ABD Büyükelçisi John Bass: İddiaların kanıtını bilmek istiyoruz

Gazetecilere açıklama yapan ABD Büyükelçisi Bass, ‘Hiç kimseyi yargıdan kaçırmıyoruz. Vize kararını da ABD hükümeti aldı’ dedi.

Duygu Güvenç

ABD Büyükelçisi John Bass, “Ben ayrıldıktan sonra da eminim ki işbirliğimiz sürecek” dedi. ABD’nin Ankara Büyükelçisi 2014 sonunda geldiği Türkiye’den üzgün ayrıldığını gizlemediği son basın toplantısında, krizi tırmandırmak yerine düşürmeyi tercih etti; “Kamuoyundan uzak görüşüyoruz, çözeceğiz” dedi.

Büyükelçi John Bass “Birlikte çalıştığımız zaman daha güçlüyüz” derken, buna örnek olarak da iki ülkeyi yıllarca karşı karşıya getiren DAEŞ (IŞİD) ile mücadele yöntemine işaret etti; 10 Ekim katliamının 2’nci yıldönümü olduğunu da anımsatarak, 9.5 aydır saldırı olmadığına dikkat çekti. Hafta sonu Türkiye’den ayrılacak olan Bass, son mesajlarını Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD) üyeleriyle buluşmasında verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Onu ABD’nin Türkiye’deki temsilcisi olarak da görmüyoruz” sözlerine Bass, “Yanlış anlaşılmaları düzeltmek önemli. Bu karar ABD hükümeti tarafından alındı” dedi. Büyükelçi’nin mesajları şöyle: Görüşüyoruz, çözeceğiz: Umarım bu sorunu kısa sürede çözeceğiz; şu an sürdüğü gibi iki hükümet arasında görüşmeleri sürdürme taahhüdümüze bağlıyız; diğer zorlu konularda olduğu gibi değil. Bu görüşmeler genellikle kamuoyunun gözlerinden uzak sürüyor. Birlikte daha güçlüyüz: Tabii ki üzüntüyle bu güzel ülkeden ayrılıyorum. Türkiye ve ABD, birlikte çalıştığı zaman, birlikte konulara yaklaştığımız zaman daha güçlü oluyoruz. Bunu yapabildiğimizde daha iyi sonuçlar elde edebiliyoruz. Tabii ki bunu yapmakta her zaman başarılı oluyoruz diyemem ama her zaman çabamız bu yönde. Biz olsak böyle yapmazdık: Fakat maalesef, Amerikan hükümeti bugüne kadar, Türk hükümetinden neden çalışanlarımızın tutuklandığına, gözaltına alındığına dair net bir açıklama duymadı.

Çalışanlarımızın terör suçlamasıyla karşı karşıya kalması çok ciddi iddialar; bizim de ciddiye almak istediğimiz iddialar. Sizi temin ederim ki ABD, Türk hükümeti için ABD’de çalışan kişilerin bir terör örgütü üyesi olduğunu düşünseydi, bunu Türk hükümetinin dikkatine getirirdik. Derdik ki, işbirliği içinde çalışalım. Savcı bildirimde bulunmadı: Türkiye’den çalışanlarımızın neden tutuklandığına dair henüz resmi bilgi almadık. Çalışanlarımızın yargılanmasını önlemeye çalışmıyoruz. Topuz görevi gereği narkotikle mücadele ağında çalışıyordu; bu da Türk hükümeti tarafından biliniyordu. Onun görev tanımını aştığına dair bir bilgi sahibi değilim. Eğer başka bir bilgi varsa bunu bilmek isteriz. Savcının, Adil Öksüz ile ilgili bilgi talebinde bulunması konusunda; iki ülkenin imzaladığı bir prosedürümüz var. Bilginin nasıl talep edileceği belli. Bu süreç işletilmedi. Biz Gülen’e sizden önce karşı çıktık: İade talebine mahkeme karar verir. Bizim sistemimizde masumiyet karinesi, ancak kanıt ile tamamlanır. Gülen, ABD hükümeti yeşil kart verilmesini desteklemediği halde ABD’de bulunuyor. Biz buna, Türk hükümeti Gülen konusunda endişelerini belirtmeden 6 yıl önce, 2007’de karşı çıkmıştık. Papaz suçsuz: Halkbank ve Zarrab davaları ve Türk hükümeti ile ilişkisi konusunda yorum yapmam. Papaz Brunson’ın bu suçlamaları hak ettiğini düşünmüyorum. Bir ABD vatandaşı birçok kişiyle temasta olduğu için, terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyor. Hangi terör örgütüne üye olduğunun tanımını görmedim. Tüm bu nedenlerle onun serbest bırakılması gerektiğini düşünüyoruz. Kürt mesajı: Siz sormadan baştan söyleyeyim. ABD bağımsız bir Kürt devleti ya da koridorunu desteklemiyor; bölgedeki hiçbir faaliyetimiz bu amaca yönelik değil. Vize krizinin de İdlib, Suriye ile ilgisi yok.