78'lilerden Şendiller'e: Katil

12 Eylül darbesine ilişkin davanın 2. günkü duruşmasına "katil" tartışması damgasını vurdu.

cumhuriyet.com.tr

12 Eylül davasının bugünkü duruşmasına katılım, ilk güne göre daha az oldu. İlk gün adliye önünde toplanan gruplar da yoktu.

Duruşmada, gözaltında kaybedilen Cemil Kırbayır’ın 105 yaşındaki annesi Berfo Kırbayır (Berfo Ana), Mahir Çayan ve arkadaşlarının katledildiği Kızıldere’de yaralı olarak kurtulan BDP’li vekil Ertuğrul Kürkçü de avukatları aracılığıyla dilekçe vererek, davaya katılmak istediklerini bildirdi.

Duruşmada, davaya müdahil olmak isteyenlerin dinlenmesine devam edildi. Eski CHP Sivas Milletvekili Azimet Köylüoğlu, 12 Eylül gecesinde evinin silahlı 50 kişilik polis ve askerler tarafından basıldığını belirterek, dokunulmazlığı olmasına karşın gözaltına alındığını söyledi. Darbeye giden süreçte yaşanan Sivas olaylarının yaşandığını belirten Köylüoğlu, “4 Eylül 1978’de Sivas’ta bir iç savaş provası yaşandı. Bu olayların olacağı daha önce Emniyet’e bildirildi. Ancak yetkililer hiçbir önlem almadı. Darbeye zemin hazırlandı. Evren ve Şahinkaya dışında valilikler, Emniyet, sıkıyönetim komutanları, cezaevi müdürlerinden hesap sorulması gekekir” dedi.

Eski CHP Kahramanmaraş Milletvekili Hüseyin Doğan, 116 kişinin öldüğü Maraş katliamının 12 Eylül darbesine giden en önemli hazırlık olayları olduğunu belirterek, olayların yaşandığı bir haftalık sürede katliamın önlenmesi için valiye, jandarmaya başvurduklarını ancak müdahalede bulunulmadığını belirtti. Doğan, “Gerekli tedbirler alınsaydı, 12 Eylül olmayacaktı” dedi. Doğan, olayların en vahim gününde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile görüştüğünü ve telefonda kardeşinin “Maraş yakılıyor yıkılıyor, insanlar öldürülüyor, kurşuna diziliyor” şeklindeki sözlerini dinlettiğini söyledi. Bunun üzerine Ecevit'in büyük bir feryat ile bir komutanı aradığını belirten Doğan, “Orada olumlu bi cevap alamayınca telefonu masanın üzerine öfke ile bıraktı” dedi.

Eski CHP Çorum Milletvekili Şükrü Bütün, 57 insanın katledildiği Çorum’da güvenlik önlemlerinin bilerek ve kasten alınmadığını söyleyerek, “Çorum, Sivas, Maraş ve diğer kanlı olayla 12 Eylül’e giden süreçte yola döşenmiş kanlı birer taşlardır. 12 Eylül’ü yapanlar ise darbe yapmak için dökülen kanı kırmızı halıya sararak 12 Eylül’e yürüdüler” diye konuştu.  

12 Eylül döneminde Türkiye Devrimci Komünist Partisi yöneticisi olan Mehmet Mustafa Yalçıner, 12 Eylül’ün sosyalistlerin yanında halka yönelik bir saldırı olduğunu belirterek, mahkeme heyetine, “Eğer bu heyet gerçek bir yargılama yapar, sanıkları duruşmaya getirirseniz tarihe geçersiniz” diye seslendi. Yalçıner, Evren ve Şahinkaya’nın halk düşmanlığı ve ABD’nin rolü nedeniyle de vatan hainliği ile de yargılanması gerektiğini söyledi. 

Ökkeş Şendiller de konuştu

Duruşmada müdahillik talebinde bulunan Maraş katliamı davasının bir numaralı sanığı Ökkeş Şendiller, Maraş katliamı davasında yargılandığını ve beraat ettiğini belirterek, Maraş, Çorum, Sivas gibi olayların 12 Eylül’ün kilometre taşları olduğunu söyledi.

Şendiller, şunları kaydetti:
“Bu olaylar, toplumsal cinnetin ortaya konulması ile kittelelerin yok edilmesi ile ‘nerde bu ordu’ denilmesi için planlanan olaylardır. Özellikle ABD’nin o günkü Ankara Büyükelçilği’nde üçüncü katip olarak görünen ama esasında Kıbrıs’ta CIA temsilcisi olan Alexander Peck, Maraş olaylarının esas tahrikçisidir. Olayların çıkmasında katkısı olan 26 piyangocu Kıbrıs’tan getirildi ve bu kişiler Peck’in ekibindedir. Bu kişi, Çorum’da, Maraş’ta, Malatya’da da görüldü. 12 Eylül’ün esas sebebi Yunanistan’ın NATO’ya dönüşünün sağlanması içindir...”

Cunta söylemi iddianamede

Dev-Yol lideri Oğuzhan Müftüoğlu ile 7 kişinin avukatı Sabri Kuşkonmaz ise Şendiller’in bazı ifadelerinin yanlış olduğunu söyledi. 12 Eylül sonrası kanın bıçak gibi kesilmediğini belirten Kuşkonmaz, “12 Eylül sonrası devrimcilerin kanı akıtılmıştır. Bu söylem cuntanın söylemidir. Bu söylem ile tarihi davada tarihi yalana halen inanılmaktadır. Biz bu yalana karşı koymak için buradayız” dedi. “Cuntanın söylemi”nin iddianamede de olduğunu belirten Kuşkonmaz, Fatsa olayları için iddianamede “12 Eylül olaylarına giden önemli terör olayları” denildiğine dikkat çekti. Bunun hukuki bir gaf olduğunu belirten Kuşkonmaz, “Bu tarihi davada gerçek ile yalanı ayıramazsak, cuntanın söyleminden dışarı çıkamazsak kirli politikadan sıyrılamayız. Başbakan, bu davayı kirli politikasına alet ediyor. Bu davaya katılmanın ön şartı, anayasa değişikliğine evet demek değildir” diye konuştu. 

Şendiller’e tepki
Bu arada Şendiller, “Sayın Başkan, yalan ifadesi sözünü düzeltmek istiyorum” deyince, Mahkeme Başkanı Süleyman İnce, “Burası tartışma yeri değil” diyerek söz vermedi. Bu sırada duruşmayı izleyen Devrimci 78’liler Federasyonu Üyesi Cumhur Yavuz ayağa kalkarak, Şendiller’e birkaç kez “katil o, samimiyetsizlik bu” diye bağırdı. Şendiller ise heyetten bu ifadelerin tutanağa geçirilmesini talep etti, tartışma tutanağa yazıldı.

Başbakanlık avukatına uyarı

Başbakanlık avukatı Sami Arslan ise hükümetin katılma talebinin reddedilmesi yönündeki görüşlere karşılık, “Bu yargılama yapılıyorsa, bu hükümet ve onun başında bulunan Başbakanımıza borçlusunuz” dedi. Mahkeme Başkanı İnce, avukat Arslan’ı “burada siyasete girmeyin” diye uyardı.

‘Raci Tetik bulunsun’

Avukat Müşir Deliduman da darbecilerin tutuklanmasını isterken, “Biz bu iki darbecinin tutuklanmasını, ilerde açılacak tazminat davaları için mallarına el konulmasını, darbeciler ile halka saldıran militer ve paramiliter güçlerin davaya katılmamasını talep ediyoruz. Ayrıca, işkence şefi Evren’in Mamak Askeri Cezaevi taşeronunun baş ustası Raci Tetik’in mahkemeye getirilmesini istiyoruz” dedi.

“Yapılacak yeni anayasa ile tüm 12 Eylül kalıntılarının kurtulmak gerekiyor”

Mamak Askeri Cezaevi’nde dövülerek öldürülen yayıncı-yazar İlhan Erdost’un eşi Gül Erdost, sadece işkenceyi yapan maşaların değil, başta cezaevi müdürü Raci Tetik olmak üzere işkenceye sebep olan diğer kişilerin de yargılanmasını istediğini bildirdi. Bu davanın sembolik iki kişi ile sınırlı olmaması gerektiğini dile getiren Erdost, “Yapılacak yeni anayasa ile tüm 12 Eylül kalıntılarının kurtulmak gerekiyor” dedi.

‘Evren itirafçı olsun’

“Terzi Fikri” lakaplı eski Fatsa Belediye Başkanı Fikri Sönmez’in oğlu Naci Sönmez’in avukatı Ömer Kavili ise daha dikkat çeken bir öneride bulundu. Kavili, darbenin olmasında kontrgerillanın da katkısı olduğunu belirterek, kontrgerilla taktiklerinin anlatıldığı Amerikan kaynaklı bir kitabın, Genelkurmay’a bağlı Özel Harp Dairesi’nde çevrildiğini ve uygulandığını kaydetti. Evren ve Şahinkaya’nın darbe kararlarını tek başlarına almadığını, kendilerini azmettiren kişiler olduğunu belirten Kavili, iki sanığın bu kişileri ele vermesi ve mahkemeye yardımcı olmaları için Pişmanlık Yasası’ndan yararlanarak, itirafçı olabileceklerine ve bunun sonucunda cezalarında indirim yapılabileceğini kaydetti. Bu hakkın sanıklara anlatılması gerektiğini de söyleyen Kavili, “Bunun için sanıkların mahkemeye getirilmesi gerekmektedir. Bu sanıklar gerekirse, kafes içerisinde yatakta getirilmelidir. Bunu sağlamak için de öncelikle tutuklanmalı, mal varlıklarına el konulmalıdır” dedi.