ABD'den İran'a sert uyarı
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, İran'ı Orta Doğu'da Amerikan çıkarlarını hedef almakla ve provokasyonla suçladı.
cumhuriyet.com.trBBCTürkçe'nin haberine göre; Tillerson, ABD Kongresi'ne gönderdiği mektupta, Beyaz Saray'ın sadece 2015'te imzalanan anlaşmanın gidişatının değil, İran'ın Orta Doğu politikasının da inceleneceğini söyledi.
ABD Dışişleri Bakanı, Tahran yönetiminin Lübnan, Irak, Suriye ve Yemen'de, ABD çıkarları aleyhinde faaliyetler yürüttüğünü de öne sürdü ve "Nükleer anlaşma hedefine ulaşamıyor" dedi.
Tillerson mektubunda, "Kapsamlı bir İran politikası, ülkenin yarattığı tüm tehditlere karşı tedbir alınmasını gerektiriyor" ifadelerini kullandı. Trump yönetiminin İran politikasını baştan aşağıya elden geçirmesi bekleniyor Ancak bunun 2015'te imzalanan nükleer anlaşmayı etkilemesi ise beklenmiyor.
Fakat Dışişleri Bakanı Tillerson, neredeyse anlaşmanın artık bir anlamının kalmadığını ima etmesine karşın işe yaradığını da kabul etmiş görünüyor.
Tillerson Kongre'ye yazdığı mektupta Tahran yönetiminin anlaşma gereğince üzerine düşenleri yerine getirdiğini söyledi. Yani İran yaptırımların kademeli olarak kalkması için nükleer programını dizginlemeye devam ediyor.
Tahran'ın anlaşmaya ne kadar uyup uymadığı, her 90 günde bir yapılan denetimlerle kontrol altında tutuluyor. Ancak anlaşma konusu dışarıda tutulduğunda Tillerson, İran'ın Orta Doğu'da yarattığı tehditlere odaklanıyor. Bu tutum, nükleer anlaşmanın geleceğini tehlikeye attığı gibi ABD Kongresi'nin dışında da yankı buluyor.
Eski Başkan Obama da İran'ın terörizme destek verdiğini, bölgede ABD çıkarları aleyhine hareket eden silahlı grupları desteklediğini kabul ediyordu. Ancak Obama tüm bu gelişmeleri nükleer anlaşmadan ayrı tutarak ele alıyordu. Ancak Tillerson, iki konunun birbirinden ayrı tutulamayacağını vurgulayarak, İran politikasının yeniden şekillendirilmesi gerektiğini düşünüyor.
ABD Başkanı Donald Trump, seçim kampanyası boyunca İran'la yapılan anlaşmayı 'gelmiş geçmiş en kötü anlaşma' olarak niteliyordu.
Eski Başkan Obama ise anlaşmanın küresel nükleer tehditleri gidermenin tek yolu olarak görüyordu.