4+4+4 yorumu: Derslerini aldılar

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 4+4+4'ün TBMM'den geçmesine ilişkin olarak "12 Eylül'de nasıl milletten derslerini aldılarsa bugün de aynı şekilde milletten derslerini aldılar" dedi.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Erdoğan, 12 yıllık kademeli eğitim düzenlemesini içeren 4+4+4 teklifinin TBMM Genel Kurulu'nda kabul edilmesinin ardından AKP Genel Merkezi'nde milletvekillerine yemek verdi. Yemeğe AKP vekiller yoğun ilgi gösterdi. Başbakan Erdoğan, yemekteki konuşmasında "Adını tarihe yazdıran, adını milletin hafızasına, milletin vicdanına yazdıran bu kadroyu yürekten kutluyorum" dedi. Erdoğan şöyle devam etti:
"Bir kez daha sizlere teşekkür ediyorum. Gerek bakan ve bakanlık kadromuz, gerek komisyon çalışmalarında komisyon başkanı ve komisyondaki arkadaşlarımız, gerek Genel Kurul çalışmalarında grup başkanvekili arkadaşlarım ve tüm Genel Kurul üyesi arkadaşlarım, ortaya koyduğunuz tablo gerçekten son derece anlamlıdır. Bundan dolayı bu mücadele, bu verilen mücadele, tabii burada özellikle aralıksız bu mücadeleyi gece gündüz demeden sürdüren Meclis Başkanımıza, Meclis Başkanvekiline huzurlarınızda tüm Divan'a da ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Aralıksız bu işi sürdürmek kolay bir iş değil. Ona orada tahammül etmek kolay bir iş değil."

"Derslerini aldılar"

Erdoğan, Genel Kurul'daki görüşmelerde muhalefet partileri tarafından sergilenen tavrın son derece anlamlı olduğunu ifade ederken, bu tavrı 12 Eylül halk oylaması öncesinde de aynı şekilde gördüklerini söyledi. Erdoğan, sabrederek ve tahammül göstererek TBMM'de 26 maddelik anayasa değişikliğini gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Daha sonra yapılan halk oylamasında da milletin kendi temsilcilerini haklı mücadelesinde yalnız bırakmadıklarını vurgulayan Erdoğan, "Millet, haksız bir mücadelenin içinde olanları da sandığa her zaman olduğu gibi gömdü. Milli egemenliği, hukuku, demokrasiyi güçlendirmek adına anayasada yaptığımız değişiklik aynı bugün olduğu gibi blok bir muhalefetle karşı karşıya kalmıştır. CHP, MHP ve BDP tıpkı bugün olduğu gibi 12 Eylül halk oylamasında da birlikte hareket ettiler" diye konuştu.

"Genel Kurul'da ortak hareket eden bu partiler, Genel Kurul dışında, TBMM dışında, sokaklarda da birlikte provokasyon ürettiler, birlikte polisle çatıştılar. 12 Eylül'de nasıl milletten derslerini aldılarsa bugün de aynı şekilde milletten derslerini aldılar" diyen Erdoğan, "Tandoğan Meydanı'nda bu Anamuhalefet Partisi, grup toplantısı yapacak kadar bu ülkede bir TBMM İçtüzüğü'nü bilmeyenlerden oluşan bir partidir. Orada gidersin, bir normal miting yaparsın ama 'salı günü grup toplantımızı orada yapacağız' dediğiniz zaman şecaat arz ederken sirkatin söylersiniz. Bunların durumu bu" şeklinde konuştu.

CHP'nin, TBMM'de olsun ya da olmasın, kendi köhnemiş zihniyetini her zaman ülkeye dayattığını dile getiren Erdoğan, bu partinin ülkenin karanlığa sürüklenmesinde her zaman başrol oynadığını iddia etti.

"Sokak sokak çatışmayla önlemeye çalıştı"

Erdoğan, CHP'nin, demokratik yollarla engelleyemediği düzenlemeleri bürokratik yollarla engelleme yoluna gittiğine dikkati çekerken, şöyle devam etti:
"Anayasa Mahkemesi ve Danıştay ile engelleyemediği düzenlemeleri tahrikle, provokasyonla, sokak sokak çatışmayla önlemeye çalıştı. Hiçbirinde başarılı olamadığı zamanlarda da CHP orduyu göreve çağırmaktan, darbeye çanak tutmaktan, darbe çığırtkanlığı yapmaktan hiçbir zaman çekinmedi.
Bugün çıkardığımız yasayla, CHP azınlık olarak çoğunluğa hükmetme iradesinin artık ortadan kalktığını görmüştür. CHP, Türkiye'de sadece ve sadece demokratik zeminde siyaset yapılacağını bugün bir kez daha görmüştür. İnşallah anlamıştır. CHP, tüm çirkinliğine, tüm hırçınlığına, uyguladığı şiddete, tahriklere, provokasyonlara rağmen millet iradesini çiğneyememiş, statükonun galip gelmesini sağlayamamıştır. Tabii sadece CHP değil, CHP'nin dümen suyuna giren, CHP ile omuz omuza veren mücadele eden MHP, o da ne yazık ki şiddetle, tahrikle, provokasyonla, ifadede yakıştıramadığımız cümlelerle bu yola girmiştir. BDP'yi zaten söylememe gerek yok. Onlar da sokak eylemleri ile millet iradesinin gölgelenemeyeceğini bugün bir kez daha görmüş ve anlamıştır.
12 Eylül halk oylamasında omuz omuza mücadele veren CHP, MHP, BDP, oradan alamadıkları dersi bugün bir kez daha TBMM Genel Kurulu'ndan almışlardır. Ben eminim ki millet tıpkı 12 Eylül'de olduğu gibi bu yasanın görüşmelerinde de kimin kiminle hareket ettiğini, kimin nerede durduğunu, kimlerin kimlerle hareket ettiğini net olarak görmüştür."

"Bugün ben çok duyguluyum"

"Doğrusu bugün ben çok duyguluyum"
diyen Başbakan Erdoğan, "TBMM, özellikle de sizler bugün bir kez daha tarih yazdınız. Tarihe silinmeyecek bir not düştünüz. Belki bunu biz anlamıyor olabiliriz ama inanıyorum ki gelecek kuşaklar, gelecek nesiller bunu anlayacaklar ve bizleri hayırla yad edecekler" ifadesinde bulundu. Yasanın milletvekillerinin mücadelesi ile çıkarıldığına işaret eden Erdoğan, yasanın sadece milli eğitimi ilgilendiren bir yasa olmadığını ifade etti. Bu yasanın "Türkiye'de milli egemenliğin gerçek sahibinin kim olduğunu bir kez daha ispat etmiş bir yasa olduğunu" vurgulayan Erdoğan, "Çıkardığımız yasa Türkiye'de demokrasinin ne kadar ileri standartlara ulaştığının aynı zamanda ne büyük bir içtenlik kazandığının ispatı olan bir yasadır" ifadesinde bulundu.

"28 Şubat'ın son izini tarihin tozlu raflarına gönderdik"

Çıkan yasanın egemenliğin millete ait olduğu bir kez daha kayıt altına aldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"AK Parti'yi kurarken, 3 Kasın seçimlerine girerken sıkça tekrarladığımız 'yeter, söz de karar da milletindir' ifadesi bu yasanın çıkması ile bir kez daha anlam kazanmıştır. Baskıyla dayatmayla getirilen bir düzenlemeyi milletin vicdanını ve kendi vicdanınıza kulak vererek, demokratik yollarla düzelttiniz. Sizler azınlığın çoğunluğa hükmetmesinin bir eseri olan kesintisiz eğitimi milletin egemenliğini yüceltmek yolu ile tasrif ettiniz. Hani parlamentoda dediler ya diyorlardı ya 'faşist, faşist, şu, bu' asıl olan faşist bir baskı ile gelen düzenleme işte bugün tamamen demokratik bir yolla düzeltilmiştir. Bizler demokratik tarihimize kara bir leke olarak kazınmış, bin yıl süreceği iddia edilen 28 Şubat'ın son izini, 28 Şubat'tan 15 yıl sonra geri dönmemek üzere tarihin tozlu raflarına Allah'ın izni ile gönderdik."

"Kuran bir süs eşyası değildir"

Erdoğan, partisinin milletvekillerine hitaben yaptığı konuşmada, CHP'ye yönelik sert eleştirilerde bulundu. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"9. Madde esnasında Kuran'ın ve Peygamberimizin hayatının, ikinci ve üçüncü kademede, yani ortaokul ve lisede seçmeli olarak verilmesine yönelik önergeler verilmesinden tabii CHP çok rahatsız. Fakat bugün İzmir'de baktım, metro konuşmasında o da bunu işliyor. Orada ne dese beğenirsiniz? Biz diyor 'Kuranıkerim'i böyle gayet güzel işlemeli kılıflar içerisinde, odamızın başucunda hep saklarız. Yastıklarımızın hemen altında, başucumuzda saklarız'. Gel de Akif'i anma. Akif merhum çok güzel söylüyor. 'Ya açar nazmı celilin bakarız yaprağına, ya üfler geçeriz bir ölünün toprağına, inmemiştir Kuran bunu hakkıyla bilin, ne mezarda okunmak, ne fal bakmak için'... Sayın Kılıçdaroğlu, Kuran bir süs eşyası değildir. Kuran, bir ilham kaynağıdır. Onun için Akif'i biraz okuman lazım. Sadece milli marş olarak İstiklal Marşı'nı da okumak yetmez. Anlamak lazım. Onu duymak lazım. Bunlarda böyle bir şey yok. Biz diyor 'Besmeleyi çekeriz, okuruz'. İnşallah öyledir.


"Kemal efendi torununu oraya gönderme"

TBMM'de de bir tanesi, 'din bezirganları' olarak AK Parti'yi kastediyor. Olsa olsa en ala din bezirganı sizden olur, sizden. Çünkü bu yaşanır, konuşulmaz. Aradaki fark bu. Bundan niye o kadar rahatsız oluyorsunuz? Bunda madem sıkıntımız yok. Oy birliğiyle genel kuruldan bu iş çıksa böyle bir tartışma olur mu? Niye bu sizi rahatsız ediyor? Bunun sizi hiç rahatsız etmemesi gerekirdi. Ya ne demek, seçmeli yahu. Zoraki değil, mecburi değil. Kemal Efendi, torununu oraya cebren gönderme. Gerek yok. İsteğe bağlı. İster gönderirsin, ister göndermezsin. Böyle bir şey yok. Rahat ol. Bütün efradınız, onlar da rahat olsun. Cebir yok. İstersen gönderirsin. Niye bundan rahatsız oluyorsun? İşte üzen nokta bu. Niye? Rahatsızlar. Çünkü geleceği görüyorlar. Neyi görüyorlar? Çünkü bu milletin ruh kökünde bunun arayışı var. Bunu bekliyor."


"Bugün tarihi bir gün"

Çıkan yasanın pedagojik boyutunun da önemli olduğunu savunan Erdoğan, "Cumhuriyet tarihimizde ilk kez milli eğitim sistemi halkın iradesiyle, halkın talep ve arzuları doğrultusunda şekillenmiştir. Milli eğitim sistemi bugün dinamik boyutları ile adeta gençlerimizi formatlama aracı olarak bir yola girmiş olanlara bugün durun bakalım demiştir. Şimdi biz bunu düzeltiyoruz. Sizin sayenizde hem eğitimi, hem öğretimi öne çıkaran bir yapıya milli eğitim bugün kavuşmuştur. Milli eğitim Türkiye'nin büyüme ekonomisine paralel, büyüyen ekonomisine destek sağlayacak bir niteliğe kavuşmuştur. Çocukları 7 yaşında okula alıp 15 yaşına kadar 8 yıl boyunca kesintisiz şekilde formatlama dönemi artık sona ermiştir" diye konuştu.

Çocukların artık kendi ve anne babalarının tercihleri doğrultusunda milli ve manevi değerlerini, dini değerlerini çok daha güçlü şekilde öğreneceklerini söyleyen Erdoğan, "Üniversiteler belli çocuklara, belli sınıf ve zümrelere değil, artık bu ülkenin tüm çocuklarına kapılarını ardına kadar açacaklar" ifadesinde bulundu.

Bugünün neresinden bakılırsa bakılsın tarihi bir gün olduğunu vurgulayan Erdoğan, bugünün Türkiye için önemli bir gün olduğunu söyledi. Erdoğan, "Gururluyuz, ama kibirli değiliz. Onurluyuz, ama hiçbir zaman şımarmıyoruz, şımarmayacağız" dedi.