AB’de ‘yandaş STK’ sıkıntısı

AB, özellikle STK ve temel haklarla ilgili fonların yönetimini almayı planlıyor.

Duygu Güvenç

AB’nin lokomotif ülkesi Almanya ile yaşanan gerginliğin AB’nin Türkiye’ye sağladığı katılım fonlarına da yansıması beklenirken, Ankara’nın 2014 projelerinin duyurusunu Haziran ve Temmuz 2017’de yaptığı ortaya çıktı. AB Bakanlığı’nın “Yerel Sivil Toplum Kuruluşları (STK) Hibe Programı” ile “Ortaklıklar ve Ağlar Hibe Programı”nın duyuruları başlarken, bu projelerin 2020’ye kadar tamamlanması gerekecek. Ancak Türkiye’nin duyuruya geç çıkması ve projelerin onay sürecinin de uzun süre alacağına işaret eden kaynaklar, geçen 3 yıl içerisinde hiçbir şey yapılmadığını belirtti. AB’nin, katılım fonları ile hedefin uzun soluklu olduğunu, 1-2 yıllık kısa süreli proje istemediği için programın 2014-2020 arasını kapsadığını belirterek çok sayıda duyurunun geç yapılmasından duyduğu endişeleri Ankara’ya defalarca ilettiği belirtildi.

Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı’nın (IPA) 2014-2020 yıllarını kapsayan ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik mali yardımlar kapsamında ayırdığı 190 milyon Avro kaynak çerçevesinde iki programının duyurularının kısa süre önce yapıldığı ortaya çıktı. Yerel STK’ler Hibe Programı için 21 Haziran 2017’de yapılan duyuruyla ilgili son tarih ise 18 Ağustos olarak belirlendi. Yerel STK’ler tarafından hazırlanacak projelere en az 40 bin en fazla 60 bin Avro’ya kadar hibe desteği sağlanacak.

Ortaklıklar ve Ağlar Hibe Programı’nın duyurusu ise 3 Temmuz’da yapıldı. STK’lerin ortaklık geliştirmesini ve ağ oluşturmasını destekleyen program için üniversiteler ve belediyeler de proje ortaklığında yer alabilecek. Bu proje için en az 250 bin, en çok 500 bin Avro destek sağlanması öngörülürken toplam 2,5 milyon Avroluk kaynak ayrılmıştı.

AB’nin kaygısı ise bugüne kadar çok sayıda projenin hükümet yanlısı STK ve kurumlara verilmesi. Türkiye’deki OHAL’le birlikte çok sayıda STK’nin devletten destek alamaz duruma geldiğini işaret eden AB, öncelikle sivil toplum ve temel haklar konusundaki fonların yönetimini doğrudan kendisine almayı planlıyor. Böylece hem gecikmelerin önüne geçmeyi hem de AKP’ye yakın kuruluşların AB’den proje almasının önünü kesmeyi hedefliyor.