ABD ile kriz yılı

2018 yılında Türkiye, ABD ile tarihinin en büyük krizlerinden birini yaşarken Avrupa ile ilişkilerde göreli yumuşama dönemi yaşandı.

HÜSEYİN HAYATSEVER

Rusya ile başta Suriye olmak üzere birçok alanda yakın işbirliği devam etti. Yıl sonunda ise ABD Başkanı Donald Trump’ın sürpriz bir şekilde Suriye’den çekilme kararı geldi. 2018 yılında Türk dış politikasında şu gelişmeler yaşandı:

-ABD ile en büyük krizlerden biri: Aralık 2016’dan bu yana FETÖ ve PKK adına suç işlemek ve casusluk suçlamaları ile yargılanan ABD’li pastör Andrew Brunson’ın tutukluluğu, Türkiye ile ABD arasında tarihin en büyük diplomatik krizlerinden birine yol açtı. ABD Başkanı Donald Trump Türkiye’ye yaptırım uygulanacağını açıkladı. Ardından Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ABD’ye girişi yasaklandı. Trump’n talimatıyla ABD’nin Türkiye’den ithal ettiği çelik ve alüminyuma uygulanan gümrük vergisi iki katına çıkartıldı. Brunson’ın tutukluluğu, “rehine diplomasisi” tartışmalarına yol açtı. ABD basını, Trump ve Erdoğan’ın Brunson’ın serbest bırakılması üzerinde anlaştığını ancak Türkiye’nin gizli anlaşmaya uymadığını, bunun üzerine Trump’ın yaptırım kararı aldığını yazdı. Türkiye, Brunson ile ilgili “pazarlık” ve “takas” iddialarını yalanladı. Brunson, 12 Ekim’deki duruşmada 3 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırılarak tahliye edildi. ABD’nin Suriye’de YPG’ye verdiği destek nedeniyle yaşanan gerilim ise yıl boyunca devam etti. Yılın son günlerinde Trump’ın sürpriz bir şekilde Suriye’den ABD kuvvetlerini çekme kararı geldi.

-Avrupa ile yumuşama: Türkiye başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini iyileştirmeye çalıştı. Tutukluluğu Alman hükümetinin tepkisine ve ilişkilerde büyük soruna neden olan Die Welt gazetesi Türkiye Muhabiri Deniz Yücel, bir yıl süren tutukluluğunun ardından 16 Şubat’ta serbest bırakıldı. Yücel’in duruşması sürerken havalimanında uçağın bekletildiği ortaya çıktı ve “pazarlık” iddialarını gündeme getirdi. Türkiye, referandum sürecinde Türk bakanların bu ülkede propaganda yapmasına izin vermeyen Hollanda ile de Temmuz ayında ilişkileri normalleştirme kararı aldı ve karşılıklı olarak büyükelçiler atandı.

-Suriye’deki gelişmeler: Cerablus’a Fırat Kalkanı operasyonu düzenleyen Türkiye, 20 Ocak’ta Afrin’deki YPG hedeflerine “Zeytin Dalı” operasyonunu başlattı. 58 gün süren operasyonun ardından 18 Mart’ta TSK, Afrin şehir merkezine girdi. Afrin operasyonunda 46 asker şehit oldu. Afrin operasyonunda bölgenin hava sahasını kontrol eden Rusya’nın hava sahasını Türkiye’ye açması kritik rol oynarken Türkiye ile Rusya’nın Suriye’de işbirliği İdlib mutabakatı ile de devam etti. Türkiye ve Rusya, silahlı muhalifler ile terör örgütü El Nusra’nın da içinde bulunduğu Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) tarafından kontrol edilen İdlib etrafında çatışmasızlık bölgesi kurulmasını ve İdlib’deki tüm radikal terörist unsurların ve çatışan tüm taraflara ait ağır silahların 15 Ekim’e kadar bölgeden çıkartılmasını öngören bir mutabakat sağladı. 

-Rusya ile b har havası sürdü: Suriye’de Astana süreci kapsamındaki işbirliğinin yanı sıra Türk Akımı ve Akkuyu Nükleer Güç Santrali projelerinde ilerleme sağlandı.

İsrail’le ilişkilerde yeniden gerilim: Trump’ın, ABD’nin İsrail’deki büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma kararının ardından gerilim tırmandı. İsrail’in Ankara Büyükelçisi Eitan Naeh’e Türk Dışişleri Bakanlığı tarafından “bir süre ülkesine dönmesinin uygun olacağı” bildirildi ve Naeh Türkiye’den ayrıldı. İsrail, 29 Kasım’da Türkiye’ye yeniden büyükelçi atamayacağını açıkladı. Bu da ilişkilerdeki diplomatik seviyenin tekrar düşürüldüğü anlamına geliyor.

Cemal Kaşıkçı öldürüldü, Riyad zanlı

Kuşkusuz yılın en sansasyonel olayı Washington Post gazetesi muhabiri Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülmesi oldu. Nişanlısıyla evlenebilmesi için gereken evrakları almak için 2 Ekim’de Suudi konsolosluğuna giren Kaşıkçı, bir daha çıkmadı. Türk yetkililer isim vermeden yaptıkları açıklamalarda, Kaşıkçı’nın başkonsoloslukta öldürüldüğünü söylüyordu. Riyad bu açıklamaları başta reddetse de sonunda Kaşıkçı’nın “sorgu sırasında ‘kazara’ öldüğünü” kabul etti. Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’dan gelen 15 kişilik bir tarafından öldürüldüğünün ortaya çıkmasının ardından olay sınırları aşarak dünya gündeminde geniş yankı buldu. Olaydan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ı sorumlu tutan bir çok ülke Riyad’a yaptırım kararı aldı. Kaşıkçı’nın cesedini bulmak için konsolosluk binası, Belgrad Ormanı ve Yalova’da bir çiftlikte yapılan aramalardan sonuç alınamadı. Suudi Arabistan 20 Ekim’de Kaşıkçı’nın konsoloslukta “arbede” sonucu öldürüldüğünü, bu kapsamda 18 kişinin gözaltına alındığını açıkladı ancak cesedin nerede olduğu konusu hâlâ gizemini koruyor.

 

Dış politika da tek adama bağlı

24 Haziran seçimlerinin ardından 16 Nisan 2017 referandumunda kabul edilen ve AKP’nin “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” olarak adlandırdığı sisteme geçilmesinin ardından dış politika da Cumhurbaşkanlığı’na bağlandı. Bu kapsamda Dışişleri Bakanlığı, artık Türkiye’nin dış politikasını yapıcı değil uygulayıcı kurum haline getirildi. 24 Haziran’ın ardından başkanvekilliğini Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın yaptığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu politika önerileri oluşturması, Dışişleri Bakanlığı’nın ise bu politikaları uygulaması.