AB ile sert rüzgârlar
Yaptırımlar arasında yer alan üst düzey siyasi diyaloğun askıya alınması fiilen donmuş da olsa, Türkiye’nin AB müzakerelerinde bir iletişim kanalının açık tutulması açısından önemliydi.
HÜSEYİN HAYATSEVER
AB dışişleri bakanları, önceki gün yaptıkları toplantıda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) ruhsat verdiği sahalarda doğalgaz ve petrol arama çalışmaları nedeniyle Türkiye’ye yaptırımların devreye sokulmasını onaylamıştı. Yaptırımlar, 2020 yılı için Türkiye’ye yapılacak katılım öncesi yardımlarda kısıntıya gidilmesi, Avrupa Yatırım Bankası’ndan Türkiye’ye verilen kredilerin gözden geçirilmesi, Kapsamlı Hava Ulaştırma Anlaşması müzakerelerinin askıya alınması ile Ortaklık Konseyi ve Türkiye-AB Yüksek Düzey Diyalog toplantılarının askıya alınmasını kapsıyor.
AB yardım kesintisi ilk değil
Yaptırımlar arasında yer alan Ortaklık Konseyi ve Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Diyalog toplantılarının askıya alınması, Türkiye ile AB arasındaki iletişim kanallarından birinin kapanmasın yol açacak. AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu üyesi ile AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi’nin katıldığı ve her yıl yapılan Türkiye-AB Yüksek Düzeyli Diyalog toplantıları, somut bir sonuç doğurmasa da fiilen donmuş durumda olan Türkiye’nin AB müzakerelerinde bir iletişim kanalının açık tutulması açısından önem taşıyordu.
AB tarafından Türkiye’ye yapılan mali yardımlar da son dönemde hukuk devleti ve demokrasi alanındaki gerilemeler gerekçe gösterilerek halihazırda önemli ölçüde kesintiye gitmişti. Avrupa Parlamentosu, geçen yıl “demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti alanlarında ilerleme kaydedilmemiş olması” nedeniyle Türkiye’ye yapılan AB yardımlarında 70 milyon Avro kesintiye gidilmesi kararı almış, yıl sonunda 2019 bütçesi oluşturulurken de AB’nin Türkiye’ye “katılım öncesi yardım” kapsamında 2019’da fonlardan 146 milyon Avro kesinti yapılması kararlaştırılmıştı. AB, 2014-2020 dönemi için Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) kapsamında Türkiye’ye toplam 4 milyar 453 milyon Avro ayırmış, 2018-2020 dönemi için düşen pay ise yaklaşık 2 milyar Avro olmuştu. AB’nin yeni yaptırımlar çerçevesinde bu miktar üzerinde ne ölçüde kesintiye gidileceği belirsizliğini koruyor.
Yatırım kredileri azaldı
AB’nin Türkiye’ye verilen kredilerin gözden geçirilmesi yönünde tavsiyede bulunduğu Avrupa Yatırım Bankası ise Ankara ile AB üyesi birçok ülke arasında gerilimlerin yaşandığı son yıllarda Türkiye’ye verdiği krediyi önemli ölçüde azaltmıştı. 2016 yılında Türkiye’deki şirket ve bankalara 2,1 milyar Avro yatırım kredisi sağlayan banka, bu miktarı 2017’de 507 milyon Avro’ya, 2018’de ise 386 milyon Avro’ya düşürmüştü. AB’nin yeni yaptırım kararıyla birlikte bu miktarda dramatik bir düşüş beklenmiyor ancak halihazırda önemli ölçüde azalan yatırım kredisi miktarının daha da azalması öngörülüyor.
HAVACILIK MÜZAKERELERİ FİİLEN DURMUŞ DURUMDA
AB’nin diğer bir yaptırım başlığı olan Türkiye ile AB arasındaki Kapsamlı Hava Ulaştırma Anlaşması müzakerelerinde uzun süredir ilerleme kaydedilmedi. Türkiye ile GKRY dışında kalan 26 AB üyesiyle daha önce imzaladığı ikili havacılık anlaşmalarını yasal zemine kavuşturacak Türkiye-AB Yatay Havacılık Anlaşması’nın görüşmelerine 2010 yılında başlanmış, ancak Avrupalı yetkililerin “yeni rotalar, daha ucuz bilet” sözlerine karşın bu görüşmeler çıkmaza girmiş, 2016’da AB’nin talebi üzerine Kapsamlı Hava Ulaştırma Anlaşması müzakerelerine başlanmıştı. Ancak bu anlaşma, GKRY’yi de kapsadığından yakın zamanda üzerinde bir uzlaşı olası görülmüyordu. AB’nin bu yaptırımı, Türk havacılık sektöründeki mevcut durumu etkilemeyecek.