9 yaşındaki Irmak Eten'in ailesi isyan etti: İhmal var cezası yok
9 yaşındaki Irmak Eten’in ölümüne ilişkin açılan davada 7 doktoru beraat ettiren mahkemenin, kararında “Zamanında tanı koyulabilseydi yaşayabilirdi” demesi dikkat çekti.
Seyhan AvşarIrmak Eten, 29 Ekim 2014’te, evinde, korkuluk demirinin üstüne düşerek karın boşluğundan yaralandı. Götürüldüğü iki farklı hastaneye rağmen hayata tutunamadı. Irmak’ın ölümünde doktorların ihmali olduğu iddasıyla Bakırköy 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. “Taksirle ölüme neden olma” suçundan yargılanan 7 doktor beraat etti. Mahkemenin beraat kararında, “Zamanında tanı koyulabilseydi hastanın yaşayabileceği” ifadeleri dikkat çekti. Karara isyan eden acılı anne Hatice Eten, “Doktorlar birbirlerini suçlayıp durdular. Onlar da hatalarını biliyordu. Mahkeme beraat kararı verdi. Kızım yaşasaydı şu an 13 yaşında olacaktı” dedi. Irmak Eten, korkuluk demirinin üstüne düşerek karın boşluğundan yaralandı. Ailesi, karnına demir batan çocuğu Gaziosmanpaşa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürdü. Oradan da Bağcılar Eğitim Araştırma Hastanesi’ne sevk edilen çocuk, acilen ameliyata alındı. Hastanede tedavisi süren çocuk, 13 Kasım’da yaşamını yitirdi. Doktorlar hakkında dava açıldı.
Fark etmediler
Bakırköy 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme başkanı Adli Tıp Kurumu’ndan Eten’in ölümüne ilişkin rapor istedi. ATK’nin mahkemeye sunduğu raporda şu ifadeler dikkat çekti: “30 Ekim sabahı hastanın solunumunun durması üzerine hasta yoğun bakıma alınmıştır. Akciğer grafisi çekilmiş, sol akciğerin kapalı olduğu görülmüştür. Yapılan ileri tetkiklerde, hastanın yemek borusunda yırtık tespit edilmiştir. Yırtığa bağlı, göğüs boşluğu iltihabı gelişmiş, 14 gün sonra da hasta, çoklu organ yetmezliği tanısıyla yoğun bakımda vefat etmiştir.” Doktor Ahmet A. savunmasında, “İlk gittiği merkezde ilkyardım yapılmamıştı. Göğüs boşluğuna sıvı ve hava kaçışı tespit edildiği halde bildirilmedi. Sevk edildiği hastaneden epikriz dediğimiz hastaya ait raporlar gönderilmemişti” dedi. Doktor Pervin S. ise savunmasında hastaya gerekli müdahaleyi yaptıktan sonra tüm raporları acil ekibine verdiğini söyledi. Pervin S, “Yemek borusundaki delinme sinsi bir durumdur. İlk etapta tespit imkânı yoktur. Ayrıca hastaya ameliyat yapılan hastanede akciğer sesleri normal diye tespit yapılmış. Oysaki ben sol akciğerden ses alamadığımı epikrizime yazmıştım” dedi.
Kesin değil
Mahkemenin kararında, çocukta tespit edilen yaralanmanın ağırlığı, çocuğun klinik durumu itibarıyla hekimlerin kusurlu eylemlerinin olmaması, zamanında tanı konularak uygun takip ve tedavinin yapılmış olması durumunda kurtulma ihtimalinin bulunduğu belirtilerek, “Ancak bu durumun kesin olmadığı bu nedenle kusurlu eylem ve ölüm arasında kesin bir iliniyet bağı kurulamayacağından sanıkların beraatlerine karar verilmiştir” denildi.
Mücadeleye devam
Hatice Eten karar duruşmasında yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Savcı, ‘Çocuğunuza sahip çıksaydınız’ dedi. Hangi anne bana ister çocuğunun başına böyle bir şey gelsin. Savcının böyle bir cümle kurması beni çok üzdü. Kalbim zaten kırık. Bu davada olumlu bir sonuç bekliyorduk çünkü her şey açık seçik ortadaydı. Doktorlar ihmal ve hatalarını biliyorlardı. Gerçekten adalet olsaydı kimin suçlu olduğu tespit edilip, cezalandırılırdı. Herşeye rağmen hukuk mücadelesi vermeye devam edeceğiz.”