9 yaşındaki çocuk baba özlemini çizdi: Güneş bile kızgın
9 yaşındaki çocuk baba özlemini çizdi. Resimde yağmurlu bir gün ve kızgın bakan güneş var. Babasının kalbinde ise ailesi...
Zehra Özdilek2014 yılında bir eylemde attıkları slogan gerekçesiyle Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde 5 Ocak’ta gözaltına alınan ve aynı gün tutuklanan öğretmen Sedat Sakallı’nın eşi Yeser Sakallı, “Eşimle birlikte 7 öğretmen tutuklandı. İtiraz üzerine biri serbest bırakıldı. Bu tutuklamadan en çok çocuklarımız zarar görüyor. Tutuklu arkadaşlarımızdan Adem’in 9 yaşındaki kızı babasının cezaevinde olduğunu çevrede konuşulanlardan dolayı anlamış. Bir resim çizmiş. Resimde yağmurlu bir gün, kızgın bir güneş, babasını içeri atan kötü bir adam var. Resmi gördüğümde çok üzüldüm. Bir çocuk gözüyle çok acımasız bir sistemde yaşanılan haksızlıkları çok iyi özetliyor” dedi.
Tutuklu Edebiyat öğretmeni Bazo Çiftepala, İngilizce öğretmeni Erdal Tanrıverdi, Matematik öğretmeni Herdem Şahin, sınıf öğretmenleri Sedat Sakallı, Serkan Altınöz, Adem Evin, Özgür Güler, bir buçuk yıl önce KHK ile ihraç edildiler. 5 Ocak’ta gözaltına alınıp tutuklandılar. Avukatları tutukluluğa itiraz etti. Pazarcık Sulh Ceza Hâkimliği de Çiftepala’nın tahliyesine karar verdi.
‘Babam öldü mü diye sayıklıyor’
Sedat Sakallı’nın eşi Yeser Sakallı, yaşadıkları sıkıntıları gazetemize anlattı. Sakallı, bir buçuk yıl önce eşi ile beraber ihraç edildiklerini belirterek, 7 yaşındaki oğluna babasının çalışmaya gittiğini söylediğini dile getirdi. Üzüldüğünü, bazen ağladığını çocuğuna belli etmemeye çalıştığını belirterek, “Çocuk rüyasında ‘babam öldü mü’ diye birilerine soru soruyor. Ertesi gün bana ölüm ve mezarla ilgili sorular sormaya başladı. Çocuğa küçük küçük yalanlar söylemek zorunda kaldım. Babasının ölmediğine ikna etmek için çok uğraştım. Sonrada ‘babamı kötü niyetli adamlar kaçırmış olabilir’ demeye başladı. Görüşe gidiyorum ama cezaevi koşulları çok acımasız olduğu için çocuğumu götürmüyorum. Bir çocuğun algılayıp, anlayabileceği yerler değil” diye konuştu.
‘Yuvamız darmadığın’
Eşinin yanında ağlanmak sızlanmak yerine güçlü durmaya çalıştığına değinen Sakallı, iki gün öncede eşine ilk defa telefon hakkı verildiğini söyledi. Sakallı, şöyle devam etti: “Telefonu yanımda ayırmıyordum ama 5 kere aramış biz görmemişiz. Sonra ben 10 defa cezaevini arayıp ‘oğlumun mutlaka babasının sesini duyması lazım’ diye yalvardım. Ama sonuç alamadım... Biz aile olarak en çok çocuklar üzerinde bir travma yaşıyoruz. Pazarcık’ta çok şirin mutlu bir yuvamız vardı. Bir buçuk yıl önce eşim ile beraber ihraç edildik. Kimse bize iş vermedi. Biz de memleketimiz Hatay’dan getirttiğimiz zeytinyağını satmaya başlamıştık. Eşim cezaevine girdikten sonra oradaki evimi terk etmek zorunda kaldım. Şu an Hatay’dayım ev arıyorum. Yuvamız darmadağın oldu.”