‘45 senedir sorunlar aynı’
Yapıtlarında işçiler, kadınlar, göçmenler, LGBTİ bireyler gibi gözardı edilen kişilere odaklanan Nil Yalter’le 15 Ocak’a kadar ARTER’de izlenebilecek ‘Kayıt Dışı’ sergisi üzerine konuştuk.
Ezgi AtabilenBu sergide yer alan, 40 - 45 sene önce ürettiğiniz işler bugüne dair çok şeyler söylüyor. Dünyanın dertlerinin neredeyse yarım asırda değişmemiş olması, özellikle göç ve göçmenler üzerine çalıştığınız işlerin halen güncel olması size neler düşündürüyor?
Benim 70’li yıllarda çalıştığım gruplar çoğunlukla ekonomik nedenlerle göç eden yabancı işçilerdi. Bir ara, yani 1983’te konfeksiyon işinde çalışan kâğıtsız, yani izinsiz göçmenler üzerine de çalıştım. Onların göç nedenleri ise hem ekonomik hem politikti. Bugünkü göçün ne olduğunu ise kimse anlayamıyor. İşin içinde ekonomik göç de savaştan, ölümden kaçan insanların göçü de var. Fakat ortaya çıkan sorunlar aynı. Konut, yaşayabilme, dil sorunu... Evet, bunlar 45 senedir değişmeyen sorunlar.
Bir söyleşinizde “artık göçle ilgili çalışmıyorum” demişsiniz. Dünyanın farklı şehirlerinde gerçekleştirilen “Afişlemeler” adlı çalışmanızı nereye yerleştiriyorsunuz peki?
Eskiden yaptığım bir dizi işle sokak afişleri yapıyoruz. İstanbul dahil dünyada dört şehirde yaptık. Üzerlerinde Nâzım Hikmet’in “Şu gurbetlik zor zanaat zor” dizeleri yazılı. Asıl onları astıktan sonrası önemli. Birçok tepki alıyor. Afişlerin bir hafta içerisinde ne hale geldiklerinin fotoğrafları çekilecek ve kitap haline getirilecek. Bazı şehirlerde halk kızıyor, biz mahallemizde yabancı istemiyoruz, diye. Mumbai’de saygı gösteriyorlar. İstanbul’da ise çok başarılı oldu çünkü bir sürüsünü Suriyeli göçmenlerin oturdukları bir mahalleye astılar. Bir yerde polis geldi hemen. Başka bir yerde birisi afişin üzerine telefon numarasını yapıştırmış ve şu notu yazmış: “İkâmet izni istiyorum.”
‘Genç kadın sanatçılar bugün bize minnettar’
Yapıtlarınız için bir dönem “Bunlar sanat değil, siyaset” demişler. Dışarıda bırakıldığınız o dönemden bahseder misiniz?
70’li yıllarda bu işler yapılırken, mesela göçmen işçiler üzerine yaptığım çalışmam, 1977’de Paris Bienali’nde gösterildi. Orada “Bu sanat değil politikadır, kim asar işçilerin fotoğraflarını duvarına” denildi. Astılar işte, aldılar hepsini sonunda. Bir tane bile kalmadı. Çok zordu o yıllarda bu işleri sanat ortamında göstermek. Hele bir galeriden ümit beklemek... Zaten kadın sanatçı olmak çok zordu. Ben 70’li yıllarda aktivist feminist gruplarla da çalıştım. Büyük savaşlar verildi. Şimdiki genç kadın sanatçılar ve buraya nasıl gelindiğini bilenler bize çok minnettar.
Hem politik hem çağdaş sanat ortamı açısından bugünkü Türkiye’yi Paris’ten nasıl görüyorsunuz?
İstanbul’daki genç sanatçıların enerjisi, sinerjisi dünyanın hiçbir yerinde yok. Yaşımdan ötürü benim çok tecrübem var inanın. Çok müze gezdim, çok sanat olayı gördüm. Politik anlamda ise Türkiye çok zor zamanlardan geçiyor. Coğrafi konumu açısından bu hep böyle olmuştur ama şu an çok ekstrem bir halde. Belki de bu durumdan ötürü çok iyi çağdaş sanat yapan bir gençlik var. Kabiliyeti olan hiçbir gencin bu durum karşısında bir reaksiyon göstermemesi imkânsız.
Söyleşiye eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Sadece size sonsuz cesaret diliyorum. Her gün okuyorum. Çünkü aşağı yukarı tek gazetesiniz hâlâ okunabilen. Hiç kolay değil. Cesaret lazım. Lütfen devam edin.
Nil Yalter ‘El Kapıları’ adlı çalışması (Şu Gurbetlik Zor Zanaat Zor serisinden) 1983 Fotoğraflar, yağlı boya.
Aklımda şüpheler var “Bazen milyonlarca insanın yaşamlarının karartılması yüzünden mi bana merak sardılar diye bir şüphe geliyor aklıma. Biraz dursam mı, bu işleri göstermesem mi diye düşünüyorum. Ama yapmam gerek...” İşlerimi kutularda sakladım “Hiçbir şekilde büroya gider gibi atölyeye gitmem, gidemem. Bazen hiç uyumadan üç gün çalışırım. Hiçbir zaman bir kaidem olmadı. Her dönem küçücük mekânlarda çalışmışımdır. O yüzden işlerimde hep küçük küçük işler bir araya gelerek bir bütünü oluşturur. Onları yapıp yapıp kutularda sakladım.” Evrensellik için yerel araştırma lazım “Bir işin evrenselleşmesi için bir kere o işin yerel araştırmasını yapmak lazım. Yörük çadırlarıyla ilgili bir araştırma yaparken, ben gittim onları buldum, onlarla 24 saat yaşadım. Bunun aslını bilmeden sa Yeni sergi seneye “Çok yeni iş yapmıyorum son senelerde, eski işlerim üzerine yeni işler yapıyorum son senelerde. Elimdeki dokümanlar sonsuz. Şu an yeni bir iş üzerine çalışmaktayım. Gelecek sene İstanbul’daki Galerist’te göstereceğim.” |