AB’den Türkiye için üç senaryo

AB’de, 2019 için olası Ankara senaryoları konuşuluyor. Senaryolarda öne çıkan 3 seçenek, Erdoğan’ın daha da otoriterleşmesi, 2011 söylemlerine dönmesi ya da ‘Türkiye’nin Macron’unun’ çıkması.

Duygu Güvenç

Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin geleceğini 2019 seçimlerinin belirlemesi bekleniyor. AB cephesinde, 2019 seçimlerinin sonuçlarının Türkiye’nin geleceği için de belirleyici olacağı düşüncesi hakim. Türkiye ile AB arasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yıllar sonra Brüksel’e gerçekleştirdiği ziyaretle başlayan olumlu rüzgarların ve Türkiye’de insan hakları savunucuları, gazeteciler, akademisyenlerin peşpeşe tutuklanmasıyla tamamen durduğuna işaret edilirken, Ankara artık gözünü Nisan ayında yayımlanacak Türkiye raporuna çevirdi. Türk diplomatlar da artık bu rapor için “İlerleme Raporu” değerlendirmesini kullanmazken, Ankara, Aralık ayındaki zirvede AB’den Türkiye ile ilgili bir karar beklemiyor.

İkinci tur olasılığı

Türkiye-AB ilişkilerinde Nisan ayına kadar hareketlilik de beklenmiyor. AB’li diplomatlar, Türkiye ile ilişkilerinin geleceği için dönüm noktası olarak 2019 seçimlerini görüyor ve seçimlerde ikinci tur olasılığını da değerlendiriyor. 2019 seçimlerinin öne alınması olasılığının yanı sıra AB çevrelerinde olası 2019 seçimlerinin sonuçlarına dair Türkiye ile ilgili 3 senaryo öne çıkıyor. Bu senaryolar şöyle:

-Erdoğan daha da otoriterleşir:

Erdoğan, 2019 seçimlerinden galibiyetle çıkarsa ‘Türkiye’nin ilk Başkanı’ olma sıfatını da kazanacak. Özellikle referandumun ardından KHK’lerle gücü kendi elinde toplama eğiliminin artarak devam etmesi, başkanlık sürecinde bu yetkisini nasıl kullanacağına da batılı diplomatların şüpheyle bakmasına neden oluyor. Bu yaklaşımın devam etmesi halinde AB-Türkiye ilişkilerinde kopmaya kesin gözüyle bakılıyor.

-Erdoğan 2011 ivmesine döner:

Erdoğan’ın AKP’nin devam eden iktidarı boyunca birbirine zıt gruplarla zaman zaman kurduğu ittifakı değiştirip MHP ile ortaklıktan vazgeçmesi veya MHP’nin siyasi sahneden silinmesi olasılığı da konuşulan senaryolar arasında. Böyle bir durumda Erdoğan’ın AKP’nin eski söylemlerine dönmesi ve 2011’deki reform sürecinin yeniden başlama olasılığı da değerlendirilen senaryolar arasında. Ancak bu senaryoda birçok Batılı diplomat, başkentlerinde Erdoğan’a şahsi güvenin kalıcı şekilde zedelendiğine de işaret ediyor.

-Türkiye’nin Macron’u çıkar mı:

Fransa’daki başkanlık seçimlerinde 11 aday yarıştı ve ilk turda yüzde 50 çoğunluğu kimse alamadı. Yürüyüş hareketini başlatan Emmanuel Macron, güçlü adayları eleyerek başkanlık yarışını ikinci turda yüzde 65 oy alarak bitirdi. Muhalefetin özellikle referandum sırasında AKP’nin tüm suçlamalarına karşın ‘Hayır’ kampanyasında birleşmesi, ardından ‘Adalet Yürüyüşü’yle başlayan süreçte birçok Batılı diplomat “Türkiye’nin Macron’ı çıkar mı” sorusunu sormaya yöneldi. Ancak bu seçenekte de özellikle MHP’den ayrılarak yeni bir parti kurmaya hazırlananlar ile HDP’nin Kürt oylarını buluşturabilecek bir adayı bulmanın zorluğuna işaret ediliyor. Batılı diplomatlar, 2019 seçimlerinde ‘Hayır’ cephesinin, uzlaşabileceği bir ortak isim bulmasından kaygılı. Ancak farklı partilerin adaylarının Erdoğan’ın ilk turda seçim seçimleri kazanmasını önleyeceği değerlendirmesi yapılıyor.