ABD’li diplomattan 'Türk hükümeti Sarraf için takas önerdi mi?' sorusuna ilginç yanıt

Amerika’nın başkenti Washington’da Middle East Institute adlı düşünce kuruluşunun 8’inci yıllık Türkiye konferansı düzenlendi. Konferansta konuşan ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İşleri Müsteşar Yardımcısı Jonathan Cohen, "Türk hükümeti Sarraf için takas önerdi mi?" sorusuna 'Biz Türkiye’de hapiste olan ABD’lileri gündeme getirdikçe Türkler de ABD’de hapiste olan Türklerden söz açtı' yanıtını verdi.

cumhuriyet.com.tr

ABD Dışişleri Bakanlığı Avrupa ve Avrasya İşleri Müsteşar Yardımcısı Jonathan Cohen, Türk hükümetinin New York’ta davası devam eden Rıza Sarraf’la Türkiye’deki Amerikalı tutuklular arasında bir takas önerisinde bulunup bulunmadığıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Kendisinin bulunduğu görüşmelerde böyle bir talep olmadığını söyleyen Cohen, "Türk hükümeti Sarraf için takas önerdi mi?" sorusuna “Türkiye’de Amerikalılar ve Amerikan hükümet çalışanlarının hapiste olmasını gündeme getirdiklerinde Türklerin de sıkça Amerika’da hapiste olan Türklerden söz açtıklarını” yanıtını verdi.

Amerika’nın başkenti Washington’da Middle East Institute adlı düşünce kuruluşunun 8’inci Yıllık Türkiye Konferansı düzenlendi. Konferansta Cohen’in yanı sıra Alman Federal Meclis milletvekili ve Dışişleri Komisyonu üyesi Michelle Müntefering ve Avrupa Parlamentosu’ndan bazı milletvekilleri de konuşmacı olarak yer aldı. Amerika’nın Sesi’nde yer alan habere göre, ABD-Türkiye ilişkilerinde “iki ana zorluğun” bulunduğunu belirten Cohen, bunları Türkiye’de Amerikan vatandaşları ve Amerikan diplomatik misyonlarındaki bazı yerel çalışanların tutuklanması vakaları ve bunu takip eden vize kriziyle ABD’nin YPG’yle ilişkileri olarak sıraladı.

YPG ile ilişkiler

“YPG’yle ilişkilerimiz var çünkü Suriye’de bir alternatifimizin olmadığını hissettik. IŞİD’i Rakka’dan çıkarmak için acilen bir ortak güce ihtiyacımız vardı ve mevcut güç YPG’ydi” diyen Cohen, ABD-YPG ilişkilerinin “taktiksel”, Türkiye-ABD ilişkilerini ise “stratejik ve kalıcı” diye niteledi. Cohen, “YPG’yle ilişkiler, biz savaş sahası durumundan istikrarı sağlama durumuna geçerken zaman içerisinde dönüşüme uğrayacak. Bu, şu anda görmekte olduğumuz bir dönüşüm. Bu nasıl olacak, bu konuda tam bir tahminde bulunamam ama zaman içerisinde değişecek” diye konuştu.

Takas önerildi mi?

Türk hükümetinin Rıza Sarraf’la Türkiye’deki Amerikalı tutuklular arasında bir takas önerisinde bulunup bulunmadığı sorusunu da yanıtlayan Cohen, kendisinin bulunduğu görüşmelerde böyle bir talebe tanıklık etmediğini, ancak Türkiye’de Amerikalılar ve Amerikan hükümet çalışanlarının hapiste olmasını gündeme getirdiklerinde Türklerin de sıkça Amerika’da hapiste olan Türkler’den söz açtıklarını aktardı.

Gülen’in iadesi

Fethullah Gülen’in iadesine ilişkin bir soru üzerine Dışişleri ve Adalet bakanlıklarının Türkiye’nin talebini ciddiyetle ele aldıklarını vurgulayan Cohen, ABD Adalet Bakanlığı’nın Türkiye’nin talebini gözden geçirme sürecine bugüne kadar eşi görülmemiş düzeyde kaynak ayırdığını, Türkiye’nin gönderdiği materyallerin incelenmeye devam edildiğini aktardı.

Türkiye’ye ‘S-400’ uyarısı

Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi satın almasını değerlendiren Cohen, “Türkiye’yi, özellikle ulusal savunma sistemi gibi önemli bir alanda NATO dışı bir sistemi satın alma konusunu yeniden gözden geçirmeye çağırıyoruz” dedi. Cohen, bu konuyu çok ciddiye aldıklarını ve Türkiye’nin bu satın alma işlemini hayata geçirmeyeceğini umduklarını kaydetti.

PİRİ: İLİŞKİLER DİBE VURDU

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri de Türkiye’yle Avrupa Birliği (AB) arasındaki ilişkilerin dibe vurduğu görüşünü dile getirdi. Türkiye’nin Almanya, Hollanda gibi ülkelerle yaşadığı krizleri hatırlatan Piri, Türkiye konusunun birçok Avrupa ülkesinde artık dış politikadan çıkıp iç politika meselesi haline geldiğini kaydetti. Piri, Türkiye’yle AB arasındaki ekonomik ilişkilere işaret ederek, AB’nin Türkiye’ye karşı hâlâ elinde bir baskı gücü varsa onun da ekonomi olduğunu söyledi. Türkiye’de 2019 yılı için planlanan Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle yeni anayasanın devreye gireceğine dikkat çeken Piri, bunun tek adam kontrolünün artık resmen devreye gireceği ve güçler ayrılığının artık geçerli olmayacağı anlamına geldiğini savundu. Alman parlamenter Michelle Müntefering de Türkiye’de demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarında yaşanan zorluklara işaret ederek, Ankara’nın giderek Avrupa’dan uzaklaştığı görüşünü dile getirdi.