5 çocuğa işkence sümen altı... Kod adı başkan

Savcılık, Adana E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu 5 çocuğa işkence yaptıkları ileri sürülen dört infaz koruma memuru hakkında açılan soruşturmayı kapattı. Doktor raporlarına rağmen savcılık “yeterli delil” olmadığına karar verdi. Gördükleri şiddeti anlatan çocuklardan biri olan İ.E. cezaevi personeline ‘başkan’ diye hitap edildiği için isimlerini bilmediğini söylemişti.

Hilal Köse

Adana E Tipi Kapalı Cezaevi’nde, 5 Ocak’ta tutuklanan 5 çocuğa, cezaevine kabulde ve sonraki günlerde işkence yaptıkları ileri sürülen dört infaz koruma memuru hakkında, “basit yaralama” ve “hakaret” suçundan başlatılan soruşturma, takipsizlikle sonuçlandı. Savcılık, kamera görüntülerini incelemeden, Adli Tıp raporlarına rağmen, dava açılmasına yeterli delil elde edilmediğini belirtti. Çocukların avukatı Yasemin Dora Şeker, karara itiraz etti. Şeker, dosyadaki doktor raporlarına göre çocukların vücutlarında iyileşmeye başlamış doku bozukluklarının tespit edildiğine dikkat çekti.

‘Hoş geldin dayağı...’

B.A., savcılıkta verdiği ifadede, “Üç gardiyan vardı. ‘Soyun lan’ dediler. Yarı çıplak haldeyken copla vurdular. ‘Hoş geldin dayağı’ imiş. Elimi masaya koydular. Biri, ‘Hangi elinle taş attın? Elini keseyim mi?’ dedi. Rehabilitasyon bölümünde, gece aralıklarla iki gardiyan geliyordu. ‘Kalk lan’ deyip, yüzüme vuruyorlardı. Diğer arkadaşlara da yaptılar. F.Ş’nin kafası yaralıydı. Koğuşta da beşimiz birden ‘hoş geldin dayağı’na maruz kaldık” dedi. İkinci müdürün de küfür ve hakaretlerine maruz kaldıklarını söyleyen B.A., “M.Y.’nin sırtında çek pas kırdılar. Sayımda güldüm diye başgardiyan tokatladı. Küfür etti. Bir gün bahçeden arkadaşları götürdüler. Merdiven altında dövmüşler.” İ.E. ise cezaevi personeline ‘başkan’ diye hitap edildiği için isimlerini bilmediğini söyleyerek, “İlk girişte iç çamaşırlarıma kadar soyuldum. Dediklerini yaptığım halde copla vurdular. Hepimiz darp edildik” dedi.

İzler silinmemişti

9 çocuk olaydan günler sonra Adli Tıp’a sevk edildi. Savcılığa şikâyet bildirmeyen diğer çocuklar da yaşadıkları şiddeti doktorlara anlattılar. Çocukların vücutlarındaki kabuk bağlamış sıyrıklar, raporlara yansıdı. Cezaevine kabulde şiddet gören F.Ş’nin kafasında yara izi belirlendi. Şikâyetçi çocuklar B.A. ve İ.E., 1 Nisan’da Adli Tıp’a sevk edildi. Raporda, üç ay önceki şiddetin izine rastlanmadığı bildirildi. E.D., 13 Mart’ta gardiyanlar tarafından merdiven altı denilen yerde dövüldüğünü, beyaz hortumla sağ eline, kalçasına vurulduğunu, avuç içinin şiştiğini, herhangi bir sağlık kuruluşuna götürülmediğini belirtti. Muayenesinde, sağ elinde iyileşmiş, sıyrık şeklinde cilt lezyonu tespit edildi. D.S.’de de merdiven altındaki şiddetin izleri duruyordu. D.A.’nın boynunda, sol kolunda üzeri kurutlu yaralanmalar tespit edildi. M.A. da merdiven altında, altı görevlinin, yumruk ve plastik coplarla saldırdığını, kafasına, boynuna, koluna vurulduğunu, sağ elinin şiştiğini, sol omuzunun morardığını anlattı. Raporda, M.A.’nın sol omuz başında kesi izi olduğu kaydedidi. Adli Tıp muayenesinde, Y.D.’nin kollarında, F.U.’nun da sırtında izler tespit edildi.

‘Dövmeyiz, sövmeyiz...’

İnfaz koruma memuru M.Ö., ilk gelenlerin üst aramasını yapmakla görevli olduğunu belirterek, “Cezaevine ilk gelenlerin önce üst tarafını çıkarması istenir. Çıkarmazsa zorla çıkarılır. Üst arama yapıldıktan sonra, elbiselerini giyer. Sonra iç çamaşırı kalacak şekilde alt tarafı çıkarırlar. Çocuklar rehabilitasyon için sağ taraftaki odaya alınır. Her iki mağdur da yalan söylüyor” dedi. Kabulde görevli E.Ç., bulundukları bölümde copun kullanılmadığını söyledi. S.A. da kuruma iftira atıldığını savunarak, “Üst araması sırasında hiçbir arkadaşım kimseye kötü muamele yapmayız. Yani, dövmeyiz, sövmeyiz, tehdit etmeyiz” diye konuştu. E.İ. ise şöyle konuştu “5 kişi gelmişlerdi. Dövmedim, sövmedim. Hiç kimse copla dövülmedi.”

Tek cümleyle kapattı

Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın takipsizlik kararında, F.Ş. hariç, mağdurlarda, darp ve cebir izine rastlanmadığının bildirildiği belirtildi. Savcı, şüphelilerin suçlamayı kabul etmediklerini belirterek, “Bulundukları yerde cop olmadığını beyan ettikleri görülmekle, her ne kadar Özgür Gündem gazetesinin yayını üzerine soruşturma yapılmışsa da mağdurların cezaevinde darp edilip, hakarete uğradıklarına dair dava açmayı gerektirir delil bulunamadı” dedi.

Görüntüleri bile incelenmedi

Çocukların avukatı Şeker, savcının Adli Tıp raporlarının tam tersi bir yorumla karar vermesinin gerçeğe aykırı olduğunu ifade etti. Şeker, “Savcı, olay gününe ait, koğuşları ve koridorları gören kameraların görüntülerini bile incelememiş veya bilirkişiye inceletmemiş. Çocukların uğradığı kötü muamele kabul bölümünde değil, diğer günlerde koğuşlarda devam etmiştir. Gardiyanlarının tümünün ifadesi alınmamış” dedi.