AB liderleri Brüksel'de buluştu
Fransa dönem başkanlığındaki ilk olağan AB devlet ve hükümet başkanları zirvesi küresel finansal kriz gündemiyle başladı. Zirvede öncelikli olarak dünyada son 80 yılın en şiddetli krizine karşı ''ortak duruş'' görüntüsü verecek olan AB liderleri, bir hafta içinde açıkladıkları yaklaşık 2 trilyon Avroluk kurtarma paketlerinin yarattığı geçici iyimserliğin etkisini kuvvetlendirecek kararlar almaya çalışacaklar.
cumhuriyet.com.trBrüksel'de, Fransa dönem başkanlığında düzenlenen ilk olağan AB devlet ve hükümet başkanları zirvesinde Fransa cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, 1944 tarihli Bretton Woods anlaşmasıyla şekillenen ABD ve dolar merkezli küresel ekonomik düzenin yeniden şekillendirileceği uluslararası yeni bir konferas düzenlenmesi konusunda AB liderlerinden destek isteyecek.
Fransa dönem başkanlığının üye ülkelere gönderdiği zirve kararları taslağında, ''finansal sistemde istikrarın ve her koşulda banka mevduatlarının korunması'' taahhüdü verilerek uluslararası aktörlerin katılımıyla ''yakın gelecekte'' küresel finans zirvesi düzenlenmesi çağrısı yapılıyor.
Bu arada küresel finansal krizde borçlarını çevirmekte zorlanan Macaristan, ortak para avro bölgesine dahil olmamasına rağmen Avrupa Merkez Bankası'nın kredi imkanlarından faydalanmak için diğer ülkelerin onayını almaya çalışacak. Macaristan'a Uluslararası Para Fonu da teknik ve mali destek önermişti.
Avro ülkelerinin önlemleri AB kararı haline gelecek
AB zirvesinin hemen öncesinde küresel finansal krize önlem için 12 Ekim'de acil olarak toplanan 15 üyeli Avro bölgesiyle ortak paraya yılbaşında geçecek olan Slovenya'nın liderleri, zordaki bankalara sermaye aktarımı ve banka borçlanmalarına hazine garantisi yoluyla, güven bunalımından doğan likidite darlığı sorununa çözüm getirme konusunda uzlaşma sağlamışlardı.
Küresel finansal krize AB içinde Hollanda, Fransa ve İtalya öncülüğünde verilen ilk tepkilerde dile getirilen, ABD'nin 750 milyar dolarlık kurtarma paketine benzer şekilde 300 milyar avroluk ortak kurtarma paketi hazırlanması fikrinin çöpe atılması anlamına gelen ve İngiltere'yle Almanya'nın şekillendirdiği yeni yaklaşım, Avrupa bankalarının türbülanstan güçlenerek çıkmalarını öngörüyor.
Diplomatik kaynaklar, zirvede küresel finansal krizle mücadelede yeni önlemler alınması yerine, İngiltere'nin de desteğiyle Avro Bölgesi liderlerince alınan kararların 27 üyeyi kapsayacak şekilde yaygınlaştırılması düşüncesinin öne çıktığını vurguluyorlar.
Bu dönemde küresel finansal krizin kaynağı ABD'yi sorumluluklarına sahip çıkmaya davet eden AB liderleri, yaptıkları açıklamalarla tek kutuplu dünyanın sonunu ilan ederek yeni bir ekonomik ve siyasi düzene ihtiyaç duyulduğunu daha yüksek sesli dile getiriyorlar.
Almanya Maliye Bakanı Peer Steinbrück'ün ''Amerika'nın, dünya finansal sistemindeki süper güç statüsünü kaybedeceğini'' öngörmesi, İngiltere Başbakanı Gordon Brown'ın gelecekte küresel krizlerin engellenmesi için dünya ekonomisinde ''yeni Bretton Woods'' düzeni istemesi, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin ''dünya ekonomisi ve siyasetinde reform'' önerisi ve Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Martin Schulz'un ''Muhtemelen dünyada Amerikan hakimiyetinin sonunu gözlemliyoruz'' şeklindeki sözleri bu kapsamda öne çıkıyor.
Öte yandan zirve öncesinde AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'yla görüşen İngiltere Başbakanı Gordon Brown, yeni küresel finansal krizlerin engellenebilmesi için yeni küresel ekonomik düzen ve yeni küresel kurumlar istedi.
Brown, II. Dünya Savaşı'nın ardından ABD öncülüğünde kurulan ''IMF'nin çağın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yeniden inşa edilmesi'' çağrısında bulundu.
Son alınan bilgilere göre, AB devlet ve hükümet başkanlarınca, 12 Ekim'de Paris'te toplanan 15 Avro Bölgesi ülkesi ile ortak paraya 2009 yılı başında geçecek olan Slovakya tarafından, küresel ekonomik krizle mücadele için alınan önlemler onaylandı.
Artık 27 AB üyesi tarafından uygulamaya konulacak önlemler, zordaki bankalara sermaye aktarımı ve banka borçlanmalarına hazine güvencesi yoluyla, güven bunalımından doğan likidite darlığı sorununun aşılmasını amaçlıyor.
AB üyesi ülkeler, son 2 haftada, zordaki bankalar için yaklaşık 2 trilyon avroluk kurtarma paketi hazırlamışlardı.
İngiltere Başbakanı Gordon Brown'dan öneri
AB'nin, küresel ekonomik krizle mücadele önlemlerinin biçimlenmesinde en büyük rolü oynayan İngiltere Başbakanı Gordon Brown, bir adım ileri giderek, gelişmekte olan ülkelerin de katılımıyla kasım ayı içinde küresel finans krizi düzenlenmesini önerdi.
AB Zirvesi'nde basına konuşan Gordon Brown, krizin üstesinden gelinmesinde önemli rol oynayacak küresel finans zirvesinin geniş katılımlı olmasını ve küresel ekonomik düzende kökten değişiklikler öngörmesini istedi.
Bu kapsamda kuruluşu 1944 Bretton Woods Konferansı'na dayanan ve ABD öncülüğündeki küresel ekonomik düzeni temsil eden Uluslararası Para Fonu'nun ''yeniden inşa edilmesinden'' sözeden Brown, yeni küresel finansal krizlerin ve ABD'den kaynaklanan sorunların yaşanmayacağı konusunda halka güven verilmesini ve ''küresel erken uyarı sistemi'' oluşturularak denetim birimleri arasında iş ve standart birliği sağlanmasını istedi.
Bir an önce yeni uluslararası finans mimarisi oluşturularak piyasalardaki güvensizliğe son verilmesi çağrısında bulunan Brown, önde gelen ekonomilerden, denetçiler tarafından dünyanın büyük finans kurumlarının gözetim altında tutulmasına ihtiyaç duyulduğunu bildirdi.
Brown, bu önerisinin Citibank, HSBC, Deutsche Bank, BNP Paribas ve Barclays dahil dünyanın en büyük finans kurumlarınca da desteklendiğini dile getirdi.
Brown, dünyada yeni finans mimarisi oluşturulmasında görev alıp almayacağının sorulması üzerine gülerek, ''Ben mimar değilim'' dedi.
Rusya
AB liderleri ayrıca 10 Ekim'den önce Gürcistan'dan askerlerini çekme taahhüdüne bağlı kalan Rusya'yla stratejik ortaklık müzakerelerinin devamı konusunda uzlaşma sağlamaya çalışacak.
AB Komisyonu'nun Rusya'yla sürdürdüğü müzakereler, Gürcistan savaşının patlak vermesi üzerine Eylül ayı başında olağanüstü toplanan AB zirvesinde askıya alınmıştı.
Almanya, Fransa ve İtalya, Gürcistan savaşının ardından AB'nin girişimiyle imzalanan ateşkes anlaşmasına uyan Rusya'nın tekrar müzakere masasına oturularak ödüllendirilmesini talep ediyor. Baltık ülkelerinin desteğini alan İngiltere ve İsveç ise savaştan önce ayrılıkçı bölgelerde 3 bin olan Rus askeri sayısının bugün 7 bine yükseldiği gerekçesiyle stratejik ortaklık müzakerelerinin askıda kalmasını istiyor.
Sözkonusu ülkeler Rusya'dan ateşkes anlaşmasına uyumu kontrol amacıyla Gürcistan'a gönderilen AB misyonunun ayrılıkçı bölgelere girişine izin vermesini talep ediyorlar.
Lizbon Anlaşması
27 üyeye genişlemiş AB'nin kurumsal sorunlarını çözmek ve karar almasını hızlandırmak için hazırlanan yeni anayasa Lizbon Anlaşması'nın İrlanda'daki referandumda reddedilmesinin ardından izlenecek oylu belirlemeye de çalışacak olan AB liderlerinin, yakın zamanda yeni bir oylama konusunda bu ülkeye baskı yapmaları beklenmiyor.
AB'de Haziran 2009'daki gelecek Avrupa Parlamentosu seçimlerinin mevcut Nice anlaşmasıyla yapılması fikri ağırlık kazanıyor.