Abbie Hoffman'dan 'Woodstock'
“Woodstock”; kendisini “kültürel devrimci” olarak tanımlayan iflah olmaz aktivist Abbie Hoffman’ın eylemlerinin ve hayatı boyunca anlatmaya çalıştığı hakikatlerin kâğıda dökülmüş hâli.
Ali Bulunmaz / Cumhuriyet Kitap Eki
Devlet ve Hollywood eliyle zihinlere nakşedilen “Amerikan Rüyası”nın, nasıl tehlikeli bir uyuşturucu ve illüzyon olduğunu topluma anlatmak için 1960’lardan itibaren uğraşanlardan biriydi Abbie Hoffman.
1969’da Woodstock Festivali’ndeki muzırlıkları dışında, “sokaktaki tehlike” olarak da algılanıyordu. Hoffman; ABD yönetiminin, Beyaz Saray propagandistlerinin, kendisini temiz gösteren ve tarafsızmış gibi yapan medyanın korkulu rüyası hâline gelirken aklındaki ülkeyle dışarıdakinin çok farklı olduğunu gördüğü için harekete geçmişti.
Teatral eylemlerinin doruk noktası, 1967’de Wall Street’in iç balkonundan borsacılara para atmasıydı. Sonraki dönemde, ABD’nin Vietnam işgaline karşı çeşitli eylemler düzenleyen Hoffman, 1971’de Bu Kitabı Çal’ı yayımlayarak parasız yaşamanın püf noktalarını anlatmıştı. O yıllarda Amerikan yargısı tarafından mimlenip pek çok kez tutuklandı.
Doğayı korumaya ve kapitalizmin insan ruhuna verdiği zararları göstermeye çabalayan Hoffman, aynı zamanda uyuşturucu karşıtı kampanyalardaki ikiyüzlülüğe dikkat çekmek için Bu Üre Testini Çal isimli bir kitap daha yayımladı.
Üniversitelerde konuşlanan CIA ajanlarını protesto ettiği için 1986’da eski ABD Başkanı Jimmy Carter’ın kızı Amy Carter’la birlikte tutuklandı. Hapisten çıkınca CIA’in intihar süsü verdiği cinayetlere ilişkin konferansların vazgeçilmez konuşmacısıydı. FBI tarafından izlenip hayatıyla ilgili 14 bin sayfalık rapor hazırlanan Hoffman, 12 Nisan 1989’da öldü. Resmî kayıtlara, “aşırı dozda uyuşturucuyla intihar” diye geçen ölümü epey tartışılmıştı.
Hoffman’ın hayatını adadığı hakikatleri anlatan konuşmaları ve metinleri arkadaşlarınca yayımlandı. Onlardan biri de Woodstock.
“SİYASET ORGANİZATÖRLER ÜRETİR”
1969’da New York yakınlarındaki Woodstock’ta düzenlenen ve Vietnam İşgali’ne karşı ses veren geniş bir kitleyi buluşturan festivalin katılımcıları, barış ve özgürlük mesajları eşliğinde aralıksız süren konserleri dinleyip izlemişti. Hoffman’ın metinlerinin bir araya getirildiği kitabın ismi de isyanın ete kemiğe büründüğü Woodstock’tan ilham alıyor.
Kendisine “kültürel devrimci” diyen Hoffman, kültürel devrimi “insanları diğerlerinin yapıp ettiklerine dair ahkâm kesip durmak yerine, kendi yaşam tarzlarını ve eylemlerini değiştirmeye yönlendirme” diye tanımlayıp “kültürel yaklaşım, kanun tanımaz kişiler yaratırken siyaset, organizatörler üretir” diyor.
Chicago’daki mahkemelerinde yargılanırken veya Woodstock festival alanında aynı düşünceyle yer alan Hoffman; mülkiyeti, sistemi ve okulları umursamadan, yapmak istedikleri konusunda insanların özgür bırakılması gerektiğini inanıyordu. Woodstock Ülkesi’nin şair-savaşçılarına ve direnişçilerine selam verip söz ile eylemi birleştirerek savunma yapar ve protestolarda boy gösterirken insanları dünyaya indirmeye uğraşıyordu.
MAHKEMELERDEKİ ADALETSİZLİK
Woodstock’taki metinler; ırk, cinsiyet, yasal kılıf uydurulup şiddetle soslanan politik ve kültürel ayrımcılığa karşı Hoffman’ın fikir ve eylemlerini sıralıyor: Vietnam İşgali’ni ve Ku Klux Klan’ı reddedişi, üniversite eylemleri ve “bunak” dediği ABD yönetimiyle alay edişi hep bu minvalde. Söz konusu durumu en iyi anlatan cümle ise “Alaycılığınızı şehirlerinizin sokaklarına kusmalısınız.” Woodstock Ülkesi ile Domuz Ülkesi arasındaki farklılık ya da her fırsatta “ABD’nin mahkeme salonlarında bile adalet yok” deyişi aynı alaycılığın ürünüydü.
Hoffman’ın başlıca derdi, gram uyuşturucu kullanmadan sistem tarafından kendinden geçirilen kitleyi ya da güruhu uyandırmaktı. Başka bir deyişle kalabalığı gördüğü yerde, manipülasyonla ve Hollywood teknikleriyle daha fazla insanın Amerikan sistemine dâhil edilme ihtimaline karşı halkı uyarmaktı.
Woodstock’u yalnızca bir festivalden ibaret sayanlara çatan Hoffman, 1960’ların ve 1970’lerin ABD’sinde alternatif bir ülkenin kurulma zorunluluğundan bahsedip açlıkla, ırkçılıkla ve uyuşturucuyla savaş adı altında zenginleşenlerin o topraklarda yer almaması gerektiğini söylemişti. Dolayısıyla Woodstock Ülkesi, sadece bir kara parçası değil, kültürel devrimin ve özgürlüğün simgesiydi: İleriki yıllarda başka bir Vietnam ve 1950’lerin karanlığı yine yaşanmasın diye haykıranların umudunun ve Hoffman’ın zihnindeki kültür devriminin kilometre taşlarından biriydi.
Woodstock / Abbie Hoffman / Çeviren: Hira Doğrul / SUB Yayın / 106 s.