8 kişilik koğuşta 23 kişi

Cezaevlerindeki hak ihlalleri ve baskılar, dayanılmaz boyutlara ulaştı. Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) Hapishane Komisyonu üyesi avukatlar ise nisan ve mart ayında ziyaret ettikleri Marmara Bölgesi’nde yer alan hapishanelere ilişkin rapor hazırladı.

Seyhan Avşar

Aile ve avukat görüşünün engellenmesi, hapishane girişlerinde çıplak arama işkencesi, sağlık ve sohbet haklarının engellenmesi, gazete, kitap ve mektuplara erişim engeli, tekmil dayatması ayrıca bütün bunların yanı sıra darp... Tüm bu yaşananlar darbe dönemindeki benzer sistematik işkence iddiaları akıllara getirmeye devam ediyor. Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) Hapishane Komisyonu üyesi avukatlar ise Nisan ve Mart ayında ziyaret ettikleri Marmara Bölgesi’nde yer alan hapishanelere ilişkin rapor hazırladı. Hazırlanan raporda hapishanelerdeki işkence ve kötü muamelenin devam ettiği, çok sayıda mahpusun tecritte tutulduğu, koğuşlarda yapılan aramaların baskın havasında gerçekleştirildiği, hasta mahpusların hastaneye götürülmediği belirtilerek hak ihlalleri de gözler önüne serildi.

Tedavi hakkı engeli

Mahpusların sağlık hakkına erişim konusunda yaşadıkları sıkıntıların devam ettiğinin belirtildiği raporda, hasta mahpusların kaderlerine terk edildiklerine dikkat çekildi. Ayrıca mahpusların rutin sağlık kontrolleri esnasında revire kelepçeleri çıkarıldıkları,tedavi esnasında kelepçeleri çözülmeyerek tedavi edilmeye zorlandıkları aktarıldı. Bakırköy Kadın Kapalı Hapihanesi’nde, Maltepe 1 Nolu Hapishanesi’nde ve Balıkesir Kepsut L tipi Hapishanesi’nde bu uygulamanın sıklıkla yaşandığı aktarılarak, “Silivri 5 Nolu Hapishanesi’nde bulunan mahpuslar, Yakup Kölge ve Yorgun Bektaşoğlu hastaneye sevk sırasında jandarma tarafından kaba dayağa maruz bırakılmış ve kendilerine hakaret edilmiştir. Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi psikiyatri bölümünde doktor odasına kelepçeli olarak alınmış; kelepçenin çıkarılmasını doktordan talep ettikleri halde talepleri dikkate alınmamış ve doktor kendilerine, ‘Kabul ediyorsan et yoksa çek git. Tedavi olma’ demiştir” ifadeleri yer aldı. Hücre ve koğuşların sağlıklı yaşam sürdürmeye elverişli olmadığının aktarıldığı raporda, mahpusların temizlik, hava alma, güneş alma, ısınma gibi açılardan zorlandıkları kaydedildi.

Sosyal izolasyon

Raporda mahkumların hapishanelerde sosyal izolasyonu çok yoğun olarak yaşadıkları belirtildi. Sınırlı sayıda kişiyle, çok küçük boyuttaki hücrelerde yaşayan mahpusların psikolojik ve fiziksel olarak sorunlar yaşamalarının kaçınılmaz olduğunun aktarıldığı raporda mahpusların kendi aralarındaki 10 saatlik görüşme hakkının ciddi oranda engellendiği, hükümlü ve tutukluların sürekli olarak aynı kişilerle ortak alana çıkarıldıkları kaydedildi. Bolu F Tipi Hapishane’nde ortak alana çıkma hakkının ayda 40 saatten dört saate indirildiğinin belirtilirken Silivri 9 Nolu Kapalı Hapishanesi’nde bulunan mahpus Hatice Çırğaniş 10 aylık gibi bir süre boyunca tek başına tutulduğunu, tek başına avluya çıkarıldığını, tek başına ortak etkinliğe çıkarıldığı aktarıldı. Ayrıca raporda Silivri 9 No’lu Hapishanesi’ndeki Halkın Hukuk Bürosu avukatlarında Yaprak Türkmen’inde tecritte tutulmaya devam ettiği belirtildi.

Adalete erişim ve savunma hakkı yok

Adil yargılanma hakkının önemli bir parçası olan savunma hakkının uluslararası standartlara uygun olarak yasalarda garanti altına alındığının vurgulandığı raporda KHK’lar aracılığı ile söz konusu yasal güvencelerin bir kısım mahpus gurubu bakımından ortadan kaldırıldığı aktarıldı. Mahpusların avukat görüşmelerinin sesli kayıt cihazı ve infaz koruma memuru aracılığı ile kayıt altına alındığının aktarıldığı raporda, avukat müvekkil gizliliğinin engellendiği, avukatların mesleğini yapmalarının önüne geçilmeye çalışıldığı kaydedildi. Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Hapishane’nde mahpusların, infaz hakimliği, TBMM İnsan Hakları Komisyonu gibi resmi kurum ve kuruluşlara gönderdikleri dilekçe ve mektupların akıbetini öğrenemedikleri, Bolu F Tipi Hapishane’nde ise hükümlü ve tutukluların hapishane uygulamalarına karşı yaptıkları hukuki ve idari başvuruların, “örgütlü ve organize hareket edildiği” gerekçesi ile disiplin soruşturmalarına konu yapıldığı aktarıldı.

OHAL kısıtlamaları
Raporda OHAL KHK’ları ile gündeme gelen bir diğer kısıtlamanın ise mahkum yakınlarının ziyaretine yönelik ve mahkumların aileleriyle yaptıkları telefon görüş hakkına yönelik olduğu kaydedildi. KHK’lardan önce ağırlaştırılmış müebbet hükümlüleri hariç tüm mahpusların ailesi ile haftada bir kez telefon görüş hakkı olduğuna dikkat çekilerek, şu anda Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yargılanmakta olan kişilerin telefon hakkının iki haftada bire düşürüldüğü aktarıldı. Aile ziyaretlerinin ikinci dereceden akrabalarla sınırlandırıldığının belirtildiği raporda, arkadaş görüşlerinin ise tamamen ortadan kaldırıdığı ifade edildi. Telefon görüşmelerindeki tekmil dayatmasının ise Bolu Hapishane’nde devam ettiği belirtilerek, bu zorlamaya karşı çıkan mahpusların uzun süredir yakınları ile telefon görüşmesi yapamadıkları aktarıldı.

Mektupların akıbeti bilinmiyor

Bir mahpus için ifade özgürlüğünün en önemli teminatının mektup olduğunun altının çizildiği raporda, “Düzce T Tipi Hapishanesi’nde mahpuslara gelen mektupların çok geç, ya da hiç verilmiyor. Ayrıca tercüman olmadığı gerekçesi ile mahpusların Kürtçe yazdığı mektup ve kartlar gönderilmiyor, mahpuslara gelen Kürtçe yazılmış mektup ve kartlar da aynı gerekçe ile verilmiyor. Bandırma 2 No’lu T Tipi Hapishanesi’nde hukuk kurumlarına, İnsan Hakları Derneğine, TBMM İnsan Hakları Komisyonuna vb. kurumlara gönderilen dilekçeleri idare bilinçli bir şekilde göndermiyor. Silivri 9 nolu Hapishanesinde bulunan mahpus Çetin Arkaş ise şu an resmi iletişim yasağının olmadığını ancak fiili olarak mektuplarının verilmediğini ve engellendiğini ifade etmiştir. Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Hapishanesinde mahpuslar İnfaz Hakimliği, TBMM İnsan Hakları Komisyonu gibi resmi kurum ve kuruluşlara gönderdikleri dilekçe ve mektupların akıbetini öğrenememektedirler” ifadeleri yer aldı.

Koğuşlar dolup taştı

Raporda hapishanelerdeki kitap ve gazete sınırlamasının devam ettiği aktarıldı. Hakkında toplatma kararı dahi bulunmayan bazı kitaplar ile Evrensel, Birgün, Özgürlükçü Demokrasi gazetelerinin içeriye alınmadığı, özellikle Afrin Savaşı’nın başlamasından sonra, Özgürlükçü Demokrasi gazetesinin engellenmesine yönelik uygulamaların arttığı kaydedildi. Bazı hapishanelerde koğuşların çok kalabalık olduğuna dikkat çekilen raporda, “Kandıra 2 Nolu T Tipi Hapishanesi’nde ise 8 kişilik koğuşta şu anda 23 kişi kalmaktadır. Yine Bandırma 2 Nolu T Tipi Hapishanesi’nde 10 kişilik koğuşlarda 20 kişinin kaldığı mahpuslar tarafından aktarılmıştır. Silivri Hapishanelerinde 3 kişilik odalar 6 kişilik olacak şekilde, 28 kişilik koğuşlar 37-38 kişi olacak şekilde fazla kapasite ile kalınmaktadır. Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi bakımından da benzer bir durum söz konusudur” denildi.