7/24 deprem yaşıyorlar

<video:474679>

 

Osmangazi ilçesi Küçükbalıklı Mahallesi'ndeki bazı evlerde ikamet eden vatandaşlar, yakınlardaki fabrikalardan dolayı gürültü ve sallantıdan muzdarip. Küçükbalıklı Merkez Camii etrafında biriken dokuma fabrikalarından dolayı evlerinde sürekli deprem yaşamaktan yakınan mahalleli, buna çözüm bulunmasını istedi. 7 gün, 24 saat 3-4 şiddetinde deprem yaşamak zorunda kaldıklarını anlatan vatandaşlar, gece gündüz gürültü ve sallanmadan rahatsız olduklarını ifade etti.

"BİLDİĞİN DEPREMDE YAŞIYORUZ"

Mahalle sakinlerinden Gülseren Elmas, evlerinde huzursuz olduklarını belirterek, “Sıkıntımız büyük. Gürültü, huzursuzluk, ses, kavga, makinalar çalışınca başlıyor sallanmaya. Masaların üzerine bir şey koyduğumuz zaman başlıyor sallanmaya. Burada dokuma ve yatak fabrikaları var. Ben 30 senedir buradayım, buraya ev yaptık ama yaptığımıza da pişman olduk. Huzur yok, 4 haneyiz ama dördümüz de huzursuz bu apartmanda. Sallanma oluyor, gümbür gümbür sallanıyor. Ev sallanıyor, sular, masalar sallanıyor.” dedi. Evin çocukları ise ses ve gürültüden rahatsız olup uyuyamadıklarından yakındı.

"3-4 ŞİDDETİNDE DEPREMDEYİZ"

Deprem kuşağında yaşadıklarını dile getiren Celalettin Şimşek ise şöyle konuştu:

“Yani bildiğin 3 nokta, 4 nokta depremde yaşıyoruz. Gürültü vardı, hadi onu hallettik. Ama şimdi sallantı ve gürültü de durulmuyor. Burada bulunan dokuma tezgahlarının gürültüsü, bir de pres gibi makineleri varmış, bildiğiniz gibi değil, evler sallanıyor, depremdeyiz. Gece uyuyamıyoruz. Ben burada kendi evimi bıraktım, kaçtım gittim. Ben bu işle 7 seneden beri uğraşıyorum ama bir türlü netice alamadım.”

 

Birçok mahallede camilerin etrafının açılmasına rağmen Küçükbalıklı mahalle camisinin etrafının açılmadığını anlatan Şimşek, şöyle devam etti:

“Küçükbalıklı mahrumiyet bölgesi mi? Niye bizim camimizin etrafı açılmıyor. Evlerde duvarlar zangır zangır sallanıyor. Her yerimiz sallanıyor, sadece duvarlar değil. Yerden geliyor çünkü. Gece gündüz çalışıyor makineler. Burada dokuma fabrikaları var. Çok büyük makinelermiş, bunların bir buçuk iki metre toprağın altındaymış eklentileri. Biz burada sürekli depremi yaşıyoruz.”