8. Avrasya İslam Şurası sona erdi

''Gelenekten Geleceğe Avrasya'nın İslam Ufku'' başlığıyla düzenlenen 8. Avrasya İslam Şurası'nın sonuç bildirisinde, Gazze'de ulaşılan ateşkesin kalıcı bir barışa dönüşmesi temenni edildi.

cumhuriyet.com.tr

Hilton Otel'de 4 gün süren şuranın sonuç bildirgesini, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez okudu. Bildirgede, 33 ülkeden 100'ün üzerinde temsilcinin katılımıyla gerçekleştirilen şurada, 5 oturum ile ''Takvim Birliği'' ve ''Dini ve Kutsal Değerlere Hakaretin Önlenmesi'' başlıklı iki komisyon çalışmasının gerçekleştirildiği belirtildi.

Bildirgede, İslam dünyasının bir yandan Kuzey Afrika'da başlayan ve neredeyse bütün Arap İslam coğrafyasını saran toplumsal dalgalanmaların yaşandığı, özellikle Irak ve Suriye'de kardeş kanının akıtıldığı, Filistin bölgesinde masum çocukların, kadınların ve biçare yaşlıların kanının ''heder edildiği'', Avrasya hattında kaygı verici hadiselerin cereyan ettiği, Arakan ve Myanmar'da masum insanların yersiz ve yurtsuz bırakıldığı bir süreçten geçildiği vurgulandı.

Buna paralel, başta Batı ülkeleri olmak üzere dünyanın pek çok bölgesinin derin bir ekonomik krizle karşı karşıya bulunduğu aktarılan bildirgede, insanlığın, küresel ölçekte yaşanan siyasi, sosyal, iktisadi ve ekonomik gerilimlerin yol açtığı dini ve insani açmazlardan kurtulmanın yollarını aradığı, uluslararası işbirliğinin her düzeyde arttırılmasına ve geliştirilmesine duyulan ihtiyacın izahtan uzak olduğu kaydedildi.

Bildirgede, bu süreçte bölgesel ve küresel dini teşekküllerin ortaya koyacağı işbirliği ve anlayışın hem bölgesel sorunların hem de evrensel sorunların aşılmasına önemli katkılar sağlayacağı ifade edildi.

Başta Orta Doğu, Suriye ve Filistin'de ''akıtılan Müslüman kanının bir an önce durdurulması için'' uluslararası toplumun üzerine düşen insani görevi yerine getirmesi gerektiği vurgulanan bildirgede, şunlar kaydedildi: ''Hangi din ve inançtan olursa olsun, ezeli, manevi değerlerin sahibi olduğunu düşünen bütün dini kurumların bu konuda barış ve esenlik için inisiyatif almasına çağrı yapmayı öncelikli ödevimiz olarak görüyoruz. Bu konudaki sorumluluk sadece siyaset yapıcıların değil, aynı zamanda kamuoyu vicdanına hitabeden sağduyu sahibi herkesin üzerine düşen vicdani bir sorumluluktur. Bütün ilgilileri, bu sorumluluğun gereğini yerine getirmeye davet ediyoruz. Bu bağlamda, Gazze'de ulaşılan ateşkesin kalıcı bir barışa dönüşmesini temenni ediyoruz.''

 

'Bireylerin mezhebi ve meşrebi dolayısıyla dışlanması asla kabul edilemez'

Bildirgede, Avrasya coğrafyasında dini özgürlükler alanında yaşanan gelişmelerin umutla karşılandığı, ancak bazı ülkelerde Müslümanların ibadet özgürlükleri konusunda ortaya çıkan yeni durumların kaygı verici olduğu belirtilerek, ''Düşünce ve inançlarından dolayı bireylerin ve toplulukların kınanması, hatta mezhebi ve meşrebi dolayısıyla dışlanması asla kabul edilemez. Mezhep çatışmaları, İslam'ın kadim geleneğine yabancı, başka dünyaların mes'um bir tarihi realitesi iken, bugün bunun Müslüman coğrafyasında dillendiriliyor olması, son derece müessif bir gelişmedir'' ifadeleri kullanıldı.

Gerek Avrasya bölgesinde gerekse batı dünyasında İslamofobi'nin ve onun tetiklediği İslam karşıtı tutumların, modern dünya için gerici ve ilkel bir fenomen olduğu aktarılan bildirgede, ''Bir endüstri haline getirilen İslamofobi, kültürel bir yanılsamadır ve haddi zatında bir insanlık ayıbıdır. İslam başta olmak üzere dinlerin mukaddesatına yapılan hakaret, tezyif ve tahkir girişimleri birer nefret suçu olarak nitelenmelidir'' denildi.

Bildirgede, Müslümanların dünyanın her yerinde ortak hareket etmeleri gerektiği vurgulanarak, bayram günlerinin birbirinden farklı zamanlarda kutlanmasının ve bu konuda birliğin hala sağlanamamasının hüzün verici olduğu kaydedildi.

Şura delegasyonunun, sorunun çözümü için inisiyatif almayı ve ortak bilimsel ve dini bir çalışma grubu teşkil ederek, yöntem birliğinin sağlanmasını, birlik ve beraberliğin tesis edilmesini zorunlu bir ödev saydığı aktarılan bildirgede, çalışma grubunun ulaştığı sonuçların üye ülkelerce uygulanarak konuyla ilgili birliğin oluşturulması temenni edildi.
Bildirgede, Uluslararası Avrasya İslam Üniversitesi'nin Türkiye'de kurulmasının değerlendirildiği anlatılarak, üniversitede, Avrasya Araştırmaları Enstitüsü ve Müslüman Azınlıklar Enstitüsü gibi araştırma ünitelerine yer verilmesinin tavsiye edildiği kaydedildi.

Sonuç bildirgesinde, şuranın kurumsal yapısının sağlamlaştırılması için gereken adımların atılarak, şura sekreteryasının işleyebilir hale getirilmesi ve mümkün olması halinde İstanbul'da bir sekreterya ofisinin açılmasının temin edilmesi gerektiği ifade edildi.

Diyanet televizyonunun yayınlarında Avrasya coğrafyasındaki kardeş ve akraba topluluklara yönelik yayınlara da yer vermesinin topluluklar arasındaki bağın güçlenmesine katkı sağlayacağı kaydedildi. Şura, Kur'an-ı Kerim okunması ve dua edilmesinin ardından sona erdi. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, birlikte fotoğraf çektirdiği katılımcıları tek tek uğurladı.