AB'den TEKEL işçilerine tam destek

Avrupa Parlamentosu Milletvekili Jurgen Klute, TEKEL işçilerinin eyleminin ''şu anda Avrupa'da yürütülen en önemli işçi mücadelesi olduğunu'' söyleyerek, ''Siz sadece Türkiye'yi değil, mücadelenizle Avrupa'yı da demokratikleştiriyorsunuz'' dedi.

cumhuriyet.com.tr

Avrupa Parlamentosu'nun sol gruba mensup üyelerinden Jurgen Klute, Tekel işçilerinin eylemini dikkatle izlediklerini ve dayanışma çalışması yürütmek için bütün imkanlarını seferber ettiklerin açıkladı. Klute, "Sizin başbakanınızın sizlere yönelik iddialarını hayretler içinde karşıladık ve siyasi utanmazlık olarak değerlendirdik. İşçilerin ve emekçilerin yaratıcılığını tartışmak doğru değildir" dedi.

Klute, Tekel işçileri eyleminin şu an Avrupa'da yürütülen işçi hareketi bakımından önemli olduğunu vurgulayarak, son on yılın en tayin edici mücadelesine tanık olduklarını iddia etti. Klute sözlerini şöyle sürdürdü:

"Siyasi utanmazlık"

"Biz fraksiyon olarak zaten özelleştirmeye karşı mücadele eden bir grubuz. Ve sizin özelleştirmeye karşı halkın malını, toplumun malını özelleştirmeye karşı verdiğiniz bu mücadeleyi Avrupa açısından çok önemli buluyoruz. Örnek sayıyoruz. Geçtiğimiz dönemlerde krize karşı AB hükümetlerinin özellikle bankalara yüz milyarlarca dolarlık ve euroluk yardım yaptığını gördük. Bu yardımlar bankalar değil, işyerlerinin ve istihdamın korunması için yapılmalıdır. Sizin mücadeleniz de bu açından tamamen bir meşruiyete oturmaktadır. AB hükümetlerinin kriz programlarında ayırdıkları bütçenin esas olarak istihdam ve işyerinin korunması için harcanması gerektiğini siz çok iyi ortaya koyuyorsunuz. Bu paralar bankaları zengin etmek için değil, sizlerin hakkını ve işyerlerini korumak için ayrılmalıdır. Bunları yapmıyorsa mücadeleniz daha da meşruiyet kazanıyor demektir. Üreten ve yaratan işçilerin elleridir. Bankaların paralarıyla ve finans kaynaklarıyla toplum dönmüyor. Sizin ürettiklerinizle dönüyor. Sizin başbakanınızın sizlere yönelik iddialarını hayretler içinde karşıladık ve siyasi utanmazlık olarak değerlendirdik. İşçilerin ve emekçilerin yaratıcılığını tartışmak doğru değildir. Bu skandala son vermek gerekir ve toplumda gerçek ahlakı emekçiler ve emeğin yaratıcı gücü vermektedir."
 

"Avrupa'da sözcünüz olacağım"

Türkiye'de demokrasinin sorununun emek ve sermaye çelişkisi üzerine oturduğunu savunan Klute, demokratik bir Türkiye'nin ancak sendikal hakları işçi haklarını tanıyan bir Türkiye ile gerçekleşeceğini söyledi. AB'nin Türkiye'nin üyeliği konusunda destek programları açıkladığını kaydeden Klute, demokratik ve sosyal bir Avrupa'da demokratikleşmiş bir Türkiye'nin yerini almasını isteyen sosyalist sol bir fraksiyon olduklarını dile getirdi. İşçilerin mücadelesiyle ve desteğiyle Türkiye'nin demokratikleşeceğini belirten Klute, "Sadece ticaretin ve paranın Avrupa'sını değil, sosyal ve demokratik bir Avrupa'nın yaratılması için. Ayrıca sizin burada birlikte mücadeleniz sadece Türkiye'yi değil Avrupa'yı da değiştireceğini unutmayın. Sizin başbakanız sizin mücadelenizin birliğinizin ve taleplerinizin Avrupa yolunda kendisi için bir destek olduğunu fark etmeli ve bunun yolunu açmalı. Size teşekkür etmesi gerekir. Çünkü siz Türkiye'yi değil Avrupa'yı da demokratikleştiriyorsunuz. Ben sizin mücadelenizin Avrupa'da ve parlamentoda sözcüsü olacağım. Sizin mücadelenizi desteklemek için orada çalışmalar yapacağız" dedi.
 

Yıldırım: Başbakan'ın tehditi doğru değil

Avrupa Gıda İşçileri Sendikası (NGG)'den Selahattin Yıldırım da şunları kaydetti:
"Cuma günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan çok açık bir şekilde Türk-İş'i, Tekgıda-İş'i ve Genel Başkan Mustafa Türkel'i tehdit etti. Bizde derhal buraya gelme ihtiyacı duyduk. Bir başbakanın gerekçelere dayanmadan sadece siyasi bir amaçla işçi grevini tehdit etmesi siyasal açıdan doğru değil. Buna siyasi 'iktidar gücünü kullanma despotluğu' deniliyor. Başbakanın konuşmasının derhal tercüme ettirerek Avrupa emek hareketine gönderdik. Önümüzde günlerde tüm Avrupa'daki emek hareketi kendi tarzını ve tutumunu açıklayarak, AKP hükümetinin karşısına çıkmış olacak. Türk-İş'in Tekgıda-İş'in TEKEL işçilerinin ve Mustafa Türkel'in yalnız olmadığını başbakanın TEKEL işçilerini karşısına alarak aslında bütün Avrupa işçi hareketini karşısına aldığını ifade etmek için geldik."