85 yıllık ‘Varlık’...
Temmuz 2018 sayısıyla 85. yaşını dolduran dergi, ilk sayısından bugüne dek Türkçenin önemli yazarlarına ve şairlerine alan açtı.
Dilek ŞenYayın yaşamına 1933 Temmuz’unda Yaşar Nabi Nayır’ın öncülüğünde Ankara’da başlayan Varlık dergisi, 85 yıldır aralıksız yayımlanıyor. Temmuz 2018 sayısıyla 85. yaşını dolduran dergi, ilk sayısından bugüne dek Türkçenin önemli yazarlarına ve şairlerine alan açtı. Geçen 85 yıl boyunca, pek çok yazarın ve şairin ilk yapıtları Varlık’ta yayımlandı. Cahit Sıtkı Tarancı’nın, Orhan Veli Kanık’ın, Sait Faik Abasıyanık’ın, Nurullah Ataç’ın, Ziya Osman Saba’nın, Oktay Akbal’ın, Mahmut Makal’ın, Necati Cumalı’nın, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın, Behçet Necatigil’in, Cahit Külebi’nin, Orhan Kemal’in, Haldun Taner’in, Tahsin Yücel’in ve nicelerinin yolu Varlık’tan geçti. Derginin, Cumhuriyetin ilanından 10 yıl sonra çıkmaya başlaması bir tesadüf değildi. 48 yıl boyunca dergiyi tek başına yöneten Yaşar Nabi Nayır’ın, bu dergiyi çıkarmaktaki amacı “Türk edebiyatının var olduğunu” kanıtlamaktı. Varlık, toplumsal ve kültürel konuları da kapağına taşıyarak bir edebiyat dergisinden fazlası olduğunu da yıllar içinde gösterdi.
"Tozlu bir arşiv değil, yaşayan bir kaynak"
Bu yüzdendir ki, derginin 15 Temmuz 1933’te yayımlanan ilk sayısındaki bildiride şöyle deniyordu: “Memlekette bir tek hakiki san’at mecmuası yok. İnkılâbın, her sahada, yokluktan varlıklar yaratmak işine girişmiş olduğu bir devirde acısı hissedilen bu boşluğu doldurmak, duyulan bir ihtiyaca cevap vermek gayesiyledir ki Varlık çıkıyor. Varlık, Cumhuriyeti en büyüğümüzden emanet alan bir Türk gençliğinin, yaratıcı bir İnkılâp neslinin sanat sahasında da var olduğunu göstermek ve onun için çalışmak istiyor.” Cumhuriyet devriminin köklenmesini “memleket davası” sayan dergi, daha ilk sayısında “yardımlarını temin ettiği yazarlardan” öz Türkçe yazmalarını istemişti; zira “dilin özleşmesi işinde yararlı bir varlık göstermek” amacındaydı. Varlık, bugüne dek bağımsız bir yayın olarak hayatta kalabildi. Derginin bugünkü editörü Mehmet Erte, derginin bugün halen “basılı olarak” yayımlanabilmesini, okurlarla kurulan bağ ile açıklıyor. “Arkamızda bir holdingin olmadığı düşünülürse, Varlık, ülkemizdeki okurlara güvenebileceğimizi de gösteriyor. Her dönemde yeni kuşaklarla sıkı bir bağ kurmasaydık, onlarla birlikte dönüşüp gelişmeseydik bugünlere gelemezdik. Varlık’tan ve geleneğinden bahsettiğimizde bir müzeden, tozlu bir arşivden değil, yaşayan, durmaksızın devinen bir kaynaktan bahsediyoruz” diyor