75 yıl sonra savaşın hatırlattıkları
Macron’un ev sahipliğindeki anma törenine Trump da katıldı.
Süleyman Tosunoğlu /ParisFransa işgal edilmiş, Avrupa Nazi saldırıları altında çaresiz, Alman askerleri dört koldan Avrupa’ya yayılıyor. Bitkinlik, sefalet içinde işgal ve işkencelerle yaşayan Fransızlar, 6 Haziran 1944’te Normandiya Çıkarması’yla başlayan kurtuluş mücadelesini kazanmış oldular.
Fransa’nın kurtuluşunun 75. yıl kutlamalarının yapıldığı Normandiya bölgesinde bulunan Caen şehrinin Benouville kasabasındayız. Manş Denizi’nin kıyısında bulunan kasaba, Paris’e araba ile yaklaşık 4 saatlik mesafede. Şehrin yani denizin karşı tarafında İngiltere bulunuyor. Nazi işgaline karşı çıkarmanın yapıldığı kıyı şeridine doğru inildiğinde verilen kurtuluş mücadelesinin ne kadar şiddetli geçtiğinin izlerini görüyorsunuz. Deniz kıyısına yakın yerlerde Alman askerlerince binlerce hendek kazınmış. Kiminin içinde taşlara kazınmış çizimler hâlâ duruyor.
‘Şiddete Hayır’
Nazi faşizminin acımasızlığına karşı 5 Haziran’ı 6 Haziran’a bağlayan tarihte, ABD, İngiltere, Fransa, Kanada’ın da yer aldığı müttefik güçler Fransa’yı işgalden kurtarmak için denizden çıkarma harekâtına başladı. Normandiya Çıkarması’nda müttefik kuvvetlerinden 120 bin kayıp verildi. Alman ordusundan da 113 bin. Kanlı savaşın sonunda Nazi faşizmi yenilgiyi kabullenerek Fransa’yı terk etmek zorunda kaldı. Nazi dönemi tarihte “insanlık utancı” olarak yerini aldı.
Böylesine bir savaşın verildiği bölgede çok sayıda savaş müzesi göze çarpıyor. Bunları gezdiğinizde yitirilenleri, büyük zorluklarla elde edilen barışın değerini bir kez daha anlıyorsunuz. Müzelerin birinin önünde tabancanın namlusu düğümlenmiş şekilde yapılen anıt dikkat çekici. Alt kısmında büyük harflerle “Şiddete Hayır” yazıyor.
İnsanlığın Hitler faşizminden kurtuluşunun ilk adımının başladığı bölge sakinleriyle sohbet etmek üzere kıyı köylerine doğru ilerliyoruz. Ormanlık yolun kimi bölgeleri tarlalarla çevrili. Bir köy kahvesi ilk durağımız. Orta yaşın üzerinde bir grup kadın ve erkek köylülerle sohbete dalıyoruz. Kimi babalarının savaş dönemi anlatımlarını aktarıyor, kimi ise savaşın çocuk tanıkları olmuş...
Dehşet günleri...
Michel de onlardan biri... “Gecenin karanlığında top ve uçak bombardımanı altında uyanarak babamın kucağına koşardım” diyor uzaklara dalarak... 8 yaşlarındaymış savaş zamanı. “Nazi işgalinden birilerinin gelip bizi kurtaracağını hiç düşünmemiştik. Nazi askerleri ile iç içe yaşamaya zorda olsa alışmıştık. Askerler bazen evlerimize gelir, kendi evleriymiş gibi banyolarını yapar giderlerdi. Savaşın başlamasıyla ölüm korkusu altında gece, gündüzler başladı” diyor. Günlerce evlerinden hiç dışarı çıkmadıklarını söylüyor, anlatmaya devam ediyor: “Savaş hiç bitmeyecekmiş gibi devam ediyordu. Elektrikler kesikti, babam yanına aldığı balta ile evde bizleri korumak için çaresizce bekliyordu. Günler sonra komşumuzun kapıya vurarak babama ‘Gerard kurtulduk, Amerikan askerleri gelmiş, Nazileri öldürmüşler’ diyerek bağırdığı o anlar hayatım boyunca gözlerimin önünden hiç gitmedi. Savaş çok kötü bir ortam, yalnızca kan ve gözyaşı var. Umarım dünyada böyle vahşetler son bulur.”
Soluksuzca dinlediğimiz Michel’in ardından bir kahve daha içtikten sonra Daniel’in bizi götürdüğü evini ve ahırlarını geziyoruz. Daniel evlerinin altında dedesi ve babasının beraber kazmış olduğu sığınağı gösteriyor, savaşın başladığı geceden itibaren ta ki savaş bitene kadar ailece burada kaldıklarını anlatıyor. Köyden ayrılıyoruz... İstikamet, bölgenin büyük şehri Caen. Bölgenin diğer adı ise Bretagne olarak biliniyor. Burada yaşayanlara Breton deniliyor, Fransızcanın yanı sıra Breton dili de konuşuluyor. Caen şehrinde düzenlenen anma kutlamalarına ABD Başkanı Trump ile beraber 15 ülkenin liderleri katıldı. Törende konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, savaşta hayatlarını kaybeden askerlerin Fransa ve Avrupa’nın kurtuluşu için büyük bir destan yazdıklarını belirtti.
Bölgeden ayrılıp Paris’e doğru yola koyulduğumuzda günümüz ile 75 yıl önce yaşananları karşılaştırmadan edemiyoruz... İnsanlığın başına büyük bela olan Nazi faşizmi zorlu mücadele, savaşlarla yok edildi. Fakat daha geçen hafta yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde kimi ülkede bu tür faşist düşünceye sahip siyasi partilerin destek aldığını görünce Daniel ve Michel’in anlattıkları anıların endişesini yaşamamak mümkün değil...
tosunoglu.su@gmail.com