ABD, nükleer reaktörlerinin güvenliğini sorguluyor
ABD, Japonya'daki deprem sonucu nükleer santrallerde yaşananları dikkate alarak, ülkedeki 104 nükleer santralin güvenliğini ve planlanan yeni santrallerin gerekli olup olmadığını tartışıyor.
cumhuriyet.com.trABD Nükleer Düzenleme Kurulu verilerine göre, ülkede askeri amaçlı olmayan toplam 104 nükleer elektrik santrali bulunuyor. Bunun yanında, ulusal güvenlikle ilgili olarak onlarca reaktör, silah laboratuvarı ve diğer nükleer tesis bulunduğu, ayrıca genelde üniversitelerde araştırma amacını taşıyan yaklaşık 36 araştırma ve test reaktörünün olduğu belirtiliyor.
Nükleer tesislerin ülke topraklarına yayılımına bakıldığında, Arkansas, Pennsylvania, Illinois, Alabama, North Carolina, Missouri, Maryland, Washington, Teksas, Nebraska, Florida, Michigan, Ohio, California, Georgia, Delaware, New York, Wisconsin, Iowa, Connecticut, South Carolina, New Jersey, Arizona, Massachusetts, Minnesota, Louisiana, New Hampshire, Tennessee, Virginia, Vermont ve Kansas olmak üzere, 50 eyaleti olan ülkenin 31'inde enerji amaçlı nükleer santral bulunuyor.
Geneli ülkenin doğu yakasına kurulmuş olan tesislerin bazıları okyanusta, bazıları da deprem kuşaklarına veya geniş nüfus kitlelerine yakın yerlerde bulunuyor. Reaktörler doğal afetler göz önüne alınarak tasarlansa da Japonya'daki deprem ve sonrasında nükleer santrallerde yaşananlar, özellikle 1979 yılında Pennsylvania eyaletindeki Three Mile Island kazasının da hala hafızalarda olduğu dikkate alındığında, ABD'deki nükleer tesislerin güvenliği ve dayanıklılığı konusunda yeni tartışma ve kaygıları beraberinde getirdi.
Bu noktada en riskli konumda yer alanların, Pasifik Okyanusu'nun yakınlarında, deprem kuşağı üzerinde California eyaletinde kurulan iki nükleer santral olduğu belirtiliyor. Bu tesislerin 7,5 büyüklüğündeki depremlere dayanıklı olduğu belirtilse de, Japonya'daki depremin 8,9 büyüklüğünde olduğuna işaret ediliyor. Bunun yanında, MSNBC'nin haberine göre, ABD'deki 23 tesis, Japonya'daki santralin "kardeşi" konumunda ve bu da bazı kaygılar uyandırıyor.
ABD, yeni nükleer enerji atağına hazırlanıyordu
Ülkede nükleer enerji önemli bir yer tutuyor, çünkü Nükleer Düzenleme Kurulu verilerine göre, ABD'de nükleer enerji santralleri ülkenin enerji ihtiyacının yüzde 20'sini karşılıyor.
Özellikle Ortadoğu'da ortaya çıkan gelişmelerle birlikte ABD'nin petrole bağımlılığına yönelik tartışmaların arttığı ve ülkenin kendi enerjisini üretecek kaynaklara yönelmesi gerektiği fikirlerinin geliştiği bir ortamda, nükleer enerji, ülkenin gelecekteki önemli enerji kaynaklarından biri olarak düşünülüyordu.
Ülkesinin petrole bağımlılığını azaltmak ve yeni nesillere daha temiz çevre bırakmak için temiz ve yenilenebilir enerjiye devamlı dikkati çeken ABD Başkanı Barack Obama da bu konuyu öncelikleri arasına almış ve bu kapsamda ABD yönetimi 30 yılda kurulacak 20 yeni nükleer tesis için 2011 bütçesine 36 milyar dolar ek kredi ilave etmişti. "Three Mile Island" kazasının etkisiyle 30 yıldır yeni nükleer santral kurulmayan ülkede, Georgia eyaletine yapılacak iki yeni tesis için de geçen ay Obama, 8,3 milyar dolar kredi sözü vermişti. Nükleer Düzenleme Kurulu da yıl sonuna kadar 4 yeni reaktör için inşaat lisansını onaylayıp onaylamayacağına karar verecek. Bununla birlikte Japonya'da ortaya çıkan durum, bu konudaki gelişmelerin seyrini değiştirebilir gibi görünüyor.
'ABD'deki tesisler güvenli'
Sorular genellikle nükleer santrallerin şiddetli deprem, tsunami gibi doğal afetlere ne kadar dayanıklı olduğu ve bu doğa olaylarından bazılarının aynı anda gerçekleşmesi halinde, ne kadar dirençli kalabileceği yönünde. Bu noktada, 30 yıldır yeni tesis yapılmayan ülkede mevcut tesislerin dayanıklılığı, teknolojilerinin yeniliği ve güvenilirliği de tartışılıyor. Tesislerin lisanslarının, nükleer programlara yönelik ABD'nin stratejisinin ve risk olasılıklarının gözden geçirilip geçirilmemesi gerekliliği konuşuluyor. Tüm sorulara karşın Nükleer Enerji Enstitüsü, ABD'deki tesislerin "en yüksek standartlarda" kurulduğunu belirterek, santrallerin en yüksek düzeydeki depremler, arka arkaya birçok kazanın olabileceği senaryolar ve tsunami gibi doğal afetler düşünülerek tasarlandığını kaydediyor.
ABD'deki nükleer tesislerin "güvenli" olduğunu belirten enstitüye göre, nükleer enerji ABD'nin enerji ihtiyacı için anahtar niteliğinde. Enstitüye göre, Japonya'da olanların ABD'nin nükleer enerji programını nasıl etkileyeceğine dair sonuç çıkarmak için erken, ancak ABD, Japonya'daki santralde ne olduğunun iyice anlaşılmasından sonra çıkarılacak dersleri kendi santrallerinde değerlendirecek ve onları daha da güvenli hale getirme yönünde kullanacak. AA muhabirine konuşan Amerikalı bir yetkili, nükleer santrallerin diğer enerji kaynaklarından daha güvenli ve temiz enerji ürettiğini ve ABD'nin petrol bağımlılığını azaltmak için gerekli olduğunu söyledi. Yetkili, bu santrallerde de olası doğal afet ve terör saldırılarından korunmaya yönelik çok sayıda alternatif planlarının bulunduğunu kaydetti.
ABD yönetimi 'devam' derken, kongre temkinli...
ABD yönetimi nükleer enerji alanındaki atılımlarında şu aşamada kararlı gibi görünüyor. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, nükleer enerjinin Obama'nın enerji planının parçası olmaya devam ettiğini söyledi. Enerji Bakan Yardımcısı Daniel Poneman da ABD'deki nükleer santrallerin güvenli olduklarına inandıklarını, gelecekte temiz enerji kaynağı için nükleer santraller inşa etmeye devam edeceklerini belirtti.
Nükleer tesis kuran Southern Company de Georgia eyaletinde iki nükleer reaktör inşaatının Japonya'daki problem nedeniyle erteleneceğini düşünmüyor. Ancak ABD Kongresinden bu noktada farklı sesler geliyor. Senatör Joe Lieberman, yönetimin Japonya'da ne olduğunu tam olarak anlayıncaya kadar yeni nükleer enerji tesisleri konusunda "frene basması" görüşünü savunurken, Senatör Mitch McConnell, ABD'nin Japonya'daki nükleer krize bakarak, kendi iç endüstrisini sınırlamaya yönelik aşırı tepki vermemesi gerektiğini kaydetti. Temsilciler Meclisi üyesi Ed Markey ise Japonya'daki trajik olayın ABD'de de olabileceğine dikkati çekerek, nükleer santraller konusunda bir dizi önlem önerdi.
Uzmanlar, Japonya'dan ders çıkarılması görüşünde...
Washington Post gazetesi yazarlarından Stephen Stromberg, nükleer enerjinin hiç karbon salınımı yaratmayan enerji kaynağı olduğuna ve güneş ve rüzgar enerjisinin aksine kesintisiz ve güvenilir enerji sağladığına dikkati çekerek, ABD'nin yeşil enerji üretimi için nükleer enerjinin gereklilik olabileceğine işaret etti. Bu nedenle, nükleer enerji yatırımlarının "masada kalmasının uygun olacağını" yazan Stromberg, ancak Japonya'daki santralde oluşabilecek kötü bir sonucun Amerika'da bu konudaki karşıtlığı artırabileceğini ifade etti. Stromberg, Japonya'dan alınacak dersin nükleerden vazgeçmek değil, reaktörleri inşa ederken ve çalıştırırken daha dikkatli olma yönünde ilerlemek olması görüşünü dile getirdi.
New York Times'in tartışma bölümüne yazan City College of New York'ta profesör Michio Kaku da Japonya'daki tesisler dünyanın en güvenli nükleer tesisleri arasında yer almasına rağmen, doğa olaylarının beklenmedik şekilde gelişebildiğini ifade ederek, bu gelişmelerden sonra nükleer santrallere yönelik analizler hakkında belki de yeniden düşünmek gerektiğini yazdı. ABD'de üç nükleer reaktörde görev yapan nükleer mühendis David Lochbaum, ABD'deki çoğu tesisin de Japonya'daki gibi kısa süreli elektrik kesintisiyle baş edebilecek şekilde tasarlandığını belirterek, alınacak derslerle daha iyi soğutma seçenekleri gibi önlemler sayesinde ABD'deki reaktörlerin daha az kırılgan hale getirilebileceğini kaydetti.