ABD siyasetinde birçok ilki temsil eden Kamala Harris'ten neler beklenebilir?

ABD'nin ilk Afrika-Asya kökenli ve ilk kadın başkan yardımcısının birkaç farklı kimliği, uzmanlıkları ve politik çizgisiyle önümüzdeki dört yıl çeşitli kesimler için ne ifade edebileceğini Princeton Üniversitesi öğretim üyesi Nura Ahmad Sediqi değerlendirdi.

BBC Türkçe
Getty Images
Kamala Harris, Amerikan siyasetinde bir çok ilki temsil ediyor

Kamala Harris, ABD'nin ilk kadın başkan yardımcısı ve ama aynı zamanda ilk Afrika-Asya kökenli başkan yardımcısı olarak Ocak ayında yemin ederek göreve başlamaya hazırlanıyor. Harris'in başkan yardımcılığının, ABD toplumunda az temsil edilen kesimler için neler ifade edebileceğini Princeton Üniversitesi'nin İranlı-Amerikalı öğretim üyesi Nura Ahmad Sediqe, BBC Dünya Servisi için değerlendirdi.

ABD'nin seçilmiş başkan yardımcısı Kamala Harris'in adı bile, Amerikan siyasetine beyaz olmayan etnik toplumlardan kadınların daha geniş katılımı vaadinin sembolü gibi.

Dünyanın en güçlü ülkelerinden birinde, temsil gücü zayıf toplumlardan kadınların, kendilerini, karar süreçlerinin parçası olarak görebilmelerinin yolunu açtı.

Bu potansiyelin hayata geçebilmesi için, siyasette yeterince temsil edilmeyen toplumların bu zaferi bir sonuç olarak değil, kapsayıcı politika süreçlerinin inşasında bir ilk adım olarak görmeleri ve benzer köklerden gelen başka kadınların da etkili pozisyonlara seçilebilecekleri bir politika alanının oluşturulması gerekiyor.

Harris'in göreve gelmesinin yarattığı heyecanın somut bir politik değişime dönüşebilmesi için şeffaflık ve azınlık toplumlarından yurttaşlarla, bilhassa da belli etnik kökenlerden kadınlarla güçlü ilişkiler kurulması gerekiyor.

Aynı anda bir çok ilk: Kadın, Siyah, Asyalı, İkinci Kuşak Göçmen

Kamala Harris sadece ABD'nin ilk kadın Başkan Yardımcısı değil, aynı zamanda ilk Afrikalı Amerikalı Başkan Yardımcısı.

Bu kadar da değil. Çok kültürlü bir aileye doğan Harris'in annesi Hindistan, babası Jamaika kökenli ve bu nedenle aynı zamanda ilk Asya kökenli Amerikalı Başkan Yardımcısı.

Bunların üzerine bir de bir göçmen ailenin çocuğu ilk kez başkan yardımcılığına seçilmiş oluyor.

Bütün bu arka planın sembolik olmanın ötesinde gerçek anlamları var.

Kadınların önemli görevlere seçilmesinin sadece diğer kadınların politikaya ilgisini artırmakla kalmayıp, önemli siyasi konularda kadınların çıkarlarını gözeten yasal düzenlemelerin çoğalmasına da hizmet ettiği artık belgelenmiş bir durum.

Aynı etkiyi farklı etnik azınlıklardan kadın ve erkeklerin önemli görevlere gelişinde de görmek mümkün.

Amerikan toplumundaki farklı kesimlerin siyasi temsilindeki büyük uçurumlara bakınca, azınlık toplumlarından kadınların siyasete katılımının teşvikinin, yüzeysel ve sembolik bir çaba değil ama hayati bir gereklilik olduğu da anlaşılır.

ABD nüfusunun yüzde 25,7'si yani yaklaşık her dört kişiden biri, birinci ve ikinci kuşak göçmenlerden oluşuyor.

Eyalet düzeyinde siyasette engeller ulusal düzeydekine kıyasla daha kolay aşılıyor olsa da temsil konusunda buralarda da hala büyük uçurumlar var.

Yakında yürüttüğüm "Yeni Amerikan Liderleri" başlıklı bir araştırma, birinci ve ikinci kuşak göçmen kadınların, eyalet parlamentolarında temsilinde, büyük orantısızlıkları gözler önüne serdi.

ABD'nin 50 eyaletinde toplam 7383 kişi seçimle eyalet meclis üyeliği gibi görevlere geliyor.

Bunların sadece 258'i yani yüzde 3,5'ine birinci ve ikinci kuşak göçmenler seçiliyor.

Bu kıyaslamayı birinci ve ikinci kuşak göçmen kadınlar olarak daralttığımızda ise oran çok daha düşüyor ve bu makamların sadece yüzde 1,7'sine bu kadınlar seçilebildiklerini görüyoruz.

Oysa eyalet meclislerinde genel olarak kadınların oranı yüzde 29.

Eyalet düzeyinde bile bu kadar büyük uçurumlar olması, etnik azınlıklar ve göçmen toplumlarından gelen kadınların ve genel olarak kadınların temsilinin artabilmesi için çok büyük mesafe katedilmesi gerektiğine işaret ediyor.

İşte Kamala Harris'in ABD başkan yardımcılığına seçilmiş olmasıyla bu bakımlardan izlemesi çok ilginç olacak bir döneme girmiş bulunuyoruz.

Kimin oyunu aldı?

Son seçimlerde Afrikalı Amerikalı kadın seçmenler başta olmak üzere etnik azınlıklardan kadınların desteği Biden-Harris ikilisinin zaferinde kritik rol oynadı.

Demokrat seçmen tabanının en sadık unsuru olduğu anlaşılan siyah kadınların yaklaşık yüzde 93'ü Biden ve Harris'e oy verdi.

Kamala Harris şimdi azınlık toplumlarından kadınları sadece oy vermeye değil siyasi süreçlere daha aktif katılmaya yöneltecek fırsatları da yaratabilir.

Kadınların siyasete katılımını artırmak aynı zamanda bu kadınların oy verdikleri siyasi liderlerin vaadlerini yerine getirip getirmediğini sıkı bir şekilde takip etmesi anlamına gelecek. Bu sağlıklı bir demokrasinin en önemli işareti.

Göçmenler ve azınlıkların Trump yönetiminin izlediği politikaların hesabını sorma fırsatı ve imkanı pek olmadı, zaten dile getirdikleri kaygı ve eleştiriler de göz ardı edildi.

Reuters
Biden Harris ikilisinin vaadlerini yerine getirmesinde tabanla ilişkilerinin etkisi büyük olacak

Neler beklenebilir?

Biden-Harris ekibinin kampanyalarını yürüten ekiple, dışlanmış toplum kesimleri arasında iletişim yolları seçim öncesinde açılmıştı. Şimdi bu iletişimin devam etmesi ve azınlık toplumlarından kadınların çıkarlarını kollayacak politikalara yansıması gerekiyor.

Azınlık toplumlarından kadınların umutlarını fırsatlara çevirecek somut politikalar neler olmalı?

Kadınlar, özellikle de bu toplumlardan kadınlar buna odaklanmalı.

Yeni yönetimin, ceza-infaz sistemine getirilen ilişkin ne yapacağı, odaklanmak gereken önemli konulardan biri olacak.

Kamala Harris'in başkan yardımcılığı aynı zamanda ABD'de sistemli ırkçılığın yarattığı sorunların öne çıktığı bir döneme rastladı ve Afrikalı Amerikalılar en görünür şekilde ceza infaz sistemi içinde ırkçılık ve ayrımcılığın yol açtığı şiddetin hedefi oluyorlar.

Kolluk güçleriyle karşı karşıya geldiklerinde yaşanan sayısız ölüm olayları, bu yıl içinde Breonna Taylor ve George Floyd'un polis tarafından öldürülmesi ulusal düzeyde isyana ve kitlesel protestolara yol açtı.

Geçmişte aldığı eleştiriler

Kamala Harris'in daha önceki görevlerinde bu tür konulardaki performansı konusunda farklı görüşler var.

California'da eyelat savcılığı yaptığı dönemde, polislerin karıştığı öldürme olaylarına müdahale etme konusunda isteksiz olmakla suçlanmıştı.

Geçen yıl silahsız siyah yurttaşların polis tarafından öldürüldüğü olayların gündemi işgal ettiği günlerde Harris, bu konudaki görüşlerini ifade etti ama onu eleştirenler sözlerini yeterli bulmadı ve 'büyük adaletsizlikler' konusunda daha cesur adımlar atması çağrıları yaptılar.

Şimdi başkan yardımcılığını devraldığında siyah ve diğer azınlık toplumlarının yeni yönetimi ülkede daha eşitlikçi bir yargı ve infaz düzenine geçilmesini sağlayacak politikalar üretmeye zorlaması kritik önem taşıyor.

Kısacası Kamala Harris, toplumsal cinsiyet eşitliği, siyah kadınlar ve göçmen kadınlar için eşitlik yönünde bir değişim umudunu temsil ediyor.

Ama eğer seçmenleri ile yönetim arasındaki bağ koparsa bu umutlar boş çıkabilir.

Barack Obama'nın başkanlığı, aşırı sağın örgütlenerek yürüttüğü kampanyalardan olumsuz etkilenmişti.

Tarihten dersler çıkarmak gerekiyor. Eğer Kamala Harris'in seçmenleri onun seçim kampanyası sırasında verdiği sözleri tutmasını istiyorlarsa, 2022'deki Kongre ara seçimlerine kadar çok uyanık kalmaları gerekiyor.

Kamala, Farsça'da "bütünlenmek" "tamamına ermek" anlamına geliyor.

Onun başkan yardımcılığına gelişinin, ABD'nin eşitlik rüyasının tamamına erdirilmesi bakımından ne anlam ifade edeceği ise Amerikalıların, onun vaadlerini hayata geçirdiğini denetlemesine bağlı olacak.