9'uncu gününde 8'inci ölüm
Kaymakamlık, halkın ihtiyaçlarını karşılaması için sokağa çıkma yasağına 10 saatliğine ara verdi. Bu arada yeni bir ölüm haberi daha geldi. 55 yaşındaki Şerif Alpar, patlayıcının kurbanı oldu, kayıp sayısı 8’e yükseldi.
Mahmut OralMardin’in Nusaybin ilçesinde 13 Kasım’da ilan edilen sokağa çıkma yasağı 9. gününe girdi. Nusaybin Kaymakamlığı, Abdulkadirpaşa Mahallesi, Fırat Mahallesi, Yenişehir Mahallesi ve Dicle Mahallesi dışındaki mahallellerde elektrik, su ve altyapı arızalarının giderilebilmesi ve vatandaşların ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için dün saat 08.00’den 16.00’ya kadar sokağa çıkma yasağını geçici olarak kaldırdı. Halk market ve fırınlara akın ederken, yeni bir ölüm haberi daha geldi, 55 yaşındaki Şerif Alpar, Abdulkadir Paşa mahallesinde bir patlayıcının infilak etmesi sonucunda olay yerinde yaşamını yitirdi. Böylece yasağın sürdüğü 9 gün boyunca ilçede yaşamını yitirenlerin sayısı da 8’e yükseldi.
Jeneratörle ekmek!
Yasağın geçici olarak kaldırılmasının ardından Nusaybin’e giriyoruz. Evlerinin bahçe kapısından meraklı gözlerle bakan Nusaybinliler, birer ikişer sokağa çıkıyor. Önce çocuklar, günler süren esaretten kurtulmanın sevinciyle sokaklarda oynamaya başlıyor. Sonra erkekler çarşının yolunu tutuyor, kısa zamanı değerlendirip, evlerine ekmek, un, yiyecek alacaklar. Elektrikler mahallelerin çoğunda yok. Bir fırının jeneratörü çalışıyor. Oradan gelen elektrik akımından yararlanmak için sıraya girenler var. Kimi cep telefonlarını şarj ediyor, kimi de şarjlı lambalarını dolduruyor. Fırının diğer tarafında ise ustalar ekmek yapıyor.
Fırın sahibi Ömer Erbaş, yasakta suların ve elektriğin kesildiğini bu yüzden de ekmek yapamadıklarını belirtiyor.
Mahallelerde silah sesleri
Sokaklar biraz sonra daha da kalabalıklaşıyor. Zırhlı polis araçları hızla yanımızdan gelip geçiyor. Nevruz kutlamalarının yapıldığı alanda belirli aralıklarla çok sayıda polis zırhlısı var. Zırhlılar yasağın ve çatışmaların çok yoğun yaşandığı Abdulkadir Paşa ve Fırat mahallelerini görüyor. O mahalleler halen de yasaklı. Zaman zaman silah seslerini duyuyoruz. Biz o polis zırhlılarını çekerken, aslında birazdan bizi durduklarında, bizden şikâyetçi olduklarını anlayacağız. Meydanın yayımdaki Devrim mahallesinin sokaklarına giriyoruz. Çocuklar yerlerdeki boş kovanları topluyor. Öbek öbek toplanmış insanlar bir binanın üzerine bakıyorlar. Orada Keskin nişancı var. Silahının manlusunu bile görmek mümkün. Fotoğrafını çektiklen sonra sokaktaki insanlarla neler yaşadığını konuşuyoruz.
Evlerinden dışarı çıkamadıklarını anlatan Selahattin Biçen, “Evde yiyecek yoktu. Çocuklarımız korkuyordu üstelik de açtılar. Küçük çocuğumuz da vardı ona biraz süt verdik ama sonra o da bitince çocuğu doyurmakta zorlandık. Biraz bisküvi vardı. Onu da diğerlerinden gizleyerek verdi annesi, belki onların da canı ister diye. Onları sakinleştirmek için hikâyeler anlatıyorduk. Ama patlamaları duydukça korkuları daha da artıyordu. Yeter artık bu yasak son bulsun” diyor.
Savaşarak öleceğiz
44 yaşındaki Abdurrahman Basın, “Kürtler böyle öldürülerek bitmez, vallahi de bitmez billahi de bitmez” diyor. “Saraydaki kral, sultan sanıyor kendini ölüm fermanı veriyor” diyerek tepkisini dile getiren 34 yaşındaki Nurşan Demir ise şunları söylüyor: “Binlerce polisle, askerle girdiler sokaklarımıza. Tanklarla toplarla ateş açtılar. Artık yeter ölümler olmasın.Sadece barış istiyoruz. Bize barış yeter. Ey Erdoğan artık yetmez mi anaların yüreklerini yaktığın? Artık yetmez mi bu kadar öldürdüğün? Nereye kadar öldüreceksin? Eğer böyle öldürülmeye devam ederlerse bizler de yönümüzü dağa çevirip, savaşarak öleceğiz”.
Çarşı merkezi çok kalabalık. İnsanlar bulabildiği yiyeceği alıyor. Taze sebze ve meyveler daha kamyonun üzerindeyken kapışılıyor. Fırınlarda ekmek çıkmaya başlamış, insanlar beşer- onar ekmek alıp evlerine yöneliyor.
Polis: Fotoğrafı sil! Mahalleden çıkıp çarşıdaki durumun ne olduğunu öğrenmek istediğimizde birden zırhlı bir panzer önümüzü kesiyor. Özel harekâtçılar silahlarını doğrultup, beklememizi istiyor. Sivil polis gelip kimliklerimizi istiyor. İçlerinden biri “Neden bizim araçlarımızı çektiniz? Bizi hedef gösteriyorsunuz?” diye çıkışıyor. Fotoğraflarımızı silmek istiyorlar. Bazılarını sildikten sonra ancak ayrılmamıza izin veriyorlar. Sancar’ın öğrencisi HDP’li Mithat Sancar ise Nusaybin Kaymakamı Murat Sarı’nın öğrencisi olmasıyla ilgili sorular üzerine Sarı’nın insanı ihtiyaçlar bakımından üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, kamu hizmetleri bakımında da uluslararası standartlarda hizmet verdiğini söyledi. Kaymakam Sarı ile yasak sırasında da daha önceki yasaklarda da görüştüklerini ifade eden Sancar, Sarı’nın iyi niyetle hareket ettiğini söyledi. |
HDP’den İstanbul’da eylem!
HDP ve HDK Nusaybin’de yaşanan olaylara karşı dün Şişli Cevahir önünde basın açıklaması yaptı. Kaldıraç ve SODAP’ın da katıldığı basın açıklaması öncesi, toplanan grup sloganlar attı. Grup, hayatını kaybeden yurttaşlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Basın açıklaması yapan HDP’li Erdal Ataş, “Devlet demokratik mücadeleyi yok sayıyor.
Halk kendi dili, cinsiyetinde özgürce yaşamak istiyor. Kürtler kendi haklarını, dillerini özgürce yaşayana kadar mücadele edeceğiz” dedi. Öte yandan Halkların Demokratik Kongresi’nin İstanbul Kocamustafapaşa Meydanı’nda Nusaybin’e destek için düzenlediği basın açıklamasına polis müdahale etti. Polis darp ederek 30’a yakın kişiyi gözaltına aldı.