AB'den Suudi Arabistan'ı içeren "kara listeye" ret

AB Konseyi, AB komisyonu tarafından hazırlanan kara para ve terörizmin finansmanı ile mücadelede yetersiz kalan 23 ülkeyi kapsayan taslak listenin oy birliğiyle reddedildiğini açıkladı.

Açıklamada, söz konusu ülkeler listesinin "şeffaf ve uygun biçimde hazırlamadığı" gerekçesiyle ret kararı alındığı kaydedildi.

AB Komisyonu, 13 Şubat'ta kara para ve terörizmin finansmanı ile mücadelede yetersiz kalan 23 ülkeyi kapsayan liste taslağını açıklamıştı.

Listedeki ülkeler

Listede, Afganistan, Amerikan Samoası, Bahamalar, Botsvana, Kuzey Kore, Etiyopya, Gana, Guam, İran, Irak, Libya, Nijerya, Pakistan, Panama, Porto Riko, Samoa, Suudi Arabistan, Sri Lanka, Suriye, Trinidad ve Tobago, Tunus, ABD Virgin Adaları ile Yemen yer almıştı.

Listedeki ülkelerin finans kurumları ve müşterilerinin işlemlerine yönelik AB ülkelerindeki banka ve diğer finans kurumları kontrol ve denetimleri artıracaktı.

Bundan sonraki süreçte, AB Komisyonunun üye ülkelerin kaygılarını göz önünde bulundurarak yeni bir taslak liste hazırlaması bekleniyor.

'Kaşıkçı cinayetinin hesabı sorulsun' çağrısı

AB üyesi 28 ülkenin de dahil olduğu 36 ülke, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetini "en sert" şekilde kınadı, sorumlulardan hesap sorulması çağrısı yaptı.

İsviçre'nin Cenevre kentinde devam eden İnsan Hakları Konseyinin 40. oturumunda, 28 AB üyesinin dahil olduğu 36 ülke, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetini "en sert" şekilde kınadı, sorumlulardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

İzlanda'nın Birleşmiş Milletler (BM) Cenevre Ofisi Nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Harald Aspelund, 36 ülke adına Konseye hitaben okuduğu ortak bildiride, "Suudi Arabistan tarafından İstanbul'daki başkonsolosluklarında işlendiği teyit edilen gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetini 'en sert şekilde' kınıyoruz." dedi.

Büyükelçi Aspelund, Kaşıkçı'nın öldürülmesinin, dünya genelindeki gazetecilerin korunması gerektiğini ve ifade özgürlüğünün önemini bir kez daha gösterdiğini vurguladı.

Aspelund, "Cinayete ilişkin soruşturma hızlı, etkili, ayrıntılı, bağımsız, tarafsız ve şeffaf olmak zorunda. (Cinayetin) Sorumlulardan da hesap sorulmalı." diye konuştu.

"Suudi Arabistan'a elindeki tüm bilgileri açıklama çağrısında bulunuyoruz." diyen Aspelund, bu ülkeyi, BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın yürüttüğü soruşturma da dahil cinayete ilişkin tüm soruşturmalarda iş birliği yapmaya davet etti.

Aspelund ayrıca Suudi Arabistan'ı, insan hakları savunucuları ve gazetecilerin "bir misilleme korkusu" olmadan ifade özgürlüklerini tam olarak kullanmaları için gerekli "anlamlı" adımları atmaya çağırdı.

İzlanda Büyükelçisi Aspelund'un okuduğu ortak bildiriye AB üyesi 28 ülkenin yanı sıra Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda, Karadağ, Norveç, İzlanda, Monako ve Liechtenstein imza attı.

2006'da kurulan BM İnsan Hakları Konseyi için ilklerden biri olan açıklamaya, Suudi Arabistan'ın Konseyin öğleden sonraki oturumunda cevap vermesi bekleniyor.

Kaşıkçı'nın cesedi hala bulunamadı
Suudi gazeteci Kaşıkçı, evlilik işlemleri için 2 Ekim 2018'de girdiği Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmüştü.

Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı'nın, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunda öldürülmesi ve sonrasında yaşananlar, Türkiye ve dünya kamuoyunun gündemindeki yerini koruyor.

Cinayetin üzerinden geçen sürede Kaşıkçı'nın ne zaman, nerede ve nasıl öldürüldüğüyle ilgili bilgiler ortaya çıktı ancak cesedinin nerede olduğu konusu hala netlik kazanmadı.

Cinayette Suudi Arabistan izleri
Amerikan Washington Post gazetesi, ABD Merkezi Haberalma Teşkilatının (CIA), Kaşıkçı cinayetinin emrini Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman'ın verdiği sonucuna ulaştığını yazmıştı.

Birleşmiş Milletler (BM) Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard, Kaşıkçı cinayetine yönelik uluslararası soruşturma kapsamında 28 Ocak-3 Şubat'ta Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin yaptığı açıklamada, "Türkiye'deki görevim sırasında toplanan deliller, Kaşıkçı'nın, Suudi Arabistan devleti yetkilileri tarafından acımasızca ve önceden tasarlanmış cinayete kurban gittiğini gösteriyor." ifadesini kullanmıştı.