendirdi, Turhan Bey’e de onaylattık. O da, ‘Ben ona güveniyorum’ deyince, Yağmur final renklerine getirdi. Sanatçı Sinan Demirtaş da taş baskı tekniğiyle yeniden yaratacak kadınları.”