Abant tehdit altında

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu, Abant Gölü çevresinde yapılan çevre düzenleme çalışmaları nedeniyle doğal dengenin bozulduğunu söyledi.

cumhuriyet.com.tr

Abant Tabiat Parkı'ndan 24 Haziran 2011 tarihinde uydu fotoğrafı aldıklarını ve bunu daha önceki fotoğraflarla karşılaştırdıklarını belirten Külköylüoğlu, ''Amerika'da bu işin uzmanı olan bir arkadaşla beraber verileri değerlendirdik. Abant'ın son çalışmalardan sonra alanının yaklaşık 5 hektar daha arttığını, yüzey alanının genişlediğini gördük. 125 hektar olan alanı 130 hektara ulaştı. Bu değişim uzun süreli çalışmalar sonucunda elde edilen verilere dayalı'' diye konuştu.

Külköylüoğlu, Abant kıyı şeridinin 5 hektar büyümesiyle kıyı bölgelerde yaşayan bazı canlıların olumsuz etkilendiğini, kıyıda yuvası bulunan su samurlarının yuvalarının sular altında kaldığını belirtti.

''Abant'ta gidenler geri gelir mi? Gelmeyecektir'' diyen Külköylüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Ne yazık ki Abant'ın kıyı şeridi bozulmuştur. Abant'ın kıyı şeridine bağlı olan canlılar da ona göre olumsuz şekilde etkilendi. Ayrıca bu artış Abant Gölü'nün su kalitesini etkileyen değişiklikleri de beraberinde getirdi. Üniversitemizde bulunan öğretim görevlilerince Abant Gölü'nün uzun dönemli yapısı incelenecek. Bu zamana kadar olan veriler ve bilgiler gösteriyor ki Abant'ta bir değişim söz konusu. Bu değişim iyiye doğru gitmiyor. Abant'ın yapısı değişmek üzere. Önümüzdeki dönemlerde bunları daha net bir şekilde göreceğiz.''

''Abant alası yok oluyor"

Külköylüoğlu, Abant'ta kıyı şeridinin bozulmasının Abant alabalığının yakından etkilediğini ifade etti. Abant Alası'nın soğuk sularda yaşamını sürdürdüğüne işaret eden Külköylüoğlu, ''Kıyı şeritleri genişletilerek daha çok sıcak alan yaratılmasıyla fiziksel ve kimyasal alan değişti. Dolayısıyla hayvanın oradan sağlayacağı besin ortamı da değişti'' dedi.

Abant Alası'nın gölden oldukça az çıkmaya başladığını belirten Külköylüoğlu, ''Her yıl göle binlerce alabalık yavrusu atılıyor. Ancak gölde çok az sayıda ergin balık yetişiyor ya da yakalanıyor. Bu da gösteriyor ki yapılan çalışmalar yerine ulaşmıyor. Bunun daha bilimsel temellere oturtularak yapılması gerektiğini gösteriyor'' diye konuştu.
 

''Bitki türleri tehlike altında''

Abant'ta yaklaşık 50'ye yakın endemik bitki türünün bulunduğunu vurgulayan Külköylüoğlu, bu türlerin yapılan çalışmalardan olumsuz etkileneceğini söyledi.

Doğal bozulmayla doğanın kendini yenilediğine dikkati çeken Külköylüoğlu, şöyle konuştu:

''Ormanda bir ağaç devrilir, orada yeni fidanlar çıkar. Yıkılan ağacın çevresinde bitkiler ve bakteriler çıkar. Bu doğanın kendini yenilemesidir. Ancak bizim konuştuğumuz doğal bozulma değil. Biz hep yapay bozulma üzerinden konuşuyoruz. Yapay bozulmalarda (doğa kendini yenileyecek) diye bir kural yok. Abant'ta giden geri gelemeyecek. Abant'ta ne kadar ve ne kaybettiğimizi bilmiyoruz. Bunun araştırılması için imkan verilmedi. Aniden çalışma başlatıldı ve çalışma devam ediyor. Abant'ı biz koruyacağız, gelecek için koruyacağız'' dedi.

''Bozulan yerler düzeltiliyor"

Bolu Çevre ve Orman Müdürü Sezgin Akay ise Abant Tabiat Parkında yapılan çalışmalar sonucunda bozulan alanların düzeltilmesi için çalışmaların sürdürüldüğünü ifade ederek, ''Yükselen göl seviyesi eski haline getirildi. Çebni Yaylası'nda oluşturulan Yavru Abant Gölü boşaltılarak, yayla eski haline getirildi. Tahrip olan yerler eski haline getirilmeye çalışılıyor'' dedi.